Akdeniz'in kuzey-batı kıyısı boyunca İspanya ve İtalya arasında antik Massilia şehri (modern Marsilya) yer alır. Aslen MÖ 600'de Foçalı İyonyalı Yunanlar tarafından kurulan şehir, günün birinde Kartaca'nın gücüne meydan okuyacak (onları MÖ 3. ve 4. yüzyıllarda yenerek) ve bölgeye hakim olacak, MÖ 3. ve 4. yüzyıllar boyunca Güney Galya'da bir grup koloni kuracaktı. Ayrıca Massilia'dan gelen denizcilerin, Herkül Sütunlarının ötesinde, Cebelitarık Boğazı'ndan, Afrika'nın batı kıyısına bile seyehat ettiklerine dair kanıtlar var.
Çoğu kaynağa göre şehir, Ligurian Segobridge'lerinden elde edilen araziler üzerine kurulmuştur. Phocaea'dan olan Yunan Protis, Lacydon'daki bir koya rastladığnda yeni ticaret karakolları arıyordu. Tarihin ve efsanenin bir araya geldiği yer burasıdır. Segobridge'lerin karalı Nannus, genç Yunanlıyı, kızı Gyptis'in bir dizi olası talip arasından eş seçeceği bir ziyafete davet etti. Herkesi (özellikle Protis'i) şaşırtacak bir şekilde, ayrıcalıklı olan Galyalıları terk etti ve tören kupasını Protis'e sundu. Kaynaklar bardakta su mu yoksa şarap mı olduğuna göre değişiyor. Bir düğün hediyesi olarak kral, yeni evli çiftlere Masillia'dan olacak şekilde arazi verdi. Üç tepe üzerine kurulu ve limana bakan şehir Batı Avrupa'nın ilk limanlarından biri ve deniz ticaretinin merkezi olacaktı. Yunanlar başka şekillerde de tüm bölge üzerinde derin bir etkiye sahip olacaktı. Eski kaynaklara göre, yerel halka ''hukukun egemenliği''ni, toprağın nasıl ekileceğini ve en önemlisi '' nezaket''i öğrettiler.
Ancak Protis'in hikayesi ve Massilia'nın kuruluş hikayesi karanlık bir dönemeç alacaktı. Kral'ın ölümünden sonra oğlu ve varisi, şehri bir tehtid olarak görmeye başladılar ve susturulmaları gerekiyordu. Plan, şehre geceleri gizlice girerek sakinleri öldürmekti; ancak, kralın bir akrabası (genç Yunanlı'ya aşık olan) planı ifşalayınca komplo bozuldu. Dahil olan Liguryalılar, genç kral ve yedi bin destekçisinin hepsi öldürüldü.
Stratejik konumu yüzünden şehir hızla büyüyecek ve Phocaea'nın düşüşünden sonra MÖ 525'te ikinci bir göç dalgasının keyfini çıkartacaktı. Yunan kültürünün -özellikle mimarisi ve sanatının- Masillia'daki varlığı, kuzey-batıda Galya'dan ve en batıdaki İspanya'dan kalıcı bir etki yarattı; bu etki Yunan şarap ve zeytinlerinin tarım ürünü olarak ortaya çıkmasıyla daha da belirginleşti. Şehir -bir tiyatro, agora, tapınaklar ve rıhtımlarla tamamlanmış- doğası gereği Yunan kalmış olmasına rağmen, konumu onu anavatandaki her hangi bir Yunan savaşına katılmasını engelledi. Bunun yerine, komşuları Roma'da bir müttefik buldular. Şehir bağımsızlığını korurken, şehir Kartaca'ya karşı İkinci Hain Savaşı (MÖ 218-202) sırasında Roma'ya (gemilerin tedariği yoluyla) yardım etti.
Roma'ya olan bu sadakat yakında fayda sağlayacaktı. MÖ 125'te güney Galya'dan gelen Sulluvii, Massilia'nın güvenliğini tehdit ettiğinde, şehir başarıyla yardım için Roma'ya çağrıda bulundu. Daha sonra şehir, Galya ile Roma mallarına (özellikle şarap) olan arzuları ile Roma'nın kaynaklara ve kölelere olan ihtiyacı arasında bir bağlantı olarak görev gördü. Şehir Cumhuriyetle bir bağa sahip olmaya devam etmesine rağmen, üçü yürütme yetkisine sahip on beş sulh hakimi seçen altı yüz kişilik bir meclisle oluşan oligarşik hükümet biçmini hala koruyabiliyordu, ancak, bu bağımsızlık yakında aniden sona erecekti.
MÖ 49'da şehir, Julius Caesar'a karşı savaşında, Pompey'i destekleme hatasını yaptı. Caesar İspanya'da yürürken, Massilia halkı ona şehrin kapılarını kapattı. Şehre saldırmaya devam etmek için üç ordu bırakarak, Caesar İspanya'ya devam etti. Kuşatma kuleleri, kuşatma rampaları ve koçbaşı ile sürekli bir barajdan sonra, şehir kısa süre içinde teslim oldu. Caesar merhametli olması seçse de, şehir yine de acı çekti, çevredeki toprakların çoğunu ve en önemlisi bağımsızlığını kaybetti, Cumhuriyet'in bir parçası (isteğe bağlı olarak değil) oldu.
İmparatorluğun son dönemlerinde, Yunan kültürü ve öğrenimi konusundaki itibarını sürdürmeye devam etse de, şehrin ticari merkez olarak önemi azaldı. Daha sonra Hristiyanlığın yükselişiyle beraber, Masillia bir manastır merkezi ve barbarlardan kuzeye kaçan mülteciler için bir sığınak haline geldi. Diğer Roma kolonileri ve şehirleri gibi, MS 5. yüzyılın ortalarında hem Ostrogotlara hem de Vizigotlara ve en sonunda Franklara düştü.