Türkiye'nin batısında antik Efes'te bulunan Celsus Kütüphanesi 12,000'den fazla parşömene ev sahipliği yapan bir kütüphaneydi ve Roma İmparatorluğunun en etkileyici binalarından birisiydi. MS 2. yüzyılda inşa edilen kütüphaneye şehrin eski Roma valisinin adı verilmiştir. Bugün, bir zamanlar büyük bir görünüme sahip olan binanın sadece etkileyici dış cephesi kalmıştır. Ayrıca, Roma İmparatorluğunda büyük bir eğitim merkezi olması ve eski hristiyan bilimi ile şehrin statüsünün sessiz bir tanığıdır.
Efes
Türkiye'nin batısında bulunan Efes (eski yunanca; Ephesos), Yunan dünyasının ve ardından da Roma İmparatorluğunun önemli bir liman kentiydi. Buradaki yerleşim Mikenlerle birlikte Tunç Çağına kadar uzanmaktadır ve Artemis'in ekolü sayesinde Klasik dönemde ünlenmiştir; antik Akdeniz'deki en önemli yerleşim yeri olan bu şehir tanrıyı onurlanlandırmaktaydı. Şehrin MÖ 5. - 6. yüzyıllarından kalma büyük tapınağı şimdilerde Efes'teki Artemis Tapınağı olarak biliniyor. Antik dünyanın Yedi Harikasından biri olup bir çok antik gezgini ve hristiyan hacıyı kendisine çekmiştir. Efes Pergamon'dan Roma'nın Asya eyaletinin başkenti olarak yetkileri devraldığında (MÖ 129'dan sonra), şehir Anadoludan gelen göçmenler ve İtalya'dan gelip oraya yerleşen pek çok tacirle daha da kozmopolit bir hal aldı. Büyük bir Roma şehri ve yönetim merkezi olarak Efes'in, birçok Roma şehrinin sahip olduğu olanaklardan biri olan etkileyici bir halk kütüphanesiyle iftihar etmesi hiç şaşırtıcı değildir.
Tiberius Julius Celsus Polemaeanus
MS 114 yılında Tiberius Julius Acquila tarafından yapımına başlanan ve varisleri tarafından bitirilen kütüphane, aynı yıl 70 yaşında vefat eden babası Tiberius Julius Celsus Polemaeanus anısına inşa edilmiştir. Celsus Roma Senato Üyesiydi ve MS 105-107 arasında Efes valiliği yapmıştır. Celsus ayrıca MS 92 yılında Roma'da bütün kamu binalarından sorumlu bir konsolostu. ve Asya'nın en zenginlerinden biriydi. Kütüphane, Efes'in önde gelenlerinden biri için oldukça uygun bir anıt ve mezar yeriydi. MS 117 yılında kütüphanenin yapımı tamamlandı ve Celsus, Zafer tanrıçası, Eros figürleriyle süslenmiş olan mermer bir lahit içine yerleştirilmiş demir bir tabuta rozet ve çelenklerle birlikte gömüldü. Lahit apsisli duvarın yanındaki döşemenin altına gömülmüştür. Kütüphane ayrıca bir anıt mezar ya da kahramanlık anıtıydı.
Kütüphane
Celsus Kütüphanesi, şehrin tam göbeğinde, Kuretler caddesi ile Mermer yolun köşesinde, agoranın hemen solunda, anıtsal kemerli girişinin yanında yer alır. Kütüphane, İmparator Hadrian döneminde (MS 76-138) özellikle Doğu'da, çok katlı ve çok sayıda çıkıntıya, girintili pencerelere, sütunlara, alınlıklar ve heykellere sahip dekoratif cephelerin moda olduğu mimari tarzın tipik bir örneğidir.
21 metre uzunluğunda (69 fit) dokuz basamaklı bir podyum üzerinde duran kütüphanenin en etkileyici cephesi kabartma oymalarla dekore edilmiştir ve iki katlıdır- her biri, çıkıntılı baş tabanı destekleyen Korint başlıklarıyla kapatılmış üç çift sütuna sahiptir. Üst katın sütunları daha kısadır ve alt katın sütunlarından daha incedir, ancak üçgen alınlığı (ortadaki çift) ve yarım daire biçimli alınlığı (iki dış çift) desteklerler. Üst kattaki sütunların her biri arasında büyük bir pencere yer alır. Kütüphanenin dış cephesi, hatta bütün bina oldukça akıllıca bir biçimde tasarlanmıştır. Böylece olduğundan daha büyük görünmektedir. Bu işin sırrı, podyumun hafifçe dışbükey hale getirilmesi ve yan sütunların, sütun başlıklarının ve kirişlerin binanın merkezindekilerden biraz daha küçük olmasıyla elde edildi.
Kütüphanenin her biri özenle dekore edilmiş çerçeveleri olan üç girişi vardır. Merkez kapısı diğer ikisinden daha uzun bir yapıya sahiptir. Kapıların her birinin üstünde bir pencere bulunuyor ve yanlarında nişlere yerleştirilmiş dört heykelle çevrelenmiştir. Yazılı kaideleri olan bu figürler vefat etmiş olan valiyle ilişkilendirilen 4 özelliği temsil ediyordu:
- bilgelik (sophia)
- akıl (ennoia)
- bilgi (episteme)
- erdem (arete).
Kütüphanenin iç kısmı 16.72 m x 10.92 m (54.8 x 35.8 fit) ölçülerinde olup, yaklaşık 180 metrekare (2.000 fit kare) taban alanındadır ve süslü mermerle döşenmiştir. Batı duvarının bir kısmı apsis oluşturacak biçimde kavislidir. Duvarlar parşömenlerin muhafaza edilmesi için nişlerle kaplanmıştır. Bazı ödünç alma durumlarına ayrıcalıklı bir azınlık tarafından izin verilmiş olsa da, kütüphaneden kaldırılmayan yaklaşık 12.000 parşömen olması muhtemeldir.
Cephe görünümüne rağmen içerisinde ikinci bir kat yoktu, ancak ikinci kat seviyesindeki iç duvarın etrafından dolaşarak daha yüksek nişlere erişim sağlayan korkuluklu bir balkon vardı. İçerideki nemi (ki bu kütüphanenin içindeki kıymetli eserlere zarar verirdi,) azaltıp daha sabit bir sıcaklık oluşturmak için duvarın içerisine boş nişler inşa edildi. İçeride ayrıca, bir zamanlar muhtemelen Celsus'un ya da sadece binayı yaptırmakla kalmayıp vasiyetinde kütüphane için parşömen satın almak üzere 23.000 dinar bırakan oğlunun heykelinin bulunduğu büyük bir oyuk vardı. Bu heykel şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesinde kalıcı olarak sergilenmektedir.
Yakın Tarih
MS 1. yüzyılda Efes, Asya'daki ilk Hristiyanların en önemli merkezi haline gelmişti; Havari Pavlus şehir tiyatrosunda halka hitap ediyordu ve Evangelist Yuhanna muhtemelen son yıllarını orada geçiriyordu. Şehir bir öğrenme merkezi olarak işlevine devam etti ve Celsus Kütüphanesi bu başarıda büyük bir rol oynadı. Yeni din, eski pagan ayinlerinin ve ritüellerinin genellikle sözlü olarak rahiplerden yeni üyelere geçmesinin aksine, kutsal metinlerin ve yorumların yazılı formlarına büyük önem verdiği için kütüphane ve hristiyanlık arasında yakın bir bağ vardır.
Maalesef MS 262'de kütüphane Gotik istilası sırasında çıkan yangınla harap oldu. Ancak kütüphanenin dış cephesi ayakta kaldı ve MS 4. yüzyılın sonunda kütüphaneye onarımlar yapılıp ön basamakların yanındaki kısma küçük bir çeşme eklendi. Efes, Geç Antik Çağ'da önemli bir Hristiyan şehri olarak kaldı, MS 431'de büyük bir genel piskoposlar konseyine ev sahipliği yaptı ve MS 6. yüzyılın ortalarında büyük, yeni bir bazilika Efes'e inşa edildi. MS 10. yüzyılda meydana gelen bir deprem cephenin çökmesine neden oldu. Kütüphane MS 1904'te kazıldı ve Celsus'un lahiti keşfedildi. Cephe yeniden bir araya getirildi ve daha sonra kısmen restore edildi. Binanın cephesinin büyük heykelleri, keşfedildikten sonra Viyana'ya götürüldü ve bugün onların yerini aslına uygun kopyaları aldı.