Atina Demokrasisi

Tanım

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, İrem oltan tarafından çevrildi
03 Nisan 2018 tarihinde yayınlandı 03 Nisan 2018
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Athens Acropolis (by Mark Cartwright, CC BY-NC-SA)
Atina Akropolisi
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Atinalıların M.Ö. 4.ve 5.yüzyıllarda oldukça sıra dışı bir devlet sistemleri vardı: demokrasi. Bu sistemle tüm erkek vatandaşlar eşit siyasi haklara, konuşma özgürlüğüne ve politikaya doğrudan doğruya katılma hakkına sahipti. Dahası vatandaşlar sadece kararları kendilerinin verdikleri doğrudan bir demokrasiye katılımla kalmadılar aynı zamanda da kendilerini yöneten kurumlarda aktif şekilde hizmet vererek süreçte direkt olarak kontrole sahiplerdi.

Antik Kaynaklar

Diğer şehir devletlerinde de Argos, Sirakuza, Rodos, Erythari (Ildırı)başta olmak üzere zaman zaman demokrasi görüldü. Kimi zaman oligarşi sisteminin görüldüğü yerlerde bile politik eşitlik görülse de M.Ö. 460-320 yılları arasında Atina’da görülen tüm erkeklerin dahil olduğu versiyon şüphesiz en gelişmişiydi.

Demokrasi (DĒMOKRATİA) sözcüğü halk anlamına gelen demos sözcüğünden türemiştir.

Demokrasinin işleyişini betimleyen günümüz kaynakları demokrasiyi tipik olarak Atina ile ilişkilendirir ve buna Aristoteles’in Atinalıların Devleti, Herodot, Ksenofon ve Thukididis gibi Yunan tarihçilerin eserlerini, Dimosthenis gibi isimlerin 150'ye yakın konuşa metnini, kararnameleri, kanunları, sözleşmeleri ve dahası Aristofanes gibi komedya yazarlarının oyunlarını da dahil ederler. Ne yazık ki Antik Yunan’daki demokratik devletlerle ilgili kaynaklar oldukça az ve nadir bulunuyor. Durum böyle olunca da aşağıdaki demokrasi açıklamaları Atinalılar’a odaklanıyor.

Meclis ve Konsey

Demokrasi sözcüğü demos kökünden gelip vatandaşı temsil eder ve yönetmek anlamındaki kratos sözcüklerinden oluşur. Her erkek vatandaş demokrasinin ana zümresi olan meclise (ekklēsia) girebiliyordu. M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllarda Atina’nın erkek nüfusu döneme bağlı olarak 30 ila 60 bin arasındaydı. Bu meclis en az ayda bir kez olmak genellikle iki ya da üç kez Pniks tepesinde 6.000 kişilik bir alanda toplanırdı. Her vatandaş meclise istediği gibi hitap edebilir ve açık bir şekilde ellerini kaldırarak oylamaya katılabilirdi. Çoğunluğun kararı nihai karar olurdu. Kurayla seçilen dokuz başkan toplantı tutanakları tutar ve oyları tespit ederlerdi.

Ostrakon for Pericles
Perikles için Ostrakon
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Mecliste askeri ve mali konular, yiyecek tedariki ve organizasyonu, yasamalar ve siyasi davalar, imzalanacak antlaşmalar, elçi gönderme kararları ya da fon toplama ve harcama da dahil olmak üzere belli konular konuşulurdu. Meclis aynı zamanda şehir devleti içinde tehlikeli biçimde güçlenenleri de oy birliğiyle aforoz edebilmekteydi. Böyle bir durumda oy kullanacak kişiler, çömlek parçaları (ostrakon) üzerine kişinin adını yazar ve gizli biçimde oy kullanırlardır. Tartışmalardaki en önemli unsur zaman içinde vatandaşların en önemli imtiyazı haline gelen konuşma özgürlüğüydü (parrhēsia). Tartışmanın sonunda geçici ya da kalıcı kararlar (psēphismata) onaylanır ve kanunlar (nomoi) tanımlanırdı. Meclis aynı zamanda kararların uygulandığından ve memurların görevlerini yerine getirdiğinden emin olmakla görevliydi.

Atina’da mecliste tartışılan konuları kararlaştırılan ya da önceliklendiren daha küçük bir kurum olan ‘konsey’ (boulē) bulunuyordu. Buna ek olarak konsey, savaş ve kriz zamanlarında meclis toplanmadan da karar alabiliyordu. Konsey ya da boulē kura ile seçilen 500 vatandaş oluşuyordu ve bu vatandaşların görev süreleri bir yıldı ve üst üste iki yıldan fazla görev yapmaları yasaktı. Konsey, Atika’nın 139 bölgesini temsil etti ve meclisin bir nevi yürütme kurulu görevini gördü. Konsey aynı zamanda meclis adına yönetim kurullarını ve memurları denetlerdi.

Mecliste çıkarılan kanunlara burada itiraz edilir, sürgün ve aforoz etmeye burada karar verilir.

Ayrıca on kabileden birinin dönüşümlü olarak yürüttüğü bir yönetim kurulu vardı ve bu dönüşüm sayesinde her kabile yılda bir kez yürütmeyi oluşturuyordu. Bu kurulun her gün kurayla seçilen bir başkanı (epistates) olurdu. 50 kişilik yönetici (prytany)Atina agorası Bouleuterion’da buluşur ve kutsal hazineleri korurdu.

Tüm bu siyasi kurumlarla beraber 6.000 jüri üyesinden oluşan hukuk mahkemeleri (dikasteria) ve her yıl kurayla seçilen baş yargıçlar (archai) vardı. Seçilen kişinin gerçekten gelişigüzel seçildiğinden emin olmak için farklı renklerde simgeler bulunurdu ve yargıçlar iki kez bu süreçten geçerlerdi. Mecliste çıkarılan kanunlara burada itiraz edilir, sürgün ve aforoz etmeye burada karar verilir, yurttaşlığa kabul burada gerçekleşir ve borç tasfiyeleri burada görüşülürdü.

Kleroteria
Kleroterion
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Bu komplike sistem güç istismarını önlemek ve her bölgeye eşit güç ve temsil hakkı verildiğinden emin olmak için vardı. Önemli mevkilerde bulunmak için seçilen kişiler rastgele seçildiğinden herhangi bir kişi ya da grubun doğrudan ya da dolaylı olarak karar sürecini etkilemesi oldukça zordu çünkü kimin seçileceği bilinmediğinden rüşvet yoluyla seçim mümkün olmazdı.

Devlete Katılım

Mecliste oy kullanma ve fikir beyanı için 18 yaşını doldurmuş erkek olmak gerekirken jüri üyesi ya da yargıç olmak için ise 30 yaşın üzerinde erkek olmak gerekirdi. Buna bağlı olarak da kadınlar, köleler ve vatandaş olmayanlar (metoikoi) politik süreçler dışındadırlar.

Erkek vatandaşların çoğunluklu katılımı ve şehir devletinin yönetimine katılmaları beklentisini Tukididis’in şu alıntısını açıkça gösterir:

Biz politikada payı olmayana sadece kendi işine bakıyor demez onu işe yaramaz görürüz.

Demokrasinin saygınlığını örneklemek için demokrasi idealinin ilahi bir kişilikleştirmesi olan tanrıça Demokratia gösterilebilir. Şehir devleti siyasetine doğrudan dahil olma Atinalılara benzersiz bir kolektif kimlik vermenin yanı sıra kendi sistemlerinden gurur duydukları anlamına da geliyordu ve bu Perikles'in M.Ö. 431 yılında Peloponez Savaşı'nda ölenler için yaptığı cenaze konuşmasında görülebiliyor:

Atina'nın yönetim biçimi sadece bir grubun değil tüm halkın çıkarlarını gözettiği için demokrasidir. Yasalarımız kişisel meselelerde herkesi eşit görür ve kişilerin sorumlulukları şu ya da bu soya dayanmalarına değil liyakata bağlıdır. Kişi yurduna faydalı oldukça fakir olması ya da sosyal statüsü önemli değildir.

Aktif katılım her ne kadar teşvik edilse de meclise katılanlara belirli dönemlerde ödeme yapılırdı ve böylece uzakta yaşayan ve maddi gücü olmayanlar da katılabilirdi. Bu para sadece giderleri karşılamak için olsa da bundan kar elde etmek isteyenler ağır bir şekilde cezalandırılırdı. Vatandaşlar şehir devletinin nüfusunun %10-20’sini oluşturuyordu ve bunlardan yalnızca yaklaşık 3.000 kadarı aktif siyasetteydi. Bu kişilerden en zengin ve nüfuzlu olan yaklaşık 100 kişi de politika sahnesini hem mecliste hem de perde arkasındaki komplocu siyasi toplantılarda domine ettiler. Bu gruplar toplantılarını gizli yürütmek zorundaydı çünkü her ne kadar konuşma özgürlüğü bulunsa da kişilerin kurumların devamlı olarak eleştirilmesi tiranlık oluşturmaya çalışmak suçlamalarına neden olur ve aforoz edilmeye kadar giderdi.

Greek Bronze Ballot Disks
Oy pusulası
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Demokrasiyi eleştiren Thukididis ve Aristofanes gibi isimler sürecin hem elitler tarafından domine edilebileceğine hem de demos’un çoğunlukla duyguya kapılan ya da karar vermek için yeterli bilgisi olmayan hatipler ve popüler kişiler tarafından sarsılabileceğine dikkat çekerler. Alınan kararlar arasında en kötü üne sahip olanlar belki de M.Ö. 406 yılındaki Arginusae Savaşı'nı kazanan altı generalin idamı ve M.Ö. 399'da filozof Sokrates’e verilen ölüm cezası gösterilir.

SONUÇ

Atina’nın Altın Çağı’nda hüküm süren demokrasinin yerini M.Ö. 411 yılında oligarşi aldı. Bu yapısal değişiklik Tukididis’e göre eski düşman Sparta karşısında Pers İmparatorluğu’ndan ihtiyaç duyulan desteği almanın tek yoluydu ve bu değişikliğin kalıcı olacağı düşünülmemişti. Bununla birlikte demokrasi biraz farklı bir versiyonla da olsa sonunda Atina’ya döndü ve her halükârda Atinalılar, iki bin yıl sonraki medeniyetlerin siyasi sistemlerinin oluşumundaki etkilerini tamamlamışlardı.

Tarihçi K.A. Raaflaub Atina’daki demokrasiyi şöyle tanımlar:

Daha önce hiç görülmemiş bir şekilde köken, varlık, sosyal statü, eğitim ve diğer tüm durumlara bakmaksızın tüm vatandaşlarına eşit haklar vermeye cesaret edebilen ve bu temel ilkeyi eşi görülmemiş bir şekilde gerçekleştiren devrimci bir sistem.

Bu idealler bugünün modern dünyasındaki demokrasinin mihenk taşlarını oluşturur. Antik Yunan bize her ne kadar güzel sanatları, nefes kesen tapınakları, tiyatroyu ve en büyük filozofları kazandırsa da belki de kazandırdıkları en önemli şey demokrasidir.

Çevirmen Hakkında

İrem oltan
I am studying linguistics at Ankara University. Even though I have always loved history my main interest is Ancient Greece. I love widening my knowledge about history, philosophy. While doing so I'd like to make information accessible for everyone.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2018, Nisan 03). Atina Demokrasisi [Athenian Democracy]. (İ. oltan, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-13310/atina-demokrasisi/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Atina Demokrasisi." tarafından çevrildi İrem oltan. World History Encyclopedia. Son güncelleme Nisan 03, 2018. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-13310/atina-demokrasisi/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Atina Demokrasisi." tarafından çevrildi İrem oltan. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 03 Nis 2018. İnternet. 20 Kas 2024.