Roma Zaferi

Tanım

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Yağız Yanardağ tarafından çevrildi
05 Mayıs 2016 tarihinde yayınlandı 05 Mayıs 2016
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Portekizce
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Triumph of Titus (by Jean-Guillaume Moitte (Artist), CC BY)
Titus'un Zaferi
Jean-Guillaume Moitte (Artist) (CC BY)

Roma zaferi, savaş alanında önemli bir zafer kazanan bir askeri komutanın şerefine antik Roma kentinde düzenlenen görkemli bir geçit töreninin adıydı. Senato tarafından düzenlenen bu tören, Roma'nın görkemini ve diğer tüm uluslar üzerindeki askeri üstünlüğünü halka hatırlatma amacı taşıyan gösterişli ve eğlenceli bir propaganda gösterisiydi.

Daha sonraları, bu zafer geçitleri komutanların hırsları nedeniyle çok popüler ve önem arz eder hale gelince, sadece imparatora özel kılınmıştı. Zamanla, pek sevilmeyen yöneticiler unutulmaz gösteriler yaparak Roma halkına kendilerini sevdirmeye çalıştıkça, tören geçitleri daha da abartılı bir hale gelmişti.

Antik Kaynaklar

Siyasi hayat için bu kadar önem taşıyan ve böylesine uzun bir süre zarfında kutlanan pek çok zafer Romalılar tarafından düzgün bir şekilde belgelenmiştir, her ne kadar daha sonra ortaya konan kaynaklar kraliyet ailesini etkileme amacı ile yazılmış ve bu yüzden abartı ile dolu olsalar da. Başlangıçta zafer geçitleri, büyük askeri başarılar göstermiş (ya da bir süredir göstermekte olan ast subaylar) ve ordusunu Roma'ya geri getirmeyi başarmış üst düzey komutanlar içindi, ancak Cumhuriyet'in son dönemlerinde kurallar sık sık esnetilmiş ve imparatorluk döneminde bu ayrıcalık daha seyrek hale gelmişti. Bunun nedeni, halkın ilgisini kendi üzerinde tutmak isteyen imparatorun geçit törenini yalnızca kraliyet ailesinin hakkı haline getirmesiydi.

MS 5. yüzyıl tarihçilerinden olan Orosius'a göre, MS 1. yüzyıla kadar Roma'da 320 zafer kutlaması yapılmıştı. Ayrıca elimizde Cumhuriyet'in tüm zaferlerini gösteren ve muhtemelen ilk olarak Roma Forumu'ndaki (Roma'da önemli işlerin görüldüğü alan) Augustus Kemeri'nde M.Ö. 20 yılında ortaya çıkan parçalar halinde bir liste (Fasti Triumphales'in bir parçası) bulunmakta. Tam olarak sayısına bakılmaksızın, şehir bir zafere ev sahipliği yaptığında, bu, eğlenceli gösterilerin eksik olmadığı bir şehirde halkın görebileceği en etkileyici manzaralardan birinin yaşanacağı anlamına geliyordu.

Cumhuriyete Özgü Zafer Kutlamaları

Roma tarihçileri erken dönem krallarının bile bu zaferleri kutladığını anlatırlardı, ancak bu muhtemelen tamamı ile palavradan ibaretti. Geçit töreni başlangıçta tamamen dini bir törenden ibaret görülüyor (her zaman dini bir unsur taşıyor) ve verimli bir sonuç elde etmek için bereket tanrısı Liber'e gıda maddelerinin sunulmasını içeriyordu. Bu Etrüsklerden alınan bir gelenek de olabilir ancak bu konuda herhangi bir kanıt yoktur.

TANRI KATINA YÜKSELEN, BU BAŞARININ SAHIBI OLAN KOMUTAN, ROMA SOKAKLARINI ARŞINLAYAN GÖRKEMLI BİR TÖRENDE DÖRt AT TARAFINDAN ÇEKİLEN UZUN KENARLI MUHTEŞEM BIR SAVAŞ ARABASINA BINERDI.

Roma askeri zaferlerinin ilk kutlamaları şüphesiz çok daha gösterişsiz ve doğrudan yapılırdı, ancak Pön Savaşları'ndan itibaren genel bir işleyiş ortaya çıkmıştı. Öncelikle, bir komutan onursal ordu komutanı unvanını kazanması şerefine lejyonları tarafından alkış yağmuruna tutulurdu. Komutan daha sonra Roma senatosuna litterae laureatae olarak bilinen bir tablet ve bir defne tacı (Arkaik Dönem'den beri büyük Olimpiyat Oyunları'ndaki zaferin sembolü) gönderirdi. Senato bu zaferi ve bu zaferin taşıdığı önemi onaylarsa, salutatio imperatoria da aynı şekilde onaylanmış oluyordu. Komutan artık fasces'e (yönetim otoritesinin sembolü olan çubuk demeti ve balta) defne takma ve kendisine onursal bir unvan olarak Imperator (Ordu Komutanı) deme hakkına sahipti. Bunu zaferi sonlanana kadar (eğer kendisine bir zafer atfedilirse) ya da Roma şehrinin kutsal sınırı olan Pomerium'u geçene kadar yapmaya devam edebilirdi.

Bir sonraki adım komutanın bizzat Roma'ya gitmesi ve Pomerium'un dışında beklemesiydi. Orada, seferden önce şehir halkının kendisine bahşettiği auspicia militaria'yı taşıyacaktı. Bu nişanlar ancak zaferin kazanıldığı gün şehir sınırları içerisinde geri teslim edilebilirdi ve bunun için Senato'ya dilekçe verilmesi gerekiyordu. Komutan Senato'ya gitmek yerine, Senato onun ayağına gelir ve komutanın taleplerini dinlemek üzere Bellona Tapınağı'nda toplanılırdı. Bazen çok fazla münakaşa yaşanırdı ancak halk tarafından sevilen ve nüfuz sahibi dostları olan karizmatik bir liderin galip gelme şansı her zaman yüksekti.

Zafer kutlamalarının içeriği her seferinde farklılık gösterse de birçok ortak unsur göze çarpmaktaydı. Genellikle tüm gün sürer ve kahvaltıdan hemen önce yapılan bir açılış konuşmasıyla başlardı. Zafer elde etmiş komutan senato, yargıçlar, ordusu ve halkının önünde konuşma yapardı. Kalabalık önce onu selamlar, ardından tanrılara dualar edilir, komutan lejyonlarından övgü ile bahseder ve hizmetlerinden dolayı belirli kişileri zikreder, cesaretlerinden dolayı nişanlar verir ve askerlerine para dağıtırdı.

The Triumph of Aemilius Paulus
Aemilius Paulus'un Zaferi
Fotopedia (Public Domain)

Kahvaltının ardından zafer elde etmiş olan komutan mor renkli özel giysiler giyer ve tanrılara adaklar adardı. Büyük an için herkes hazırdı. Geçit töreni belirli bir noktadan, sadece bu amaçla kullanılan bir geçit olan Porta Triumphalis'ten şehre girer ve ardından komutan tarafından belirlenen bir güzergâh boyunca Roma'nın sokakları ve meydanlarından ilerlerdi. Konsüller ve politikacılar önden yürür, onları savaş alanından getirilen etkileyici görünüme sahip bir dizi esir takip ederdi - en dikkat çekeni ise, belki de teatral bir biçimde zincire vurulmuş bir kraliyet esiri olurdu. Savaşın belli başlı olayları geçit töreninde resimlerle ya da gerçek esirleri içeren canlandırmalarla tasvir edilirdi. Eğer bir deniz zaferi kutlanıyorsa, gemilerin burnu ve ele geçirilen teçhizatlarla denizcilik teması işlenirdi. Müzisyenler, meşaleleri taşıyan ve bayrak sallayan kişilerin yanı sıra fethedilen bölgenin egzotik çiçekleri ve hayvanlarından örnekler de gösteriye katkıda bulunurdu. Ardından, savaş ganimetleri ne kadar çok altın ve gümüşle donatılıp sergilenirse o kadar güzel kabul edilirdi. Daha sonra defne yapraklarıyla süslenmiş fascis'i taşıyan lictor'lar (hizmet eden görevliler) ve ardından komutanın kendisi gelirdi.

Tanrı katına yükselen, bu başarının sahibi olan komutan , dört at tarafından çekilen uzun kenarlı muhteşem bir savaş arabasına binerdi. Defne yapraklarından yapılma bir taç giyer ve sağ elinde bir defne dalı taşırdı. Sol elinde ise zaferin simgesi olarak tepesinde bir kartal bulunan fildişi bir asa taşırdı. Yanında, görevi komutanın başının üzerinde altın bir taç tutmak ve kulağına devamlı olarak, tüm bu duyulan hayranlık karşısında kendisinin sadece bir ölümlü olduğunu ve aslında bir tanrı olmadığını hatırlaması gereken ve fısıldamak olan bir köle vardı. Bu nedenle komutan saygı duruşuna geçer ya da 'arkasına dönüp bakmayı' sürdürürdü. Savaş arabasından sonra komutanın çocukları ve atlı subaylar gelirdi. Son olarak da genellikle tanrıların kıskançlığını savuşturmak için şarkılar söyleyen askerler ve eğer varsa, savaşta düşmanlarını yenerek özgürlüklerini kazanmış olan minnettar vatandaşlardan oluşan kalabalık bir grup gelirdi.

ZAFERİ KAZANAN KOMUTANA, BAŞININ ÜSTÜNDE ALTIN BİR TAÇ TUTMAK VE DEVAMLI OLARAK KULAĞINA ''SAYGI DURUŞUNA GEÇ'' YA DA ''ARKANA DÖNÜP BAK'' DİYE FISILDAMAKLA GÖREVLENDiRiLMIŞ BİR KÖLE EŞLİK EDERDİ.

Geçit töreninin ardından Capitoline Tepesi'ndeki Jupiter Optimus Maximus tapınağına varıldığında, komutan bir ya da iki esiri (imparatorluk döneminde bunlar genellikle Forum'da (Roma'da önemli işlerin görüldüğü alan) öldürülürdü) bağışlayıcı bir tavırla serbest bırakır ve ardından Jupiter'in onuruna bir boğa kurban eder ve savaş ganimetlerinin bir kısmını ona sunardı. Ayrıca defne yapraklarından bazılarını da sunar ve böylece sefere çıkmadan önce ettiği görev yeminiyle başlayan döngüyü tamamlamış olurdu. Son olarak, önemli konuklara tapınağın içinde büyük bir ziyafet verilirdi; Cumhuriyet döneminin sonlarından itibaren bazen halka da ziyafetler verildiği olurdu. Ziyafetten sonra bir kalabalık, komutanın bu mutlu gününün ardından sağ salim evine dönmesini sağlardı.

Alkış Yağmuru

Zafer elde etmenin bir kademe aşağısı alkış yağmuruna tutulmaktı. Bu ödül, zayıf düşmanlara (5.000'den az kayıp yaşanan) ya da korsanlar veya köle isyanları gibi şereften yoksun olarak nitelendirilenlere karşı kazanılan zaferler için takdim edilirdi. Spartaküs isyanını bastırdıktan sonra Marcus Licinius Crassus'un yalnızca alkışlanarak ödüllendirilmesi buna bir örnektir. Alkış ödülü, keza sonuçsuz kalan savaşlar için de uygun görülmüştür. Daha az prestijli ve görkemli olmasının yanı sıra bazı temel farklılıklar, komutanın savaş arabasına binmeyip at sırtında veya hatta bazen yaya olarak seyahat etmesi, askerlerin genellikle törene katılmaması ve geçit töreninin sonunda boğa yerine koyun kurban edilmesiydi. Komutanın giysisi de pek özel değildi; bir yargıç cübbesi giyer ve defne yerine mersin ağacı yapraklarından bir taç takardı. Bazen komutanlar, kamu ödeneği, uygun bir alkış ödülü ya da zafer töreni düzenleme hakkı Senato tarafından reddedildikten sonra, Alban Dağı'nda kendi küçük ölçekli versiyonlarını sahnelemişlerdir. Roma dışında bir geçit töreni düzenlemeye çalışan bir iki kişi de olmuştu - Albucius MÖ 104'te Sardunya'da ve Marcus Antonius MÖ 34'te İskenderiye'de bir geçit töreni düzenlemişti - ancak bunlar Roma'daki yönetici elit zümre tarafından çok yakışıksız olarak nitelendirilmişti.

İmparatorluğun Zaferleri

Zaman geçtikçe, her zafer bir öncekinden daha ihtişamlı hale geliyor ve tüm etkinlik birkaç güne yayılabiliyordu. Bu durum özellikle M.Ö. 46'da Julius Caesar ve M.Ö. 29'da Octavian gibi komutanların iki üç gün boyunca birden fazla zaferi art arda kutlamasıyla ortaya çıkmıştı. Pompey, M.Ö. 61, 71 ve 80'de her biri bir öncekinden çok daha etkileyici üç zafer kazanmış olması sebebiyle zafer törenlerinin sayısını artırma konusunda haklı bir övgüyü hak ediyordu. Birilerini yad etme konusunda propaganda ustası olan Sezar, şanının yüzyıllar boyunca devam etmesini sağlamak için Roma'nın ilk taş tiyatrosunu inşa ettirecek kadar ileri gitmişti. Julius Caesar bir adım daha ileri giderek koca bir forum (Roma'da önemli işlerin görüldüğü alan) inşa ettirmiş ve akabinde zafer sonucu elde edilen ganimetlerden inşa faaliyetlerine kaynak aktarılması yaygın bir uygulama haline gelmişti.

Triumph of Marcus Aurelius
Marcus Aurelius'un Zaferi
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Ancak Roma'nın ilk imparatoru Augustus bu kurum üzerinde en uzun süreli etkiye sahip olan kişi olacaktı, zira sadece imparatorluk ailesinin elde edilen bir zaferin toplumsal ayrıcalıklarından faydalanabilmesini sağlamıştı. Kraliyet ailesinin hiçbir etkisinin olmadığı, elde edilmiş olan son zafer, M.Ö. 19 yılında Afrika'daki seferleri nedeniyle Cornelius Balbus'a aitti ve M.Ö. 14 yılında Marcus Agrippa'nın bunun için bir zafer töreni yapılmasını reddetmesi, Roma'nın bu en yüce onurunun artık çok daha ayrıcalıklı bir zümreye ait olduğuna dair bir emsal teşkil ediyordu. Augustus bunun yerine zafer elde etmiş komutanlara törenlere katıldıklarında defneden bir taç takma imkânı sunmuştu ki bu, Cumhuriyet döneminde zafer elde etmiş komutanların zaten uzun süre boyunca sahip olduğu bir ayrıcalıktı.

Vespasian ve oğlu Titus'un MS 71'de Yahudiye'de (Eyalet) kazandıkları zafer, Kudüs'teki tapınaktan elde edilen zenginliklerin etkileyici bir şekilde sergilenmesi açısından dikkate değer bir olaydı, ancak bundan sonraki zaferler nadir yaşanan hadiseler haline gelmiş, sonraki 200 yıl içinde belki 20'den az zafer elde edilmişti. İmparatorluk dönemindeki zaferlerle ilgili kayıtlar düzensiz bir şekilde tutulmuştu ancak son zaferlerden birinin MS 303 yılında Diocletianus ve Maximianus'un Afrika ve Britanya'daki zaferlerinin ardından gerçekleşmiş olabileceğini biliyoruz. Bazı tarihçiler son elde edilen zaferin Persleri ve Vandalları yenen Belisarius'un zaferi olduğunu düşünmektedir ancak bu zaferin geçit töreni Roma'da değil Konstantinopolis'te yapılmıştı.

İmparatorluk dönemindeki bir başka gelişme ise, zafer kutlamalarının askeri başarıdan ziyade bazen sadece siyasi nedenlerle de yapılıyor olmasıydı. Buna ek olarak, anıtsal kemerlerin inşası, hükümdarlar için askeri zaferlerini ve Roma'nın ihtişamı adına yaptıkları kişisel katkılarını anmanın nihai ve uzun ömürlü yolu haline gelmişti. Belki de akıllıca bir karar idi, zira Romalıların tüm yapıları arasında bu kemerler Roma kibrinin günümüze ulaştırdığı en iyi anıtlarından bazılarıdır ve 2000 yıl sonra dahi hala pek çok modern şehrin kentsel manzarasına yön vermektedirler.

Bibliografya

Dünya Tarihi Ansiklopedisi bir Amazon İştirakidir ve uygun kitap satın alımlarından komisyon kazanır.

Çevirmen Hakkında

Yağız Yanardağ
Ben Yağız. 22 yaşında, Tarih, Coğrafya, Yabancı Diller ve Çeviri ile ilgilenen bir öğrenciyim.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2016, Mayıs 05). Roma Zaferi [Roman Triumph]. (Y. Yanardağ, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-14737/roma-zaferi/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Roma Zaferi." tarafından çevrildi Yağız Yanardağ. World History Encyclopedia. Son güncelleme Mayıs 05, 2016. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-14737/roma-zaferi/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Roma Zaferi." tarafından çevrildi Yağız Yanardağ. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 05 May 2016. İnternet. 20 Kas 2024.