Avrupa’nın Amerika’yı Sömürgeleştirmesi

Tanım

Joshua J. Mark
tarafından yazıldı, Nizamettin Karaben tarafından çevrildi
19 Ekim 2020 tarihinde yayınlandı 19 Ekim 2020
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Secoton Village by John White (by John White, CC BY-NC-SA)
Secoton Köyü; John White
John White (CC BY-NC-SA)

Avrupa’nın Amerika’yı sömürgeleştirmesi; Avrupalı yerleşimcilerin Kuzey, Orta, Güney Amerika ve Karayip Adalarına yerleşme sürecidir. Bu süreç, aynı zamanda, sözkonusu coğrafyalarda farklı yerli halk kültürlerinin değiştirilmesi ve genellikle de yok edilmesinin doğrudan nedeni olarak kabul edilmektedir.

Sömürgeleştirme süreci ilk olarak 1492-1620 yılları arası dönemde oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşmiş, diğer gruplar daha büyük sayılarda 1620 – 1720 arası dönemde ve daha sonra 20.yüzyılın başlarında Amerika’ya gelmişlerdir. Daha fazla sayıda Avrupalı bölgeye geldikçe, daha fazla toprağa ihtiyaç duyulmuş ve gelen göçmenlerin yerleşim yerlerinde genişleme oldukça Yerli halk Amerikalılar sürekli olarak ihtiyaç duydukları toprağı ayırma ve korumada zorluk çekmişlerdir.

Kuzy Amerika’da ilk Avrupalı yerleşimini, 980-1030 yılları arasında ilk olarak ayak basan İskandinavyalı kâşif Viking Leif Erikson (970-1020), Newfoundland bölgesinde, bugün L’Anse aux Meadows olarak bilinen topraklarda kurmuştu. Bu yerleşim yeri geçici olmuş ve İskandinavlar bir yıldan bir az daha fazla bir süre sonra Grönland’a geri dönmek üzere bölgeden ayrılmış ve başka sefer yapılmasına da izin vermemişlerdir. Kuzey Amerika doğu kıyı bölgelerinde İskandinav zanaat eserlerinden bazı örnekler bulunmuş olsa da (daha fazla araştırma yapılması gerektiği düşünülmektedir), bu durum, Amerika’da yaygın bir İskandinav varlığının kanıtı olarak değerlendirilmemiştir.

Avrupalıların bölgeyi sömürgeleştirmesi, 1492-1504 yılları arası dönemde Batı Hint Adaları, Orta ve Güney Amerika ve de Karayiplerde diğer adalara yaptığı seferlerle Avrupa çıkarlarına uygun olarak Yeni Dünya olarak adlandırılan bölgeyi tanıtan Kristof Kolomb (1451-1506) ile başladığı belirtilmektedir. Kâşif Kolomb, aslında Amerika’yı keşfetmek üzere değil, Osmanlı İmparatorluğunun 1453 yılında kara ticaret yolunu (İpek Yolu olarak bilinen) kapatmasının ardından Asya’ya gidebilecek yeni bir deniz yolu bulmak üzere yola çıkmış ve bu dönem aynı zamanda Keşifler Çağı başlangıcı olmuştur. İspanya’ya doğru yelken açıp yoluna devam eden Kristof Kolomb, ispanyol sömürgecilerinin keşfedilen bölgeye yerleşmelerinin yolunu açmış ve daha sonra İspanyolların 16.yüzyıl boyunca Orta ve Güney Amerika topraklarını fethetmelerine yol açmıştı.

Portekizli aristokrat ve denizci Pedro Alvares (1468- 1520), 1500 yılında, günümüz Brezilya coğrafyası üzerinde Portekiz adına hak iddia ederken, Floransalı denizci ve kâşif Kolmb’un keşif yolculuğundan sonra günümüz Kanada’nın bazı kısımları üzerinde Fransa adına hak iddia edilmişti. İtalyan kâşif Giovanni da Verazzano (1485-1528) 1524 yılnda Kuzey Amerika’nın bütün doğu kıyı haritasını çıkarmış ve 1534 yıllında Yeni Fransa kolonisinin kurulmasına yol açmıştı.

Flemenk Hollanda Cumhuriyeti, 1614 yılında, Kuzey Amerika’da New Netherland kolonisini (Connecticut, Delaware, New Jersey, New York ve çevre eyeşetlerinden oluşan bölge) kurmuştu. İsveç de, 1638 yılında, günümüz Delaware Eyaletinin bir kısmında kendi New Sweden (Yeni İsveç) kolonisini kurmuştu. Rusya, Almanya ve İskoçya gibi diğer ülkeler de Yeni Dünya diye tanımlanan bölgeye yerleşmeye çalışmış ancak başarılı olamamışlardır.

YERLİ HALKIN, KUZEY AMERİKA’YA GELEN SÖMÜRGECİLERE TANITTIĞI EN ÖNEMLİ BİTKİLER ARASINDA TÜTÜN OLMUŞTU.

İspanya’nın sömürgelerden kazandığı zenginlik, yerli halkın köleleştirilmesi ve kölelerin satılmasından elde ed ilen gelir, İngiltere’yi de Yeni Dünya’da kendi varlığını kurmaya teşvik etmişti. İlk iki koloni kurmada – Popham ve Roanke kolonileri – başarısız olmuş ancak üçüncüsünde, 1607 yılında, Virginia’da kurulan Jamestown kolonisinde başarı sağlamıştı. İngiltere’nin bu koloni kurma başarısından sonra 1620 yılında Massachusetts Eyaletinde kurulan Polymouth kolonisi ve daha sonra devam eden peryodik çatışmalara rağmen Avrupa’nın Amerika’daki kontrolünün temel bölgeleri, önemli reformların yapılmasıyla sonuçlanan Fransa- Hint Savaşına (1754-1763) ve İngiltere’nin günümüz Birleşik Devletlerin bütün Doğu kıyı şeridini kontrol etmesine kadar devam etmiştir.

Sömürgeleştirme kavramı, Austin Texas Üniveristesinde tarih, coğrafya ve Amerika araştırmaları Profesörü Alfred W. Crosby Jr çalışması “Columbian Exchange” başlıklı kitabında konu edinmiş, günümüzde kullanılan terim Kolomb Değişimi (Columbian Exchange) kavramı ilk defa 1972 yılında yazar tarafından kamuoyuna sunulmuş ve o zamandan beri akademik camiada kullanılmaya başlandığı kabul edilir. Bu kavram; aynı zamanda, hayvanların, alınan mahsüllerin, yaşanan hastalıkların, teknolojinin, kültürel değerlerin, insan topluluklarının Amerika, Batı Afrika ve Avrupa, yani diğer bir anlamıyla, Eski Dünya ile Yeni Dünya kültürleri arasında aktarım olmasına atıfta bulunur.

The Voyages of Christopher Columbus 1492-1504
Kristof Kolomb Seferleri 1492-1504
Simeon Netchev (CC BY-NC-ND)

Yerli halkın, Kuzey Amerika’ya gelen sömürgeci topluluklarına tanıtmış olduğu en önemli ürünler arasında ilk sırada tütün vardı. Tütün ürünü alınması, emek yoğun olması ve ekimi için önemli miktarda ekilebilir araziye ihtiyaç olması nedeniyle, Avrupalıların giderek daha fazla toprak elde etmesi gerektirmiş ve yerliler ile aralarında düşmanlığa neden olmuştu. İspanyollar, 1640 yılından daha önce, Orta ve Güney Amerika’da, feodal encomienda zorunlu çalıştırma sisteminin bir parçası olarak, köleliği kurumsal hale getirmiş, ekilebilir arazi temizliğinden ormansızlaştırmaya kadar varan işleri de düzenlemişlerdi.

Amerika’nın fethi ve sömürgeleştirilme tarihini daha sonraları, ilk keşif yapan, medeniyet getirdiklerini iddia eden ve yerli halkın Hıristiyanlık dinine geçmesi için gösterdikleri çabaları asil bir ışık altında yürütüp sergileyen galipler yazmışlardı. Modern dönemde bu tarih yazımı anlatısına meydan okunmuş, Avrupalı sömürgecilerin, Yerli Amerikan Halklarının ve Batı Afrikalıların kültürel kayıpları ve insan hakları ihlallerinin tanınmasına yönelik girişimler önerilmiş, ancak şu ana kadar bu yönde kayda değer bir adım atılmamıştır.

Kolomb, Portekiz ve İspanyol Fethi

Avrupa ile Asya kıtaları arasında ticaret, MÖ 130 yılından beri işler halde olan, Çin, Han Hanedanlığının (MÖ 202-MS 220) günümüzde İpek Yolu olarak bilinen yolların açılmasını sağlamıştır. Yıllar boyunca bu yollar üzerinde taraflar arasında çekişmeler olmasına, farklı monarşi yönetimleri veya kabilelerin bu yolları tamamen veya kısmen kontrol altına almalarına rağmen, Osmanlı İmparatorluk güçleri 1453 yılında Bizanzs İmparatorluğu yenip topraklarını almasına kadar bu yollar yine de açık kalmış ve ticaret malları sevkedilip alış verişleri yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu daha sonra Batıya giden İpek Yolunu kapatmıştı.

Oysa Avrupalılar, Asya’dan gelen ürünlerin tüketimine alışmış ve bu nedenle Doğu’ya giden alternatif başka yollar aramaya koyulmuşlardı. Kristof Kolomb Doğuya doğru yelken açarak yeni bir geçiş yolu bulabileceğini düşünüyordu ve 1492 yılında ilk deniz seferine çıkarken İspanya Kralı II. Ferdinand ve Kraliçe I.Isabella’dan keşif gezisi için fon tahsisatı almıştı. Kristof Kolomb, İspanya’nın üzerinde hak iddiası olduğunu düşünerek, Çin kıyıları hemen açıklarında adeta bir zincir yapısında olan Bahama Adalarına çıkmıştı. Sonraki üç seyir seferleri, Asya’ya giden bölgede bir deniz geçidini bulma çabalarını içeriyordu. Ancak ilk seyir yolculuğundan sonra İspanya, Doğu’ya giden yeni bir rotanın bulunmasıyla olduğu kadar keşfedilen Yeni Dünya’nın sömürgeleştirilmesi ve kaynaklarının sömürülmesiyle de ilgileniyordu.

Kâşif kaptan Kristof Kolomb ve mürettebatı ilk seferlerini üç gemiyle yapmışlardı. Sömürgeciler, 1493 yılında, yerli halkın gözünü korkutmak üzere askerler, rahipler ve mastiflerle (iri bir köpek cinsi) dolu 17 gemi ile geri gelmişlerdi. Kaptan Kolomb, Kral Ferdinand ve Kraliçe İsabella ile yaptığı anlaşma gereği yeni koloninin valisi olmuş, İspanyol yerleşimcileri büyük bir araziyi çevirmiş ve emekleri karşılığında Yerli Amerikalılara öncelikle yerli halkatan koruma teklif ettikleri ecomienda sistemini kurmuşlardı.

Brezilya kâşifi, Portekizli denizci Pedro Alvares Cabral, 1500 yılında, günümüz Brezilya topraklarını ele geçirmiş ve 1530 yılına kadar bir koloni kurmuştu. Portekizliler, yerli halka karşı, Kristof Kolomb’un daha önce olduğundan daha fazla acımasızca davranmış ve neredeyse hemen de kölelştirmişlerdi. Sömürgeciler, yerli halkın, Avrupa’dan gelen hastalıklarına karşı bağışıklığı olmadığı ve kısa bir sürede öldüğü, ağır işlere dayanamayacak durumda olduğu anladıkları zaman Batı Afrika’dan köle ithal etmişlerdi. 1540 yılna kadar geçen zamanda Kristof Kolomb ve Pedro Cobral’ın çalışmaya zorlamaları nedeniyle yerli nüfusun % 90’ı zaten ölmüştü.

Kristof Kolomb, Kral Ferdiand ve Kraliçe Isabella’ya Yeni Dünya zenginliği ve altınları vaat etmiş ancak teslim etmemişti. Bundan dolayı, onu bulmaları için başka adamları göndermişti. Denizci kâşif Hernan Cortes (1485-1547) bu adamların en ünlülerindendi. Kâşif Cortes, 1519-1521 yılları arası dönemde Meksika’da, Aztek İmparatorluğunu fethetmiş ve 1523 yılında komutanı Pedro Alvarado’yu (1485-1541), Kuzeyde bulunan Maya Uygarlığını bastırması için göndermişti. Bu görev; ilk fetihçi hareket Kordoba’nın başarı sağlayamadığı zamandan 1697 yılında yapılan fetihte İspanyol General Martin de Ursua’nın (1653-1715) Maya direniş hareketi sonuncusunu ezmesine kadar geçen zamanda ancak tamamlanabilen bir görev olmuştu.

Cortés & the Siege of Tenochtitlan
Cortés ve Tenochtitlan Kuşatması
Unknown Artist (Public Domain)

O zamana kadar Yucatec ve Quiché (veya K’iché) dilinde Maya kültürleri yok edilmiş veya yeraltına sürülmüştü. Roma Katolik Başpikopoluğundan Fransisken Piskopos Diego de Landa,1562 yılında, Meksika’nın Yucatan Mayalarına ait kitapları ve ikonları Mani bölgesinde yakmıştı. İspanyol fatihlerin eliyle kaybedilen Maya kültürünün korunması amacıyla, Quiché dilinde Kutsal Kitap Popol Vuh 1554-1558 yılları arasında gizlice yeniden yazıldığı belirtiliyor.

Avrupa’nın fetih çalışmaları, devam eden altın arayışının bir parçası olarak başka bölgelerde ve her yönde devam etmiş, en sonunda Birleşik Devletlerinin bügünkü Güney-Batı bölgelerinden Orta ve Güney Amerika’ya kadar olan topraklar üzerinde İspanya hak iddiasını ortaya çıkarmıştı. İspanyol fatih Francisco Pizarra (1476-1541), günümüz Venezuela bölgesinde, 1532 yılında, İnka Medeniyetini fethetmiş ve İnka direnişlerinin sonuncusunu da 1572 yılında bastırmıştı. Yerli halk öldürülmüş, köle olarak satılmış veya başka bir şekilde bölgeden uzaklaştırılmış ve İspanyol sömürgeciler yerli halkın topraklarına yerleşmişlerdi.

Fransa ve Hollanda

CARTIER, KEŞFEDİLEN YENİ BÖLGEYE, IROQUOIS DİLİNDE “KÖY” ANLAMINA GELEN BİR KELİMEDEN (KANATA) YOLA ÇIKILARAK KANADA ADINI VERMİŞTİ.

Fransız kâşif Jacques Cartier (1491-1557), günümüz Kanada topraklarında, 1534 yılında, Yeni Fransa kolonisi kurmuştu. Fransa, aynı zamanda, Güney Amerika, Karayipler, Louisiana Eyaleti ve başka bölgelerde de arazi hak sahibi olduğunu iddia etmişti. Kâşif Cartier’in misyonu, tıpkı Kristof Klomb misyonunda olduğu gibi, deniz yoluyla Asya’ya ulaşmak ve Fransa’ya altın ile dönme amacını taşıyordu.

İlk sefer yolculuğunda, mürretabatıyla birlikte, altı kabileden oluşan İrakualar (Iroquois) Birliği Şefi Donnacona oğlunu kaçırmışlardı. Fransızlar 1535 yılında üç gemi, iki oğlu (çeşitli mallar karşılığında babalarına teslim edilen) ve 1541 yılnda üçüncü seferinde, uygulamaya konulan yerleşim planlarıyla geri gelmişlerdi. Bu Yeni Bölgeye, İrakualar dilinde “Köy” anlamına gelen (Kanata) kelimesinden yola çakılarak Kanada adı verilmişti.

Fransız kâşif, Birlik Şefi Donnacona’dan aldığı bilgiye dayanarak, Kanada’nın altınla dolu bir ülke olduğundan emin idi ve bu durumu Fransız yetkililerine bildirmiş (en sonunda kendisinin de söylemesi için Donnacona’yı da kaçırmıştı) ve 1542 yılından sonra bölgeye daha fazla sömürgeci ve vurguncunun gelmesi garantisi verilmişti. Fransızlar yerli halkı köleleştirmekle ilgilenmemişlerdi çünkü yerli halktan istedikleri iyi köleler elde edemeyeceklerini anlamışlardı. Avrupa’da satılmak üzere hayvan kürkü ve diğer malların tedarikinden çalıştırlmasını daha karlı bulmuşlardı.

European Colonization of North America c.1750
Avrupa’nın Kuzey Amerika’yı Sömürgeleştirmesi, 1750
Simeon Netchev (CC BY-NC-ND)

Hollanda, diğer sömürgeciler gibi Asya topraklarına giden bir yol/rota arayışında (keşifedilmesi güç, hiçbir zaman bulunmayan bu zorlu rota Kuzeybatı Geçidi olarak bilinmeye başlanmıştı) Hollanda Doğu Hindistan Şirketi çabaları sayesinde, Aşağı Kanada bazı kısımlarının yanı sıra New York Eyaletinde, günümüz Hudson Nehri Vadisi bölgesi üzerinde de hak iddia etmiş ve güzergâh boyunca Kuzey Amerika’yı kolonileştirmişti. İngiliz Kâşif ve denizci Henry Hudson (Hendrick Hudson, 1565-1611) 1609 yılında Hollanda Doğu Hindistan Şirketi için bölge haritalarını çıkarmış ve Hollanda adına bölge üzerinde hak iddiasında bulunmuştu. 1614 yılında koloniler kurulmuş ve 1624 yılında New Amsterdan (Manhattan) bölgesi de ilave edilmişti.

Erken Dönem İlgiliz Kolonileri

İspanya’nın Yeni Dünya’dan elde ettiği zenginlikten etkilenen İngiltere de koloni kurmayı düşünmüş, ancak öncelikle korsanların (devlet destekli korsanlar) Amerika’dan dönen İspanyol gemilerini durdurup yüklerine el koyması daha cazip olmuştu. Bu korsanlar arasında, Panama’daki yerleşim yerlerine yönelik acımasız saldırıları nedeniyle İspanyollar tarafından “Ejderha” olarak tanımlanan Francis Drake (1540-1596) de vardı.

Francis Drake Portrait, Buckland Abbey
Francis Drake Portresi, Buckland Manastırı
Marcus Gheeraerts the Younger (Public Domain)

İngilizler, kendi kıyılarından daha ziyade Amerikan kıyılarından İspanyollara karşı gemileri sefere çıkarmanın daha verimli ve daha etkili olacağını anlamışlardı. Ve bu nedenle korsan Francis Drake misyonunu finanse eden İngiltere Kraliçesi I.Elizabeth (dönemi 1558-1603), aynı zamanda, aristokrat yakın arkadaşı ve sırdaşı denizci kâşif Sir Walter Raleigh (1552-1618) henüz bir Avrupa devleti bayrağı altında olmayan Amerika topraklarını ele geçirmek üzere sefer düzenlemekle görevlendirmişlerdi.

Sir Walter Raleigh; Philip Amadas ve Arthur Barlowe kaptanları birer geminin başında görevlendirmiş ve 1584 yılında (Amadas- Barlowe Keşif Gemisi olarak bilinir) uygun bir yer bulmaları için göndermişti. Kaptanlar, aynı yılın ilerleyen zamanlarında geri dönmüş, yapılan sefer hakkında Kraliçe Elizabeth’e bilgi veren Sir Raleigh’e dost canlısı yerlilerle dolu bereketli topraklar bulduklarını ve bakire Kraliçe Elizabeth onuruna bölgeye Virginia adını verdiklerini bildirmişlerdi.

Fırtına nedeniyle gemilerin anakaraya ulaşmamasından dolayı ilk koloni yerleşimi 1585 yılında, Raonoke Adasında Kâşif Sir Ralph Lane (1603) önderliğinde kurulmuştu. Yerli halk, ilk başlarda dost canlısı olmuşt, ancak sömürgecilerin ihtiyaç duydukları malzemeleri azalmış ve yerliler de onlara karşılıksız yardım etmekten yorulmuş olmalarında dolayı sömürgecilerin ihtiyaçları karşılanmamış, Kâşif Ralph Lane saldırı düzenlemiş ve şeflerini öldürmüştü. Daha sonra yiyecekleri azalan ve yerlilerin sayıca çok daha üstün olduklarını gören koloni kurucular, İspanyollara yapılan başka bir baskının ardından, bölgeden geçmekte olan Francis Drake ile birlikte evlerine dönmüşlerdi.

Sömürge Valisi Kâşif Denizci John White komutasında, kendi ailesi ve hepsine de toprak sahibi olacağı sözü verilen, diğer ailelerden oluşan 117 kişilik bir yerleşimci kafilesi 1587 yılında bölgeye getirilmişti. Daha önce olduğu gibi sömürgecilerin yiyecekleri tükenmeye başlamış, ancak bu sefer yerli halk onlara karşı artık dost canlısı olmamış ve hiçbir yardım da edilmemişti. John White, gerekli malzeme ve gıda maddelerini temin etmek üzere İngiltere’ye dönmüş, kötü hava koşulları ve diğer bazı gecikmelerden dolayı 1590 yılında tüm kolonicilerin gitmiş olduklarını fark edene kadar bölgeye dönmemiş ve Roanoke Adası için “kayıp koloni” tanımlaması yapmıştı.

Arrival of the Roanoke Island Colonists
Roanoke Adası Kolonistlerinin Gelişi
John White (Public Domain)

Kâşif Denizci John White’ın daha erken bölgeye dönmesini engelleyen gecikme nedenlerinden biri, korsan Francis Drake gibi İngiliz korsan faaliyetlerine son verme talimatı alan İspanya gemilerinin oluşturduğu tehdit oluyordu. Sorunun kaynağına saldırmaya karar veren İspanya, 1588 yılında İngiltere’yi işgal etmeke üzere bütün donanmasını (17.000 asker ve 7000 denizciyi taşıyan 132 gemi) sefere göndermişti. İngiliz korsan Francis Drake ve diğer korsanlar, İspanya donanması arasına alevli gemi göndererek ateş açmış, teknelerini ateşe vermiş ve ardından da ani bir fırtına sonucunda bütün düzenleri bozulmuştu; İspanya filosundan sadece yarısı İspanya’ya dönebilmeyi başarmıştı.

Kraliçe I. Elizabeth 1603 yılında öldü ve daha sonra İngiltere Kralı I. James (1603-1625 dönemi) kimliğini alan İskoçya Kralı VI. James Kraliyet tahtına çıkmıştır. İspanyol tehtidinin ortadan kalkmasıyla İngiltere, Yeni Dünya’yı kolonileştirmek üzere, yeni planlar yapmış ve 1606 yılında iki sefer daha düzenlenmişti. Seferlerden birini London Company (Virginia Company olarak da bilinir) ve diğerini ise Polymouth Company finanse etmişti; her iki sefere katılanlar Kuzey Amerika’nın farklı bölgelerinde koloni kurmak üzere Kral I. James’ten imtiyaz almışlardı. Polymouth Company keşif gezisi, 1607 yılında, günümüz Maine bölgesinde Popham Kolonisi yerini bulmuş, ancak bir yıldan fazla bir süre sonra koloni kurmada başarısız olmuştu. Virginia Company kolonisi, 1607 yılında kurulmuş, Jamestown adını almış ve Kuzey Amerika’da kalıcı hal alan ilk İngiliz kolonisi olmuştu.

Sonuç

Jamestown kolonisi/yerleşim yeri ilk birkaç yıl boyunca zorlukla ayakta kalabilmiş ve sadece birkaç aylık süre zarfında nüfusunun % 80’ini keybetmişti. Bunun başlıca nedeni, keşif sefer gezisini düzenleyenlerin yiyecek maddeleri için çalışmayı reddeden üst sınıf aristokratlar ya da çiftçilik faaliyetleri konusunda deneyim ve becerileri olmayıp çalışmayı reddeden alt sınıftan işçiler olmalarıydı. Bu koloniyi, ilk olarak, asker, denizci ve maceracı Kaptan John Smith (1580-1631) yok olmaktan kurtarmıştı. John Smith, “çalışmayan yemek yiyemez” ünlü söylemini slogan olarak kullanarak hayatta kalanların kendi başlarının çaresine bakmaları için örgütlemeyi başarmış, Powhatan Kabilesi yerli halkıyla samimi bir sosyal ilişki kurabilmiş, onların yardımını alarak kolinici kitlenin açlıktan ölmesini kurtarmıştı.

Kaptan Johm Smith 1609 yılında İngiltere’ye dönerken, koloni kitlesi, onun yokluğundan acı çekmiş ve Açlık Zamanı olarak bilinen yamyamlığa varan hareketlere başvurdukları döneme kadar çektikleri acıya katlanmışlardı. Sea Venture adlı bir gemi, 1609 yılında, Kuzey Atlantik Okyanusunda bulunan Bermuda açıklarında rotasından çıkarak kazaya uğradığı zaman aslında onlara yardım götürmek üzere yola çıkmıştı. Hiçbir yardım gelmeyince, gerekli malzeme ve gıdda maddesi olmadığından dolayı koloniciler yerleşimlerini terk edip İngiltere’ye dönmeyi planlamışlardı. Ancak 1610 yılında, gerekli malzeme ve gıdda maddesi taşıyan gemiler koloninin kaderi gidişatını tersine çevirecek üç kişiyi de getirmişlerdi: Daha sonra ünlü bir kişilik Pocahontas ile evlenecek olan John Rolfe (1585-1622), gelecekte Vali olacak Sir Thomas Gates (1585-1622) ve Savaş Lordu Thomas West (1577-1618).

Lord Thomas West çaresiz bir şekilde kolonicilerin, koloni bölgesini terk etmelerini engellemeye çalışıp topluluğu organize ederken, Thomas Gates günlük işlerini idare etmeyi üstlenmiş ve John Rolfe ise Virginya topraklarında iyi ürün alınacağını ve Avrupa’da popüler olacağını düşündüğü yeni bir tütün tohum karışımını piyasaya sürmüştü. John Rolfe tütün konusundaki düşüncesinde haklı çıkmış ve alınan tütün mahsulü yalnızca koloniyi kurtarmakla kalmamış, aynı zamanda, İngiltere’den başka kolonicileri de Yeni Dünya’ya göç etmelerini teşvik etmişti. Tütün hasatını almak ve maksimum düzeyde kâr elde etmek üzere tütün ekimi için geniş araziye ihtiyaç vardı. Daha sonraki süreçte bölgeye gelen Sir Thomas Dale (1560-1619), arazi kazanmak amacı ile Powhatan kabilesinin yok edilmesini organize etmişti. Sözleşmeli kölelik ilk başlarda gerekli emeği sağlamış, ancak bunun sorunlu olduğu anlaşılınca yerini kurumsallaşmış kölelik almıştı.

Burgesses Meclisi ilk kez 1619 yılında toplanmıştı. Bu Meclis; İngilizlerin, Kuzey Amerika’da kanunları derleyip belirleyen ilk meclis olmuştu. Bu gelişme, geleneksel olarak Yeni Dünya’da demokrasinin en eski ifadesi olarak kabul edilir. Oysa Yerli Amerikan kabileleri, bu tarihten yüzyıllar önce demokratik denilebilecek bir yönetim biçimini uyguladıkları açıkça ortaya çıkmıştı.

Jamestown koloni yerleşiminde kazanılan başarı, kendilerini adeta özgürce ibadet etmek üzere kutsal toprakları arayan hacılar olarak tanımlayan Edward Winslow (1595-1655) ve William Bradford (1590-1657) yönetimi altında Püriten Ayrılıkçılar 1620 yılında Polymouth kolonisinin kurulmasında teşvik edici güç olmuşlardı. Jamestown daha sonra terk edilip unutulacak, Polymouth kolonisi ise 1691 yılına kadar varlığını sürdürecek, ulusal hayallerde yaşayacak ve Amerikan Birleşik Devletleri kaderinin ne olacağına dair yurt kurucu temel efsane olarak minnettar seyyah koloniciler ve yardımsever yerli halkın hayaline ilham kaynağı olalacktı.

Çevirmen Hakkında

Nizamettin Karaben
Tarih; Dinler Tarihi/Teopolitik; Siyasi Tarih; Sosyal Antropoloji; Mitoloji; Dilbilimi; Ekonomi Politik; Edebiyat konuları ilgi alanlarım.

Yazar Hakkında

Joshua J. Mark
Yazar Biyografisi Joshua J. Mark, Dünya Tarihi Ansiklopedisi'nin kurucu ortağı ve İçerik Direktörü'dür. Daha önce Marist College (NY) üniversitesinde tarih, felsefe, edebiyat ve yazı dersleri vermiştir. Yunanistan ve Almanya'da yaşamış ve geniş çapta seyahat etmiştir.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Mark, J. J. (2020, Ekim 19). Avrupa’nın Amerika’yı Sömürgeleştirmesi [European Colonization of the Americas]. (N. Karaben, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-19230/avrupanin-amerikayi-somurgelestirmesi/

Chicago Formatı

Mark, Joshua J.. "Avrupa’nın Amerika’yı Sömürgeleştirmesi." tarafından çevrildi Nizamettin Karaben. World History Encyclopedia. Son güncelleme Ekim 19, 2020. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-19230/avrupanin-amerikayi-somurgelestirmesi/.

MLA Formatı

Mark, Joshua J.. "Avrupa’nın Amerika’yı Sömürgeleştirmesi." tarafından çevrildi Nizamettin Karaben. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 19 Eki 2020. İnternet. 20 Kas 2024.