Pocahontas (yaklaşık M.S. 1596-1617, Amonute, Matoaka olarak da bilinir) günümüzde ABD'nin Virginia eyaletinde bulunan Powhatan Konfederasyonu'nun lideri olan Wahunsenacah'ın (yaklaşık M.S 1547-1618, ''Şef Powhatan'' olarak da bilinir) kızıydı. Söz konusu bu Konfederasyona bağlı Mattaponi-Pamunkey kabilesine mensup idi.
Günümüzde en çok Virginia'daki Jamestown Kolonisi'nden Kaptan John Smith (yaklaşık M.S. 1580-1631) ile kurduğu ilişkiyle tanınır; bu ilişki çoğunlukla bir gönül macerası şeklinde nitelendirilir (Disney'in ünlü animasyon filminde ve devamı niteliğindeki videoda olduğu gibi), ancak tanıştıklarında Pocahontas en fazla 12, Smith ise 27 yaşlarındaydı. Esir alınıp köye getirilmesinin ardından Smith'in yaşamını kurtarmasına dayanan hikâye artık ya Smith'in bir Powhatan âdetini yanlış yorumladığı ya da tamamıyla uydurmaca olduğu şeklinde anlaşılmaktadır.
Jamestown Kolonisi M.S. 1607 yılında İngilizler tarafından kurulmuştur ve Pocahontas Smith'le o yıl içinde tanışmış olmalıdır. Smith M.S. 1609'da İngiltere'ye döndükten kısa bir süre sonra Powhatan Konfederasyonu ile kolonistler arasındaki ilişkilerde bozulma yaşandı. M.S. 1613 yılında Sör Samuel Argall (yaklaşık M.S. 1580-1626) tarafından kaçırılan Pocahontas fidye karşılığında Jamestown'ın kuzeyindeki Henricus kolonisinde alıkonuldu ve bu yerde Hristiyanlığı benimseyerek adını ''Rebecca'' olarak değiştirdi. Henricus'ta varlıklı tütün tüccarı John Rolfe (yaklaşık M.S. 1585-1622) ile tanışıp M.S. 1614 yılında evlenmişti.
Bu çiftin evliliği Birinci Powhatan Savaşı'nı (M.S. 1610-1614) sonlandırarak yerliler ve göçmenler arasında sekiz yıllık bir barışın kurulmasını sağladı. Çiftin Thomas Rolfe (yaklaşık M.S. 1615 - 1680) adında bir erkek çocuğu dünyaya geldi ve M.S. 1616 yılında Jamestown ve diğer yerleşim birimlerini tanıtmak üzere İngiltere'ye bir seyahate çıktılar. Geri dönüş yolculuğuna başladıklarında Pocahontas hastalandı ve M.S. Mart ayının 1617'sinde hayata gözlerini yumdu. Thomas akrabalarıyla kaldı ve John Rolfe Virginia'ya döndü, büyük ihtimalle İkinci Powhatan Savaşı'nın (M.S. 1622-1626) patlak vermesiyle M.S. 1622'de öldü. Bu arada Pocahontas, İngiltere'de yaşadığı dönemde bilindiği üzere, İngilizler arasında yaşamı kendi halkına tercih eden bir ''Kızılderili Prenses'' şeklinde tasvir edilmektedir.
Ne var ki günümüz araştırmaları bu hikâyenin en iyi bilinen versiyonunun, Kuzey Amerika'nın giderek artan sayıda sömürge hâline getirilmesini teşvik amacıyla kadının din değiştirmesini ve evlenmesini propaganda aracı kullanan İngiliz kaynaklarında geçtiğini belirtmektedir. Mattaponi sözlü geleneği, kadının halkının geleneksel değerleriyle sıkı sıkıya bağlı kaldığı, hiçbir zaman bir prenses olmadığı ve hem Rolfe hem de çevresindeki diğer kişilerin kurbanı olduğu yaşamının farklı bir anlatımını içermektedir. Yaşamındaki hadiseler ve bunların taşıdığı anlam konusunda tartışmalar hâlâ sürmektedir.
Yaşamının Erken Dönemleri ve Jamestown Yerleşim Yeri
Pek çok kaynakta Pocahontas'ın doğduğundaki gerçek adının Amonute (tartışmalı, büyük ihtimalle 'hediye' anlamında) olduğu, ancak daha sonradan Matoaka ('iki dere arasında yetişen çiçek') adını aldığı (ya da kendisine bu adın verildiği) söylenir. Çocukluk dönemindeki lakabı olan 'Pocahontas' genellikle 'şımartılmış çocuk' şeklinde tercüme edilir ve büyük ihtimal annesinin adıdır. Her ne kadar kendisinden sürekli Wahunsenacah'ın kızı diye söz edilse de, bu bir epitet olabilir (lakap, sıfat, yakıştırma veya takma ad), zira Şef Powhatan, himayesi altındaki kişilerin 'babası' olarak görülüyordu. Dolayısıyla, başta John Smith olmak üzere İngiliz sömürgecilerin 'kızı' tabirini gerçek anlamıyla algılamamış olmaları muhtemeldir.
Kızın annesiyle alakalı hemen hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Şayet Pocahontas'ın Wahunsenacah'ın gerçek kızı olduğu düşünülürse, doğumundan sonra sütten kesilinceye kadar bakılması amacıyla annesinin köyüne geri götürülmüş ve o zaman da babasının yanına yollanmış olmalıdır. Annesinin doğum esnasında öldüğü ve kızın Wahunsenacah'ın köyündeki diğer eşlerinden birinin yanında büyüdüğü öne sürülmüştür. Pamunkey'in bir kolu olan Mattaponi kabilesine mensuptu ve konfederasyondaki diğer kabileler gibi Algonquian dilini konuşuyordu.
Powhatan Konfederasyonu'ndaki kadınların ev inşa etmek (yehakin olarak bilinir), ekin ekip biçmek, yemek pişirmek, hasır ve sepet örmek, şifalı ot ve bitki toplamak ve ekonomik işlemleri yönetmek konusundaki geleneksel vazife ve mesuliyetlerini öğrenmek üzere yetiştirilmiş olmalıydı. Şefin kızı (ve John Smith'e göre en sevdiği) olarak, kendisine ekstra işler verilmiş olabilir ya da daha meşakkatli olan bazı işlerden muaf tutulabilirdi fakat bunlardan hangisi yapılırsa yapılsın, onu kollamak ve korumak konusunda daha fazla ihtimam gösterilirdi.
M.S. 1607'de İngiliz sömürgeciler Jamestown'ı kurunca, Şef Powhatan geçmişte kıyı bölgelerine akınlar düzenleyen İspanyollara karşı müttefik olabileceklerini düşündüğünden bu kişileri ihtiyatla kabul etmiş, hatta hoş karşılamıştır. John Smith, 10 yaşındaki Pocahontas'ın yalnızca bir ya da iki refakatçiyle birlikte arabulucu sıfatıyla bölgeye gönderildiğini öne sürse de, Smith'in pek çok iddiasında görüş ayrılığına düştüğü üzere, Pocahontas'ın daha etkin bir korumaya sahip olması gerekirdi. Her iki halk arasında iletişim M.S. 1607 yılının yaz aylarının başında gerçekleşmiş ve Wahunsenacah yeni gelenlerin yerleşik hayata geçmeleri konusunda onlara gıda ve destek sağlamıştır.
Pocahontas & John Smith
John Smith ile ilk kez Pocahontas, alet ve silah çaldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan bazı tutsakların iadesini görüşmek üzere Jamestown'a yollandığında tanışmıştı. Şefin güvendiği bir yol arkadaşı olan savaşçı Rawhunt'ın eşliğinde vardığını söyleyen Smith, Pocahontas'ı "10 yaşlarında bir çocuktu ve gerek yüz hatları gerekse orantısal açıdan [şefin] halkının geri kalanından çok daha üstündü" diye tasvir eder (Smith, 34). Söz konusu mesele sona ermiş ve Smith Pocahontas'a "gönlünü hoş edecek ufak tefek ikramlarda bulunmuş" ve ondan esirlere ne kadar nazik muamele edildiğini gidip babasına anlatmasını istemiştir. Ardından söylendiğine göre Pocahontas yerleşim bölgesine gitmiş ya da Smith'le buluşmuş ve birbirlerine kendi kültürlerini ve dillerini öğretmişlerdir, ancak söz konusu bu iddiaya kuşkuyla yaklaşılmaktadır.
M.S. Aralık 1607'de Smith, Wahunsenacah'ın üvey kardeşi Opchanacanough (yaklaşık M.S. 1554-1646) tarafından yakalanır. Smith bu hadiseyi M.S. 1608 tarihli bir anlatımında aktarır ve Werowocomoco'nun başkentinde Wahunsenacah'a teslim edilmeden ve kendisine onur misafiri muamelesi gösterilmeden önce pek çok köye nasıl götürüldüğünü aktarır. Ancak Wahunsenacah, Smith'e bir müttefik istediğini ve Smith'in artık bir tutsak olmadığını ifade edebilmiş ve bunun akabinde Smith'in Jamestown'a dönüşüne müsaade edilmiştir.
M.S. 1616'da Pocahontas İngiltere'ye geldiğinde, ünlü ve servet sahibi John Rolfe'un karısı olan Smith, Danimarka Kraliçesi Anne'e (M.S. 1574-1619, İngiltere Kralı I. James'in karısı) yolladığı bir mektupta bu hadisenin farklı bir anlatımını yapmıştır. Bu yeni anlatımda, Opchanacanough tarafından acımasızca kullanılır ve Wahunsenacah tarafından infaz edilmesi emrini alır. Smith bir kayanın üzerine bırakılır ve bir Powhatanlı savaşçının elindeki sopayla onu öldürmek istemesi üzerine Pocahontas araya girerek Smith'in başını kendi başının üzerine koyup özgür bırakılmasını ister. M.S. 1624 yılında yazdığı ''Virginia'nın Genel Tarihi'' kitabında bu hikâyeyi daha da süsleyerek yeniden anlatmıştır.
Her ne kadar bu hikâye standart Pocahontas masalının merkezinde yer alsa da, akademisyenler bu hadisenin ya hiç yaşanmadığı ya da tamamının Smith tarafından yanlış yorumlandığı konusunda mutabıktırlar. Bu hadise gerçekten yaşandıysa, bu büyük ihtimalle Smith'in ölümle burun buruna geldiği, Pocahontas'ın oynadığı rol sayesinde kurtulup 'Yerleşimcilerin Şefi' unvanıyla yeniden dünyaya geldiği, yani tam da Wahunsenacah'ın müttefik sıfatıyla düşündüğü türden bir ölüm ve yeniden doğuş ritüeliyle kabilenin bir mensubu olarak karşılandığı bir ritüeldir. Ne var ki pek çok bilim insanı bu durumun hiçbir zaman gerçekleşmemiş olabileceğini, zira kızların – bilhassa da Pocahontas kadar genç kızların – bu tür ritüellere iştirak etmesine ya da bunlara tanıklık etmesine müsaade edilmediğini öne sürmektedir.
Powhatanlılar Smith ile olan ilişkilerini bazen diğerlerine göre daha çatışmalı bir düzeyde iki yıl boyunca sürdürdüler, ta ki Smith bir barut patlaması neticesinde yaralanıp İngiltere'ye dönene kadar. Bu zamana kadar iki halk arasındaki ilişkiler bozulmuştu; bunun nedeni yabancı bir ülkeye yerleşmek konusunda yeterli donanıma sahip olmayan sömürgecilerin kendi geçimlerini karşılamak yerine sürekli olarak Powhatanlılardan gıda ve erzak istemeleriydi. Smith, Wahunsenacah ya da Pocahontas'a İngiltere'ye gideceğini hiç söylememişti; bu durum yıllar sonra İngiltere'de kendisine küçük bir hatırlatma olacaktı.
Rolfe'un Geliş ve Kaçırılış Süreci
Smith'in sömürgeye liderlik etmesi belki kusursuz değildi fakat sömürgecilerin karnını doyurmuştu ve kendisi olmayınca M.S. 1609-1610 kışı açlıkla mücadele ettiler. İngiltere'den M.S. 1609'da gelmesi gereken ''Sea Venture'' adlı tedarik gemisinin o yaz Bermuda açıklarında batması (daha sonra William Shakespeare'in "Fırtına" adlı oyununun esin kaynağı olmuştur) üzerine yolcular ve mürettebatın bu yerde iki yeni gemi inşa ederek bunları M.S. Mayıs 1610'da Jamestown'a getirmeleri yaklaşık bir yıl sürmüştür. Bu gemilerden birinde koloninin yeni valisi olan Sör Thomas Gates (yaklaşık M.S. 1585-1622) ve John Rolfe bulunuyordu.
Gates koloniyi harabe görünümünde bulmuş, geride kalan yalnız 60 kolonist sağ kalmıştı Koloninin boşaltılmasını emredip hayatta kalanları gemiye bindirdi ve nehirden aşağı doğru ilerlerken Thomas West, Lord De la Warr'ın (yaklaşık M.S. 1577-1618) gemisiyle karşılaştı ve onlara emir vererek koloniyi yeniden kurmanın sorumluluğunu üstüne aldı. Nicotiana tabacum bitkisinin – tohumları bu üründen büyük servet kazanan İspanyollarca özenle korunan tatlı kokusu veren tütün bitkisi – tohumlarıyla birlikte gelen ya da bir şekilde bu tohumlara sahip olan Rolfe, tütün yetiştirmeye başladı. M.S. 1611'de ilk ürününü elde etti ve M.S. 1614'te artık servet sahibi bir adam oldu.
Mattaponi anlatımına bakılırsa Rolfe, Powhatan'dan aldığı tohumların yanı sıra kendisini servet sahibi yapan tütünün ekimi, hasadı, kurutulması ve nasıl işleneceğine dair bilgileri de almıştır. Yerli halk arasında tütün kullanımı dini ritüellerde, toplu buluşmalarda, antlaşmaların mühürlenmesinde, ayrıca hem tıbbi hem de canlandırıcı bir bitki türü olması bakımından bilinen kutsal bir bitkiydi. Şayet Rolfe böyle bir talimatı ve özgün tohumlarını Powhatan'dan aldıysa, bu durumdan hiç kimseye bahsetmemiştir. Günümüzde Rolfe'un tohumlarının kaynağı konusunda hâlâ tartışmalar sürmektedir.
Kolonistlerin süregelen yardıma muhtaç durumları, De La Warr'ın yerli halka yönelik izlediği katı politikayla birleşince, M.S. 1610 yılında Birinci Powhatan Savaşı'na yol açtı. Söz konusu bu mücadele, Virginia kıyılarında bir ileri bir geri hareket ederek önce birinin, sonra da diğerinin işine yaradı. Bu arada Mattaponi'ye bakılırsa büyümüş olan Pocahontas, büyük ihtimalle babasının yakın korumalarından biri olan ''Kocoum'' adında bir savaşçıyla evlenmiş ve onun kabilesi Patawomeck'le birlikte yaşamak üzere Jamestown'a yakın bir köye gitmiştir.
M.S. 1613'te Sör Samuel Argall (yaklaşık M.S. 1580-1626), İngiltere'ye dönen De La Warr'dan devraldığı görevi, Powhatan'a karşı selefinin politikalarını koruyarak sürdürdü. Powhatan Pocahontas'ın Patawomeck köyüne yaklaştığını duymuş ve M.S. 1613 yılında Kocoum'u kaçırıp öldürmüştür. Bu işin nasıl gerçekleştirildiğinin detayları tartışmalıdır, ancak kolonicilerin elinde artık fidye karşılığında ellerinde tuttukları önemli bir tutsak vardı ve Powhatanların elinde bulunan tutsakların, silahların ve malzemelerin geri iadesini talep ediyorlardı. Bu taleplere Wahunsenacah razı oldu ama yine de Pocahontas azat edilmedi. Aksine, babasının onu umursamadığı ve fidyeyi ödemeyeceği kendisine söylendi. Bunun üzerine Pocahontas gerçeği ancak kız kardeşinin ziyaretine müsaade edildiğinde ve kolonistlerin anlattığı hikâyeyi yalanlamasıyla öğrenmişti.
Evlilik & Din Değiştirme
Pocahontas'ın tutsaklığının detayları da tartışma konusudur. Mattaponi hikâyesine göre Pocahontas'a pek iyi muamele edilmemiş, tecavüze uğramış ve bu olaydan hamile kalmıştır; ancak Rolfe onunla tecavüz haberinin babasının kulağına gitmemesi amacıyla evlenmiştir ki bu da Rolfe'un işlerine zarar verecek daha büyük bir çatışma çıkmasına neden olabilirdi. Bununla birlikte kolonist Ralph Hamor (yaklaşık M.S. 1589-1626), Jamestown'ın kuzeyinde yer alan Henricus kolonisinde kaldığı evde ona gayet nazik muamele edildiğini ve her türlü nezaketin gösterildiğini iddia etmektedir. Henricus'un karşısındaki nehir üzerinde John Rolfe'un çiftliği vardı ve Rolfe bu yerleşim yerini ziyaret ettiğinde Pocahontas ile tanışmıştı.
Olayların Mattaponi versiyonuna karşı çıkan akademisyenler, Rolfe'un dönemin valisi Sir Thomas Dale'e (MS 1560-1619) yazdığı ve Pocahontas ile evlenmek üzere müsaade istediği mektuba işaret ederek, bunun toplumun geneline nasıl yardımcı olacağını ve onun Hristiyanlığa geçmesinin diğer yerlilere de ilham vereceğini belirtmektedir. Bu görüşe karşılık, madem Pocahontas gerçekten istismara uğramış ve Rolfe onunla sırf çıkar amaçlı evlilik yapmıştı, o zaman neden böylesine candan bir mektup yazmaya tenezzül etsin ki?
M.S. 5 Nisan 1614'te Rolfe ve Pocahontas Jamestown'da evlendiler, töreni Rolfe ile birlikte gelen Anglikan rahip Richard Buck yönetti. Bu çiftin birlikteliği Birinci Powhatan Savaşı'nı sonlandırdı ve M.S. 1622 yılına kadar varlığını sürdürecek olan Pocahontas Barışı'nı ilan etti. Rolfe'un teklifini kabul etmesinin ardından Hristiyanlığa geçen Pocahontas vaftiz adını ''Rebecca'' olarak seçti. M.S. Ocak ayının 1615'inde erkek çocukları Thomas doğdu ve yine Ralph Hamor'a dayanarak, hem yerliler hem de göçmenler açısından yaşam bu evlilikten sonra çarpıcı bir ölçüde düzelmişti ve bu sayede her iki taraf adına da kazançlı bir ilişki söz konusuydu.
İngiltere Turu ve Ölümü
M.S. 1616'da Rolfe'lar, Jamestown'ı kurmak üzere M.S. 1607'de gerçekleştirilen keşif gezisini mali kaynaklarla finanse eden Virginia Şirketi aracılığıyla koloninin tanıtılması amacıyla düzenlenecek bir geziye katılmak üzere İngiltere'ye davet edilirler. Bu keşif gezisini karşılayan yatırımcılar nihayet Rolfe'un çok kazançlı mahsulü sayesinde bir gelir elde etmişlerdi ve Rolfe'un başkalarını da yatırım yapmaya teşvik edebileceği düşünülüyordu. 'Kültürlü bir hanımefendiye' dönüşmüş bir yerli olan Pocahontas (şimdiki adıyla Rebecca Rolfe), İngilizlerin Amerikan Yerlilerinin uygarlaştırılamayacak kadar tehlikeli, ruhtan yoksun vahşi yaratıklar olduğuna ilişkin endişelerini ortadan kaldıracaktı.
Bunun üzerine Wahunsenacah, ailesinin diğer fertleriyle birlikte yanında bilge (ve Pocahontas'ın kayınbiraderi) Tomocomo'yu da yolladı ve kafile M.S. Haziran ayının 1616'sında karayoluyla İngiltere'ye ayakbastı. İngiliz sarayında Pocahontas bir anda şöhret sahibi oldu ve onuruna çeşitli etkinlikler düzenlendi. Londra'da Lord De La Warr ve karısı gibi soylu kimselerin eşlik ettiği Pocahontas, Kraliçe Anne ve Kral I. James ile tanıştı ve görkemli bir ağırlamaya tabi tutuldu. Hatta portresi çizilmek üzere oturdu ve bu ziyaretinin hatırasına bir gravürü yaptırıldı. John Smith, ayrılacakları zamana kadar Pocahontas ile görüşmekten kaçındı ve yeniden karşılaştıklarında, babasıyla yaptığı anlaşmalara riayet etmediği gerekçesiyle onu acımasızca tenkit etti. Ayrıca ona nasıl öldüğünün söylendiğini ve bu durumun İngilizlerin ne kadar az güvenilir olduğunu teyit ettiğini anlattı.
Bazı kaynaklarda Pocahontas'ın İngiltere'de kalmak istediği belirtilse de bu iddiaya kuşkuyla yaklaşılmaktadır. Bu nedenle Rolfe Virginia'ya geri dönmek durumunda kaldı ve kafile M.S. Mart 1617'de yola çıktı. Pocahontas kısa bir süre sonra hastalanıp hayata gözlerini yumduğunda henüz Thames Nehri'nden bile ayrılmamışlardı. M.S. 21 Mart 1617'de [İngiltere'nin Kent kontluğunda bulunan bir kent olan] Gravesend'de toprağa gömülmüştür. Genellikle zatürre ya da tüberküloz gibi bir nedenle öldüğü söylense de, İngiltere'de edindiği bazı bilgileri babasıyla paylaşmasını önlemek amacıyla, büyük ihtimalle Rolfe'un onayı ya da iştirakiyle zehirlendiği de öne sürülmüştür. Ne var ki bu görüşe Tomocomo ve Pocahontas ile aynı ya da benzer tecrübeleri yaşayıp yollarına kazasız belasız devam eden başka kişilerin varlığı gerekçe gösterilerek kuşkuyla yaklaşılmaktadır.
Sonuç
Thomas Rolfe annesiyle birlikte aynı zamanda rahatsızlanmış ve Rolfe'un erkek kardeşinin yanına getirilinceye kadar Gravesend kentinde yaşayan birinin bakımına bırakılmıştı. Virginia'ya dönen Rolfe, M.S. 1619'da üçüncü karısıyla evlenmiş ve M.S. 1622'de, muhtemelen İkinci Powhatan Savaşı'nı tetikleyen 1622 Kızılderili Katliamı'nda ölmüştü. Her ne kadar koloni dönemi yazarları Tomocomo'nun ithamlarının kolonistler nezdinde tamamıyla gözden düştüğünü ve bu yüzden sessizliğe büründüğünü öne sürseler de, Opchanacanough'nun M.S. 1622'de başlattığı bu çetin savaş Tomocomo'nun anlatımlarının ciddi bir karşılık bulduğunu göstermektedir. Bu bilge kişinin İngilizleri tam olarak neyle itham ettiği bilinmemekle birlikte, Wahunsenacah'ın görevden ayrılmasının ardından Opchanacanough liderliğindeki Powhatanların, bozulan pek çok antlaşma ve İngiliz kolonilerinin yerli kabilelerin aleyhinde genişlemesinden öte bir savaş nedenine ihtiyaçları yoktu.
İngiltere'de büyüyen Thomas Rolfe, yaklaşık M.S. 1635'te babasından kalan toprakları devralmak üzere Virginia'ya döndü. Powhatanlar arasında Pocahontas'ın oğlu olması nedeniyle Rolfe, büyük saygı görse de İngiliz dostlarının kendisine kuşkuyla yaklaştığı anlaşılmaktadır. Milis kuvvetlerinde teğmen rütbesiyle Üçüncü Powhatan Savaşı'nda (M.S. 1644-1646) kolonistler safında çarpışmış ve ardından verdiği hizmet karşılığında yüklü miktarda toprak bağışıyla mükâfatlandırılmıştır; gerçi bu durum, Pocahontas'ın yaşamının pek çok alanında görüldüğü üzere, annesinin halkına karşı savaştığını açıkça ortaya koysa da, savaşa girmeyip savunma konumunda yer almış olabileceğinden bu görüşe karşı gelinmektedir.
Geçtiğimiz 400 yıl boyunca, İngilizlerin yanında yer alan kendi halkına ihanet eden biri, Powhatanlar lehine çalışan bir casus, zulüm ve tecavüz kurbanı ve İngilizlerin arasında yaşamaktan memnun olan samimi bir şekilde bir Hristiyanlık dinine geçen biri olarak nitelendirilmiştir. Pek çok etkileyici tarihi şahsiyet gibi Pocahontas da kendisiyle iletişime geçen her kişinin değer yargılarını yansıtmakta olup, bu tecrübeden elde edilenin bireyin kendi hikâyesinin bir tezahürü olduğunu hatırlamak gerekmektedir, yoksa kadınınkinin değil.