Voltaire

Tanım

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Nizamettin Karaben tarafından çevrildi
23 Kasım 2023 tarihinde yayınlandı 23 Kasım 2023
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Çince, Fransızca, İspanyolca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Portrait of Voltaire (1735) (by Maurice Quentin de La Tour, Public Domain)
Voltaire Portresi (1735)
Maurice Quentin de La Tour (Public Domain)

Voltaire (1694-1778), Fransız Aydınlanması döneminde dini hoşgörü olması ve otoriter devlet gücünün ılımlılaştırılması konusunda düşünceleriyle etkili olan Fransız bir yazar, tarihçi ve filozoftu. Günümüzde en ünlü eseri; günlük sosyal sorunlara gerçek çözüm yolu bulmak ihtiyacını vurgulamak amacıyla diğer filozoflar, Katolik Kilisesi ve Fransız devleti hakkındaki eleştirel düşüncelerini sunan hicivli Candide eseridir.

Gençliği

François-Marie Arouet, daha çok Voltaire takma adıyla bilinir, 21 Kasım 1694 tarihinde Paris’te dünyaya gelmiştir. François Marie’nin babası noterdi, onu Cizvitler Tarikatı/İsa Cemiyeti yönetiminde çok saygın bir okul olan Louis-Le- Grand Kolejinde sekiz yıl eğitim görmüştür. Hukuk eğitimine devam eden François-Marie’nın asıl ilgi duyduğu alan edebiyat oluyordu ve çok geçmeden kendi şiirlerini ve oyunlarını yazmaya başlamıştı. Bu ilk yazarlık çalışmaları Voltaire’in uzun kariyerinin sonunda her türden eserin yer aldığı çok önemli bir katalog haline gelecek eserler listesinin başlangıcı olmuştu.

Yazar Voltaire ilk oyunu Oedipus’u başarıyla sahnelemiş ve ilk şiiri La Henriade 1723 yılında büyük beğeni toplamıştı. Voltaire’in edebiyatla ilgili tutkusu olabilirdi ama yeni başlayan kariyeri 1726 yılında büyük bir gerileme olmuş ve Chevalier de Rohan’la tartışmasından sonra kötü şöhretiyle bilinen Bastille hapishanesine kapatılmıştı. Voltaire burada cezasını çekip serbest kaldıktan sonra edebiyat ufkunu genişletmek üzere önce Hollanda’ya, ardından da 1729 yılına kadar yaşadığı İngiltere’ye gitme kararı almıştı.

VOLTAİRE, KISA VE HAYAL GÜCÜ ÜZERİNE KURULU BİR UÇUŞ TARZI, YENİ BİR EDEBİ TÜR OLAN HİKÂYE EDEBİYATI ÖNCÜSÜ OLDU.

Felsefi Düşünceleri

Yazar Voltaire’in İngiltere’de geçirdiği üç yıllık dönem onun edebiyat alanına daha felsefi bir yaklaşım getirmesine yol açmıştı. İngiltere Üzerine Mektuplar/Letters on England (Felsefi Mektuplar) adlı kurgusal çalışmasını İngiltere’de iken edindiği deneyimlere dayanarak yazmıştı. İngiltere Mektupları Les Lettres Englaises 1734 yılında yayınlamış, İngiltere’deki göreceli düşünsel açıklık ve liberalizm politikasının Fransa ile karşılaştırmasını yaparak benzer reformları Fransız toplumuna önermiş, İngiltere’nin din ve ifade özgürlüğüne verdiği değeri dile getirmişti. Voltaire, aynı bir toplumda Hıristiyanlığın farklı mezheplerine hoşgörü gösterilmesi gerektiğini savunuyordu. Bu toplumsal hoşgörünün sosyal hiçbir grubun mutlak gerçeği iddia edememesi durumundan kaynaklanmadığı inancına dayanıyordu. En iyi yönetimin, gücünün parlamento ve anayasayla sınırlandırıldığı bir monarşi yönetimi olduğunu öne sürüyordu. Voltaire, insanların rasyonel olması ve makul kişisel çıkarlarıyla hareket etmesi nedeniyle, onlara mevcut otoriter hükümet sistemlerinin izin verdiğinden daha fazla özgürlük verilmesi gerektiğine inanıyordu. Ayrıca, daha sonra Aydınlanma sürecini etkileyen dört önde gelen t düşünürlerin biyografisini de yazmıştı: Francis Bacon (1561-1626), John Locke (1623-1704), Isaac Newton (1622-1727) ve René Descartes (1596-1650). Özetle Voltaire, İngiltere’de Fransa’ya kıyasla tanık olduğu daha fazla özgürlük ve hoşgörünün, insan haklarına saygının olması, aynı zamanda, İngiltere’nin daha müreffeh bir ülke olması, vatandaşlarının daha mutlu olmasının nedeni olduğunu savunuyordu. Fransız Parlamentosu üyeleri yazar Voltaire’in bu değerlendirmesini pek de hoş karşılamamış ve İngiltere Üzerine Mektuplar (Letters on England) çalışmasını kınamışlardı.

Madame du Châtelet

Voltaire, Fransa’ya dönmüş ama İngiltere Üzerine Mektuplar çalışması Fransa’da devlet yönetim düzeninde yarattığı kargaşayı göz önüne alarak bir süreliğine sessiz kalmayı tercih etmek zorunda kalmıştı. Newton’un Doğa Felsefesi Matematiksel İlkeleri (Mathematical Principles of Natural Philosophy) kitabını Fransızcaya ilk çeviren Gabrielle Emilie, Marquise du Chatelet (1706-1749) ile birlikte bir süre yaşamıştı. İkili 1733 yılında tanışmış ve Voltaire 1734 yılında Şampanya üretim bölgesi olan Cirey kırsalında Marquise Emilie yanında taşınmıştı. Birlikte İncil çalışmaları, tarih ve fizik konularında ortak ilgilerini sürdürmeye devam etmişlerdi. Çiftin romantik ilişkisi nedeniyle, Marquise’’in kocasıyla yaşadığı karmaşıklığın yanı sıra, başka bir aşk ilişkisi olduğu Jean François de Saint-Lambert’in varlığından da bir süreliğine kurtulmuştu. Voltaire nihayet 1744 yılında Cirey kırsalından ayrılmıştı. Marquise Emilie Jean François ile olan tekrar ilişkisinde hamile kalmış ancak Eylül 1749 yılında doğum sırasında ölmüştü.

Encyclopedie ve Yöneticiler

Voltaire, 1754 yalında Kraliyet tarihçisi olarak atanması yapılmış ve bu görevini iki yıl boyunca sürdürmüştür. 1746 yılında prestijli Academié Française üyeliğine ve Floransa Accademia della Crusca’ya seçilmişti. 1751 yılından itibaren yayınlanan ve düzenli olarak ilave yapılarak genişletilen 17 ciltlik Anıtsal Encyclopédie eserine katkıda bulunuyordu. Denis Diderot’nun (1713-1784) düzenlemesini yaptığı bu etkili bilgi derleme eser, felsefe ve bilim alanlarında okuyucuya yeni fikirler sunuyordu.

Voltaire ayrıca 1740 yılında genellikle hükümet adına diplomatik misyon şeklinde ülke siyaset konularına da dâhil oluyordu. Otoriter yönetimlerin nasıl çalıştığını ilk elden göstermek isteyen Voltaire, başta Prusya Kralı Büyük Frederick (1740-1786) olmak üzere çeşitli kraliyet saraylarında mesai yapıp zamanını değerlendirmişti. Voltaire, tarihçilerin daha sonra “aydınlanmış despotlar” olarak adlandırdıkları bazı kişiler üzerinde gözlem yapmakla ilgileniyordu; bu kişiler, Voltaire ve diğer düşünürlerin daha adil ve daha mutlu bir toplum için en iyi devlet yönetimi stratejileri olarak önerdiği şeyin ara sıra veya sık sık tam olarak başarmış olsalar bile. Voltaire’in bir dönem Prusya’da başa ciddi bir belaya girmiş, ona karşı skandal bir dava açılmış, Kral Büyük Frederick’in özel şiirlerinden oluşan sosyal uzlaşma temalı bir kitabını, hükümdarın izni olmadan almıştı (tutuklanmış ve kitabı iade etmek zorunda kalmıştı). Voltaire sonunda hükümdarların karanlıkta kalan yanlarına seslenerek, 1775 yılında Kral Frederick’e hitaben yazdığı bir mektubunda şöyle yakınmıştı: “Siz krallar, bizi koruma altına alın, sizler, bu zavallı insanların hiç şüphe duymadan, kendi amaçlarına hizmet ettiren Homeros tanrıları gibisiniz” (Robertson, 668).

Émilie du Châtelet
Émilie du Châtelet
Maurice Quentin de La Tour (Public Domain)

Bazı hükümdarların filozoflara kur yapma ve başında bulundukları devletleri modernleştirmeye çalışma eğilimi (sadece bazı Ortaçağ katı geleneklerinin ortadan kaldırılması anlamında olsa bile) en azından Fransız Aydınlanmasının, entelektüellerin statüsünü ve bilginin iktidar sahipleri tarafından potansiyel kullanımına ilişkin yeni bir farkındalık olarak, “uygulanan siyaset üzerinde parlamaya başladığını ve “devlet katımdaki yükselişin” yansımasını gösteriyor” Chsick, 156).

Büyük Tarihçi

Voltaire, 1755 yılından itibaren Cenevre yakınlarında bir şatoda yaşamış ve başarısı bu dönemde geliyordu. Essai Sur les Moeurs et L’Esprit des Nations (Ulusların Davranışı ve Ruhu Üzerine Deneme) çalışması 1756 yılında yayınlandı ve bu eserini en büyük çabası olarak gören Voltaire tarafından sürekli revize ediliyordu. Aslında bir tarih çalışması olan bu eserinde Voltaire 8.yüzyıldan 18.yüzyılın başlarına kadar Avrupa tarihini özetlemiş ve böylece Aydınlanma büyük tarihçisi olarak ün kazanmıştır. Tarih; dini konular ve savaşlar üzerindeki olağan odağını, kültürel olayların daha layık bir şekilde ele alınmasını yönüne kaydırmaya çalışmıştı. Voltaire, yönetim makamında olanlara ve generallere diğer tarihçilerin verdiği geleneksel önemi vermeyi reddetmiştir. Diğer bir yenilik ise Voltaire’in Çin, Hindistan ve çeşitli İslam Devletleri gibi Avrupalı yazarların genellikle görmezden geldikleri devletler tarihini ve kültürel uygulamalarını dikkate almasıydı. Bu egzotik kültürler konusu, Fransızların sandıkları kadar aydınlanma yaşamadıklarını ve en iyi nasıl yaşayacağı konusunda Hıristiyan ideallerinin tekelinde olduğu iddialarının saçmalık olduğunu göstermek üzere sıklıkla kullanılmıştı.

VOLTAİRE, CANDİDE ESERİNDE DİĞER DÜŞÜNÜRLERİN YÜKSEK ÜTOPYACI FİKİRLERİNİ REDDEDİYOR.

Candide

Voltaire, daha önceden var olan sözlü hikâye anlatım geleneğine benzer, kısa ve yaratıcı bir fantezi uçuşu olan Conte (Hikâye/Öykü) diye tanımlanan yeni bir edebiyat türüne öncülük etmiştir. Conte/Hikâye edebi türü, bir yazarın hem okuyucuyu eğlendiren ve hem de düşünmeye sevk eden egzotik veya hayal ürünü bir ortamda ciddi fikirler sunmasına olanak sağlıyordu. Voltaire’in bu yeni üslupla yazılan başyapıtı Candide 1759 yılında yayınlanmıştı. Bu çalışması, aşkı Cunégonde peşinde dünyayı dolaşan saf ana karakter Candide’in yavaş yavaş hayal kırıklığını yaşamasını anlatan, genellikle karamsar tarzda gelişen bir eserdir. Yazar anlattığı hikâye boyunca Fransız devletine, özellikle soylulara, Kiliseye ve özellikle de eski okul arkadaşları Cizvitlere yönelik sarsıntı yaratıcı eleştirilerde bulunuyor. Yazarın kalem gazabını hisseden diğer kişiler arasında, köle emeğinin kullanıldığı Karayip şeker plantasyon sahipleri ve açıkça geçerliliğini yitirmiş bir statükoyu savunmakta ısrarcı olan entelektüeller yer alıyordu. Voltaire’in savunduğu tek umut ışığı; şayet hayatın getirdiği zorluğun farkına varırsak, pratik bazı iyileştirmeler yapmak üzere aklımızı kullanarak bu konuda bir şeyler yapabileceğimiz konusudur. Voltaire, diğer düşünürlerin (özellikle Gottfried Wilhelm Leibniz) yüce ütopik düşüncelerini eleştirerek toplumun mevcut sorunlarına daha basit ve daha pratik çözüm yollarını gösteriyordu. Bu eserindeki kötümserliğine rağmen Voltaire, başka bir eserinde “dünyanın şimdiye kadar gördüğü en aydınlanmış çağ” (Gottlieb,238) olarak tanımladığı bir dönemde, kendi yaşamı boyunca aklın daha önce hiç kullanılmadığına vurgu yapıyordu. Sonuçta, Candide’in diğer bir adı L’Optimisme” idi. Bu kitabı büyük bir başarı elde etmiş ve yayıncıları yalnızca ilk yılda sekiz baskı yapmışlardı. Kitabın İngilizceye çevirisi 1759 yılında yapılmıştı. Voltaire, bu arada tarih konularını çalışmaya tekrar başlamış ve Büyük Petro’nun (1682-1725 dönem hükümdarı) gurur verici bir biyografisi üzerine yoğunlaşmıştı.

Ferney, Home of Voltaire
Voltaire Evi, Ferney
Brücke-Osteuropa (Public Domain)

Son Dönem Düşünceleri

Voltaire 1759 yılında Fransa’ya dönmüş ve İsviçre sınırına yakın Ferney kasabasında yaşamaya başlamıştı. Burada yazmadığı zamanlarını bahçecilik işleriyle uğraşarak zamanını geçiriyordu. 1762 yılında Hoşgörü Üzerine İnceleme (Traité sur La Tolérance) 17612 yılında ve Felsefi Sözlük (Dictionaire Philosophique) adlı çalışmasını yayınlamıştı. Bu dönemde diğer eserlerinde olduğu gibi, batıl inançlara, metafizik konularına, dini dogma ve otoriter yönetimlerin tehlikelerine vurgu yapıp eleştiriyordu. İkinci çalışması; daha ilgi çekici olmuştu, çünkü ne bir sözlük formatında ne de bir felsefe konusunda olmuştu; daha ziyade aydınlanmış okuyuculara Fransa Eski Rejiminin (Ancien Régime) neden değişmesi gerektiğine dair sayısız gerekçe sunan serbest tarzda makale koleksiyonuydu (her yeni baskısında ekleme yapılmış). Voltaire’in ahlak konusunda görüşlerini açıklıkla ortaya koyduğu eseri bu eser olmuştur.

Voltaire, deist bir kişiydi; yani yaratıcı olarak Tanrı’nın varlığına inan, ancak daha sonra işini bırakan bir saatçi gibi, Tanrı’nın yarattığı dünyada iletişim veya etkileşim için uygun olmadığına inanan biriydi. Bu tutumu, Voltaire’in, bildiğimiz yaşamın değişmediğine, yani Yaratılıştan bu yana tüm türlerin her zaman aynı olduğuna inanmasına yol açmıştı. Tanrı’nın terkedilmesine ilişkin düşüncesinin bir başka sonucu da, kötülük ve talihsizliğin sonsuza kadar insanlığın başına bela olmaya devam edecek olmasıydı. Böylesi bir düşünceyi edinmesi, 01 Kasım 1755 tarihinde yaşanan yıkıcı Lizbon depreminin etkisi olmuştu; bu deprem Voltaire’i “her şey, en iyisi için olur” inancını eleştiren başka bir eser yazmaya sevk etmiştir: Poeme sur Le Désastre de Lisbonne (Lizbon Felaketi Üzerine Şiirler)

Voltaire, Tanrı’nın yarattığı bütün insanlara, sahip olup kullandıkları akıl nedeniyle uymak durumunda oldukları bir Ahlaki Kurala/Code Moral (her ne kadar Code’un kendisi olmasa da) yönelik doğuştan bir ihtiyaç verdiğine inanıyordu. Voltaire’in inanmadığı şey; insan eliyle bir sosyal inşa süreci olan dinin süslenen yanlarıydı. Felsefe Sözlüğü eserinde dinin; “akla gelebilecek tüm çılgınlıkların ve kargaşaların kaynağı, fanatizmin ve sivil anlaşmazlığın anası, insanlığın düşmanı” olduğunu ifade eder (Gottlieb,233).

Voltaire’e göre bir Tanrı vardır ama bu Tanrı zaten bilinmez, tıpkı evrensel yerçekimi yasası gibi var olduğunu bildiğimiz bir şeyde olduğu gibi. 1766 yılında yayınlanan Philosophe Ignorant (Cahil Filozof) adlı eserinde bazı temelleri hiçbir zaman kavrayamamaktan duyduğu üzüntüyü bir kez daha dile getirir: Şöyle ki;

Sen kimsin? Nerelisiniz? Ne yapıyorsun? Sana ne olacak? Bu everendeki her canlıya sorulması gereken birer soru ama bu sorulardan hiçbiri bize uygun bir cevap sağlamıyor (Hampson, 122).

Voltaire, siyasi görüşlerini doğrulamak için pratik deneyim aradığı gibi, dini hoşgörü konusundaki fikirlerini de muhakeme potasında test etmeye istekliydi. 1760’lı yıllar boyunca, Jean Calas, Chevalier de la Barre ve Sirven ailesinin karışmış olduğu, yüz kızartıcı üç adli vakayı yazılarında ele almıştı. Tamamı Katolik hoşgörüsüzlüğüyle ilgili bu adli vakaları, toplumda makul hoşgörünün gerekliliği üzerine daha fazla yazı için ilham kaynağı olarak ele almıştı. Onun özellikle Protestanlara yönelik hoşgörü çağrısı, Hoşgörü Üzerine İnceleme eserinde alınan şu pasajda özetlenmektedir:

O halde her bir yurttaşın sadece aklının ona söylendiği şeye inanmasına, ister aydınlanmış, ister yanlış yönlendirilmiş olsun, yalnızca aklının emrettiklerini düşünmesine izin mi verilecek? Evet, bir vatandaş, kamu düzenini bozacak bir tehdit oluşturmaması koşuluyla bunu yapmalıdır (Robertson, 125).

Bust of Voltaire
Voltaire Büstü
Jean-Antoine Houdon (Public Domain)

Voltaire’in Başlıca Eserleri

Filozof Voltaire’in en önemli esreleri aşağıya çıkarılmıştır:

  • Oedipus (1718)
  • La Henriade (1723)
  • İngiltere Üzerine Maktuplar (1734)
  • Zadig (1747)
  • Milletlerin Davranışı ve Ruhu Üzerine Bir Deneme (1756)
  • Candide (1759)
  • Hoşgörü Üzerine İnceleme (1762)
  • Felsfe Sözlüğü (1764)
  • Cahil Filozof (1766)

Ölümü ve Mirası

Voltaire, bir gece önce doğduğu şehre yeni dönmüş olarak bu dünyadaki son gününü Paris’te geçirmişti. Edebi kariyeri ve bankacılık faaliyetleri sayesinde büyük bir servet biriktirmiş, daha büyük mülklere akıllıca yatırım yapmış ve böylece sonunda alt soylular sınıfı bir parçası haline gelmişti. 30 Mayıs 1778 tarihinde hayata veda etmiş ve bedeni 1791 yılında Paris’te, bir anıt mezar olan Panthéon, mezar odasına defnedilmiştir. Fransız Devrimi devrimcileri bu onur eylemini yerine getirmişlerdir; bu eylem aynı zamanda oldukça ironik olmuştur. Çünkü yaşamış olsaydı, iki yıl sonra görülen bir mahkeme celsesinde Fransa Kralı XVI. Louis’nin (dönemi 1774 -1792) yargılanmasına ve idam edilmesine tanıklık edecekti. Voltaire’in otoriter hükümetin tehlikeleri ve Kilise gücünün kötüye kullanılması konusundaki düşünceleri Fransız devrimcilerinin ilgisini çekmiş ancak hiçbir zaman popüler düzeyde bir halk adamı olmamıştır. Bir zamanlar, bir arkadaşına yazdığı mektubunda bu konuyu şöyle ifade etmiştir: “Aydınlanma dönemleri yalnızca az sayıda insanı aydınlatacak, ancak kalabalık sayıda kitleler her zaman fanatik olacaklar” (Gottlieb,233).

Tarihçi H.Chisick”e göre Voltaire “çağdaşları için aydınlanmayı diğerlerinden daha fazla temsil ediyordu” (430). Kendine has, orijinal bir filozof olmaktan daha ziyade, John Locke gibi düşünürlerin gelişmesine olanak sağlayan eski tutumlarda yıkım yaratan bir kişi olarak Voltaire; Montesquieu (1689-1757), Jean-Jacque Rousseau (1712-1778) ve Denis Diderot gibi büyük Fransız filozofları arasında yerini almıştır. Diderot bir zamanlar şöyle bir tanımlama yapmıştı: “Felsefi ruhun bizi çok sayıda önyargıdan kurtardığı bir yüzyılda yaşıyoruz” (Robertson, 27) ve Voltaire bu önyargılara meydan okumak üzere çoğu kişiden daha fazlasını yapmıştır.

Sorular & Cevaplar

Voltaire’in en iyi bilinen özelliği nedir?

Voltaire, Fransız Aydınlanması sırasında Kilise ve otoriter hükümet egemenliğine meydan okuyan hicivli Candide ve felsefi eserlerin yazarı olarak bilinir.

Voltaire’nin temel felsefesi nedir?

Voltaire’in ana felsefesi; topluma zarar vermemek kaydıyla vatandaşların hoşgörülü olmaları ve din de dâhil olmak üzere kendi düşüncelerinin peşinden gitmekte özgür olmaları gerektiği şeklindedir. Örgütlü dine ve otoriter hükümete karşıydı.

Voltaire neden bu kadar önemliydi?

Voltaire, Aydınlanmanın kilit nokta düşünürlerinden biri olarak önemliydi çünkü Candide gibi eserleri çok popülerdi, hoşgörü ve akla güven konusundaki fikirleri eski düşünce tarzına meydan okuyordu.

Çevirmen Hakkında

Nizamettin Karaben
Tarih; Dinler Tarihi/Teopolitik; Siyasi Tarih; Sosyal Antropoloji; Mitoloji; Dilbilimi; Ekonomi Politik; Edebiyat konuları ilgi alanlarım.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2023, Kasım 23). Voltaire [Voltaire]. (N. Karaben, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-19705/voltaire/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Voltaire." tarafından çevrildi Nizamettin Karaben. World History Encyclopedia. Son güncelleme Kasım 23, 2023. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-19705/voltaire/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Voltaire." tarafından çevrildi Nizamettin Karaben. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 23 Kas 2023. İnternet. 03 Ara 2024.