Portekiz'in Brezilya Kolonisi

Tanım

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Batuhan Aksu tarafından çevrildi
08 Temmuz 2021 tarihinde yayınlandı 08 Temmuz 2021
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Rio, Portuguese Brazil (by Nicolas-Antoine Taunay, Public Domain)
Rio, Portekiz Brezilyası
Nicolas-Antoine Taunay (Public Domain)

Zengin tabii kaynaklara sahip Brezilya, Portekiz İmparatorluğu'nun açık ara en mühim kolonisiydi ve bir zamanlar dünyanın önde gelen şeker, elmas ve tütün üreticisiydi. 1530'larda kolonize edilen yerleşim yerlerinin ekserisi, iç kısımlar Amerikan Kızılderilileri ile daha fazla çatışmaya yol açana kadar kıyı kasabalarıydı.

Afrika'dan çok sayıda köle ithal eden Brezilya cemiyeti çok kültürlü hale geldi, ancak Beyaz Avrupalıların hakimiyetinde kaldı. Koloni, Fransızlar, Hollandalılar ve İngilizler tarafından defalarca askeri ve ticari olarak tehdit edildi, lakin Portekiz, Brezilya 1822'de bağımsızlığını kazanana kadar sömürge tacındaki bu mücevherini elinde tuttu.

Avrupa Brezilya'yı Keşfediyor

Vasco da Gama (c. 1469-1524), 1497-1499'da Ümit Burnu'nu ve Hindistan'a doğru yelken açarak Portekizlilerin Doğu'nun baharat ticaretine erişmesini sağladı. Bunu Portekizlilerin Doğu Afrika'dan Japonya'ya giden bir ticaret limanları imparatorluğu yaratması izledi. Da Gama'nın destansı seyahatinin mahsullerinden birisi dünyanın diğer ucundaki Brezilya için önemliydi. Da Gama, münasip rüzgarlar elde etmek için Atlantik Okyanusu'nda yelken açmakla yeni bir rotaya öncülük etmişti. Bu, Atlantik'in ortalarına kadar yelken açmayı içeren riskli bir stratejiydi. Pedro Álvares Cabral, Mart 1500'de da Gama'nın muzafferiyetini tekrarlamak için yola çıktığında, batıya çok uzaklara gitti ve yanlışlıkla Brezilya'yı 'keşfetti' (ziyaretdaima ketum olan Portekizliler tarafından planlanmış olsa da). Cabral, Kızılderililerle tanıştığı Baia Cabrália'da sekiz gün kaldı. İspanyol bir denizci olan Vicente Yáñez Pinzón, belki de bir yıl önce Brezilya kıyılarını gören ilk Avrupalıydı, ancak tam olarak nereye gittiği belli değildi. Her halükarda, 1494 Tordesillas Antlaşması'nda İspanya ile kararlaştırıldığı gibi, Brezilya'yı kendileri için talep edenler Portekizliydi, çünkü burası onların tesir sahası içindeydi. Gonçalo Coelho liderliğindeki ikinci bir Portekiz seferi 1501'de Brezilya kıyılarını daha detaylı olarak araştırdı. Bir başka ünlü kaşif olan Florentine Amerigo Vespucci (1451-1512) 1502'de ziyaret etti ve şu açıklamayı yaptı:

Bu topraklar çok keyifli ve sonsuz sayıda yeşil ağaçlarla ve yıl boyunca en tatlı aromatik parfümleri verip sonsuz çeşitlilikte meyveler üreterek yapraklarını asla kaybetmeyen çok büyük ağaçlarla kaplı, tadı tatmin edici ve sıhhat ve beden için sağlıklı… ve tarlalar otlar, çiçekler ve çok sayıda tatlı ve iyi kökler üretir, bunlar o kadar harikadır ki… kendimi dünya cennetine yakın hayal ettim.

(98)

Portuguese Colonial Empire in the Age of Exploration
Keşifler Çağı'nda Portekiz Kolonyal İmparatorluğu
Simeon Netchev (CC BY-NC-ND)

İlk olarak 1511'den itibaren haritalarda görünen Brezilya adı, Orta Çağ'da Hindistan'dan Avrupa'ya ihraç edilen popüler bir kırmızımsı renkli sert ağaç olan 'Bresel ağacı'ndan türemiş olabilir. Brezilya ormanlarında da benzer bir ağaç çeşidi yaygındı. Alternatif olarak, bu kaynak, bu koyu sekoya için Portekizce ismi brasa olan ve 'parlayan kömür' anlamına gelen ağaç boyası olabilir. Brezilya'dan yapılan ilk başarılı ihracatlardan biri, gemilerden kemanlara kadar her şeyde kullanılan bu sert ağaçlardı. Bu kereste, Rio de Janeiro'nun kuzeyindeki ilk ticaret istasyonunu (feitoria) 1502'de kuran serbest Portekizli tüccarları Brezilya'ya çekti.

1549'da brezİLYA RESMEN BİR taç kolonİSİ YAPILDI VE BAŞKENTİ SALVADOR DA BAHİA'DA TESİS EDİLDİ.

1511'de Portekiz Tacı, İspanya'dan gelen alakadan çekinerek Brezilya'ya resmi lakin gizli bir hamle yaptı. João de Lisboa ve Estêvão Froes, Brezilya kıyılarını keşfeden iki karavel gemisine kumanda etti. İspanya 1515'te aynısını yapmak için bir filo gönderdi. Her iki ülke de Amerika'nın güney ucunda bir rotayla Asya'ya ulaşmayı arıyordu. İspanya'nın hizmetinde olan Portekizli kaşif Ferdinand Magellan (c. 1480-1521), dünyayı dolaşan 1519-22 keşif gezisinde bu muvaffakiyete ulaşan ilk kişi oldu. İspanya Pasifik Okyanusu'na erişmeyi kazanmış olabilir, ancak Brezilya'yı sömürgeleştirmek için çalışması gereken Portekiz'di.

Portekiz Batı'ya Hareket Ediyor

Brezilya'daki ilk Portekiz merkezi 1532'de São Vicente'deydi. Birkaç yüz müstemlekeci, Brezilya kıyılarında sayıları artan bu kolonileri kurmak için gemilerle geldi. Topraklar, Kraliyet tarafından, asilleri veya daha doğrusu onların vasallarını tarım için toprak geliştirmeye zorlayan 15 feodal hibe veya "kaptanlık" şeklinde dağıtıldı. Kaptanlık modeli, Portekiz'in Kuzey Atlantik ada kolonilerinde başarıyla kullanılmıştı, ancak Brezilya'da müstemleke gelişmesi yavaştı. Muhacirlerin kalitesi düşüktü, gerçek yerleşimci-çiftçiler, din adamları ve Yahudiler ve dönüştürülmüş Yahudiler (Yeni Hıristiyanlar) gibi dini zulümden hürriyet arayanlarla karışmış çok sayıda vicdansız maceracı ve toplumca istenmeyen kişiler de vardı. Nihayetinde, Kraliyet 1549'da bir nizam getirmek ve işleri ilerletmek için bir vali tayin etti. Brezilya resmi bir Taç kolonisi yapıldı ve başkent, bir hastane, hapishane, katedral, sur duvarları ve gümrük binasının inşa edildiği Salvador da Bahia'da kuruldu.

16. yüzyılın ortalarında, Fransızlar ticari rakipler olmaktan çıkarıldı ve 1567'de Guanabara Körfezi'ndeki yeni kurulan Fransa Antarktika kolonisi devralındı. Yerleşim Rio de Janeiro oldu. 1570'e gelindiğinde, müstemleke yerleşmeleri artık şekilleniyordu ve yerli Amerikalılar bastırıldı. Yerliler kontrollü köylerde ikamet etmek zorunda kaldı.

Dancing Tapuias
Dans Eden Tapuialar
Albert Eckhout (Public Domain)

1572'de, Estado da India (Ümit Burnu'nun doğusundaki Portekiz İmparatorluğu) için Portekiz Goa'sındaki gibi bir genel vali kuruldu. Valilik, kuzeyin başkenti Salvador ve güneyin Rio de Janeiro başkenti olmak üzere iki kısma ayrıldı (Rio, 1763'te tek başkent oldu). 16. yüzyılın sonunda, Brezilya'nın iç kısımları çoğunlukla nehirler yoluyla keşfedildi ve yeni yerleşmeler kuruldu. 1600 yılında, Sömürge Brezilya'sındaki Avrupalıların sayısı 30.000 civarındaydı. 1620'lerde, ekseriyetle Amazon Nehri'nin ağzında olmak üzere diğer Avrupa kuvvetlerinden tehditler gelmeye devam etti, ancak şu an için bu akınlar Portekizli Belém'den gelen seferler tarafından kolayca ele alındı.

Yerli Amerikalılar

Avrupalılar, Yerli Brezilyalılarla karşılaşınca biraz şaşırdılar. Mülkleri veya idarecileri, siyasi sistemleri, cemiyetlerinde herhangi bir sıralamaları ve ruha imanları yok gibiydi. Yerliler tabiata göre yaşarlar, rotasyon, kes ve yak şeklinde bir tarım yapmalarına rağmen, ihtiyaçları olan çok az olan her şeyi evleri olan ormandan bulup alırlardı. İlk kaşifler yamyamlıktan, kabileler arasındaki acımasız savaştan ve hatta insan kurbanlarından bahsetti. Şüphesiz Avrupalılar, yabancılar tarafından çağrıldıkları şekliyle bu Tupi-Guarani Kızılderililerinin kültürünü takdir edemediler veya kavrayamadılar, ancak öğrenmeye pek ilgileri de yoktu. Tıpkı imparatorluğun diğer bölgelerinde olduğu gibi, Portekizliler sadece mahalli kaynakları sömürmek için buradaydılar ve sadece misyonerler, Güney Amerika'da binlerce yıldır rahatsız edilmeden yaşayan ve ana dilleri öğrenen halklarla alakadar oldu.

Yerli halkla barışçı ve ara sıra ticari münasebetler kısa müddet zarfında düşmanlığa dönüştü. Portekizliler harp niyetinde olan Yerli Amerikalıları boyunduruk altına aldılar ve daha barışçı olanlarını iş gücü olarak kullanmaya çalıştılar, ancak bu yerli erkeklerin umumiyetle yaptığı bir iş değildi ve ilk fırsatta kolayca ormanlarına geri döndüler. Portekizliler daha dost kabileler tarafından ele geçirilen Kızılderilileri köle olarak kullandılar, kendi köle avı seferlerini başlattılar ve misyonerler Kızılderilileri Cizvit Cemiyeti gibi kuruluşlar tarafından kontrol edilen misyon köylerinde (aldeamentos) yaşamaya zorladı. 1560'lara gelindiğinde, yerli cemiyeti çöküyordu, on binlerce insan çiçek hastalığı gibi Avrupa hastalıkları tarafından öldürüldü ve hür kalanların çoğu yerleşmelerini terk etti ve Brezilya'nın içlerine kadar taşındı; kolonyal genişleme çok geçmeden birçoğunu kanlı bir imha savaşının içinde yakaladı. En azından 1755'te, Kızılderililer Portekiz Kraliyetinin tam ve hür tebaası olarak kabul edildi ve misyon köyleri dağıtıldı.

Şeker Plantasyonları ve Kölelik

Portekizliler, São Tomé ve Principe gibi kolonilerde şeker kamışı yetiştirmek için başarılı bir plantasyon sistemi geliştirmişti. Emek yoğunluklu bir mahsul olan köleler, tarlalarda (fazendas) çalışmak üzere yakınlardaki Batı Afrika'dan getirilmişti. Sistem daha sonra, toprak mevcudiyetinin çok daha fazla olduğu 1530'lardan itibaren Sömürge Brezilya'sında daha da büyük bir ölçüde uygulandı. İlk plantasyonlar Pernambuco, Sâo Vicente ve Rio'daydı. Birkaç on yıl içinde Brezilya dünyanın en büyük şeker üreticisi haline geldi. 1570'de Brezilya'da 60 şeker değirmeni (engembos) vardı, 1645'te ise 350 tane.

Making Sugar Loaves
Şekerli Somunların Yapılması
The British Museum (CC BY-NC-SA)

Plantasyonlar için köleler başlangıçta mahalli olarak satın alındı, mamafih 1570'ten itibaren Kızılderilileri köleleştirmek yasaklandı. Bundan mütevellit çoğu köle, Afrika'dan, bilhassa Portekiz Angola'dan gemiyle geldi. Brezilya, 17. yüzyıl boyunca Amerika'nın açık ara en büyük köle ithalatçısıydı. Brezilya şeker üretimi 1600'den 1625'e kadar zirvedeyken, Atlantik'ten 150.000 Afrikalı köle getirildi. Atlantik köle ticaretinin bütün tarihinde, bütün kölelerin yaklaşık üçte biri Portekiz gemilerinde Brezilya'ya ve İspanyol kolonilerine satılmak üzere gitti. Beş köleden biri, sıkışık, pis gemilerdeki korkunç ulaşım şartlarından asla kurtulamadı. Rio'ya yolculuk en uzunlarından biriydi ve 60 gün sürdü. Afrikalı köleler mahalli dil olan Kreol Portekizcesini öğrenmek zorundaydılar. Daha vasıflı işgücü, çoğu Brezilya'daki büyük ölçekli şeker üretiminden büyük zarar gören Kuzey Atlantik'teki Portekiz kolonilerinden gelen göçmenlerden geldi. Üretilen şekerin çoğu Avrupa'ya sevk edildi.

Ticaret, Altın ve Elmaslar

Kaplumbağa kabuğundan topazlara kadar 125 çeşit mahsul taşıyan karak gemileri düzenli olarak Brezilya'dan Lizbon'a hareket etti. Brezilya, yukarıda belirtildiği gibi, büyük bir sert ağaç ve aynı zamanda koyu kırmızı ve hatta mor olan ve Avrupa'daki kumaş üreticileri tarafından büyük talep gören brezilya ağacı (caesalpina echinata) boyasını ihracatçısıydı. Sertağaçlar, 17. yüzyılın başlarında şekerin yerini alana kadar Brezilya'nın en büyük ihracatıydı, ancak kıtlığın her şeyden çok kereste endüstrisinin bu bölümünün dramatik bir şekilde düştüğünü gördüğü 19. yüzyıla kadar önemli kaldı.

Başlamak biraz zaman aldı, ancak özellikle Minas Gerais'teki Brezilya madenlerinden Lizbon'a ihraç edilen altın önemli hale geldi. Tarihçi A. R. Disney'in belirttiği gibi,

1711'e gelindiğinde, Portekiz'e hukuki olarak gönderilen yıllık Brezilya altını miktarı neredeyse 15.000 kilograma (33.000 libre) yükseldi… Birdenbire Portekiz, denizaşırı mülkiyetindeki mükafatından başka herhangi bir emperyal gücün daha önce bir koloniden çıkardığından çok daha fazla altın almaya başladı.

(Cilt 1, 252-3).

Minas Gerais'te altına hücum devam ederken, yıllık üretim 30.000 kg'ın üzerinde bir zirveye yükseldi ve sonraki birkaç on yıl boyunca asla 18.000 kg'ın altına düşmedi.

Manioc, Müstemleke Brezilya'sında büyük bir mahsuldü ve büyük ölçüde iç pazar için, tarlalarda çalışan köle nüfusunu ve hür emeği beslemek için yetiştirildi. Buğday, São Paolo çevresinde büyük ölçüde yetiştirildi. Koloni için et, süt, deri ve gübre sağlayan müstemleke topraklarının çevresinde bulunan birçok büyük sığır çiftliği vardı. 17. asrın sonundan itibaren tütün, şeker kamışından çok daha az başlangıç sermayesi gerektiren mahalli bir mahsul olan mühim miktarlarda yetiştirildi. Avrupa, Afrika ve Asyalı sigara içenlerin artan bağımlılığıyla teşvik edilen Brezilya, dünyanın en büyük tütün üreticisi haline geldiğinden, Bahia'dan gelen tütün, çıkanın %90'ını oluşturuyordu.

Slave Women, Brazil
Köle Kadın, Brezilya
Carlos Julião (Public Domain)

1730'ların başından itibaren Brezilya, mühim miktarlarda elmas üretiyor ve dünyanın diğer büyük kaynağı olan Hindistan'daki Madras'a (şimdi Chennai) meydan okuyordu. Kısaca bu on yılda, Lizbon'a gelen yıllık elmas karat, Madras'ın tüm Avrupa'ya yaptığı ihracattan dört kat daha fazla olan 300.000 karat idi. Hakikaten de üretim o kadar yüksekti ki, Kraliyet, fiyatların düşmemesi için Brezilya'daki elmas madenciliğini ciddi şekilde sınırlandırmak zorunda kaldı. Bütün bu altın külçeler ve elmaslar, Portekiz kralı V. João'yu (1706-1750), muhtemelen Avrupa'nın en zengin kralı yaptı. Ne yazık ki Portekiz halkı için, servetin çoğu cömertçe inşaat projelerine harcandı yahut devletin kronik borçlarını azaltmaya gitti. Global bir imparatorluğu sürdürmenin devasa maliyetleri ve ülkenin ticaret açığı, Brezilya'nın zenginliklerinin bile dolduramayacağı kara deliklerdi.

Kolonyal Toplum

Başka yerlerde olduğu gibi, şehir sahalarında sömürge cemiyeti, büyük mülk sahipleri ve tüccarlar tarafından idare edildi. Portekizli askerler, tüccarlar, din adamları, zanaatkarlar ve küçük ölçekli çiftçiler de vardı; bunların hepsi, çoğu zaman yoksullaşan bir memlekette mümkün olandan daha iyi bir hayat kurmaya hevesliydi. Hükümlüler, Katolik olmayanlar ve genel talihsizlikler gibi degregadolar (istenmeyenler) de vardı. Diğer Portekiz kolonilerinden, hususiyetle Atlantik adalarından muhacirler ve İngiltere, İtalya, Fransa ve diğer ülkelerden Avrupalı ​​tüccarlar vardı. Afrikalı köleler ve kölelerin çocukları (toplam nüfusun yaklaşık üçte biri) ve azatlıklarını kazanmış ya da satın almış köleler de vardı.

Diğer kolonilerde olduğu gibi, sınırlı sayıda Avrupalı ​​kadın, ırklar (Avrupalılar, Kızılderililer ve Afrikalılar) arasında büyük bir karışmaya neden oldu; bu, Brezilya'da diğer Portekiz kolonilerinden daha fazlaydı. Bu grupların her birinde, her bir kategori farklı kültürlere ve birçok Afrika diline ve Kızılderili diline sahip birçok farklı milletten oluştuğu için farklı bir çeşitlilik seviyesi vardı. Bu karşılıklı münasebetlerin melez çocukları mestiços (mestizos) olarak biliniyordu. Karışık ırklar ve azat edilmiş köleler toplumda mücadele ettiler, çünkü sadece günlük peşin hükümlerle mücadele etmek zorunda kalmadılar, aynı zamanda müesses ırkçılık birçok şekilde var oldu. Afrikalılar, Kızılderililer ve melez halklar, bankalar nadiren onlara kredi sunduğundan, işe girmeyi son derece zor buldular. Ruhsat alamadıkları için ticarete de giremezlerdi. O zaman beyaz olmayanlar, tezgahtar, dükkanlarda asistanlık, berberlik ya da tarla işçiliği gibi toplumdaki düşük pozisyonlarda yetinmek zorundaydılar. Birçoğu cemiyetin çeperinde yaşıyor, küçük arazilerde kendileri ve aileleri için yeterli yiyecek yetiştiriyor yahut hayır işlerinde yaşıyordu; birçoğu yoksulluk sınırının altında iz bırakmadan battı. Beyaz olmayanlar da mahalli idareye veya cameraya katılamadılar ve bu nedenle müstemlekeci, beyaz baskın toplumun onlara dayattığı sınırları değiştirmek imkansızdı.

Slavery in Brazil
Brezilya'da Kölelik
Wilfredor (CC BY-SA)

Beyaz seçkinler, bu tefrikacı yasalar vasıtasıyla ve çocuklarını yalnızca diğer Avrupalı ailelerle evlendirerek, yüksek mevkilerini korumalarını sağladı. Zengin beyaz babaların kızlarını Brezilya'daki mevkilerinin altında evlenmek yerine Portekiz'deki bir manastırda yaşamaları nadir değildi. Beyaz seçkinlerin çocukları, Brezilya'nın en büyük şehirlerinde bile yalnızca iptidai bir eğitim mevcut olduğundan, tahsil edilmek üzere Portekiz'e gönderildi. Bu, bir bütün olarak Brezilya toplumunda belirgin ve kalıcı bir "onlar ve biz" farkı yaratan başka bir engeldi.

Brezilya'ya Felemenk Hücumları

17. yüzyılın başından itibaren, diğer Avrupa güçleri Portekiz imparatorluğuna meydan okumaya başladı. Limanlar basıldı ve gemiler saldırıya uğradı, yükleri kaçırıldı ve batırıldı. Brezilya diğerleri gibi bir hedefti, hakikatten de koloni, kurulduğu ilk günlerden beri rakip tüccarlar, bilhassa da Fransızları gördü. Felemenk ve İngiliz deniz gücü arttıkça, Brezilya'ya yönelik tehditleri de arttı.

Hollandalılar, ticaret yapmak, yağmalamak ve yeni Amerikan kolonileri oluşturmak için 1621'de Hollanda Batı Hindistan Şirketi'ni (WIC) kurdular. 1624'te Salvador'u ele geçirdiler ama sadece bir yıl ellerinde tutabildiler. 1630'da Hollandalılar Olinda ve Recife'yi ve 1632'de Pernambuco'yu ele geçirdi. Daha sonra 1635'te kuzey Brezilya'yı işgal ettiler ve imparatorluklarının en iyi varlıklarını korumak isteyen Portekizliler, 1638'de 41 gemi ve 5.000 adamdan oluşan bir donanma göndermek zorunda kaldılar. Portekizliler, Hollandalıların 1652'den itibaren İngiltere ile olan bir savaşla dikkatlerinin dağılması sayesinde 1654'e kadar (büyük ölçüde) Brezilya'nın tam kontrolünü yeniden ele geçiremedi. Ancak bilhassa şeker ticaretindeki aksama önemliydi.

Brezilya Şirketi (Companhia Geral do Brasil) 1649'da WIC'yi taklit ederek kuruldu. Brezilya ticaretinin daha büyük ve daha merkezi teşkilatlanması Brezilya Şirketi meyvesini verdi ve Avrupa'ya giden gemiler için bir konvoy sisteminin getirilmesi, yağmacı korsanların kayıplarını büyük ölçüde azalttı. 1663'te Portekiz ve Hollanda arasında bir sulh anlaşması yapıldı, bu 1669'da yenilenen bir anlaşmaydı da. 4 milyon cruzado (dönemin altın sikkeleri) için Hollandalılar Brezilya üzerindeki bütün hak taleplerinden vazgeçmeyi kabul ettiler. Bu çok büyük bir meblağ değildi ama Portekizlilerin borcu ödemesi 50 yıl sürdü. Portekiz Brezilya'sına yönelik bölgesel zorluklar artık büyük ölçüde azaldı. Bunun yerine, Avrupalı ​​kuvvetlerin tercih ettiği silah ticaretti.

Brezilya'da İngiliz İlgisi

Avrupalı ​​rakiplerinin tehdidi, Portekiz'i 17. yüzyılın ortalarından itibaren rakipleriyle başka ticari anlaşmalar imzalamaya zorladı. Portekizliler, İngiliz sermayesinin Brezilya'da ve Brezilya'dan ticaretin patlamasına izin verdiğini gören İngiltere ile 1703 Methuen Antlaşması'nı imzaladı. 1711'de Fransa kısaca Rio de Janeiro'yu ele geçirdi ve İspanya güney Brezilya'yı kemiriyordu. Portekiz'in imparatorluğu gerçekten de kırılgandı ve İngilizlerle bir anlaşma en emin opsiyon gibi görünüyordu. Avrupa'da sürekli artan talep sayesinde, 18. asrın ortalarında pamuk, pirinç, kakao ve kahve, Brezilya'nın başlıca ihracatı olan şeker, tütün ve brezilya ağacına ilave edildi. Ayrıca, Brezilya artık şarap, zeytinyağı, tahıllar ve yünlü kumaş gibi Avrupa malları için mühim bir pazardı. Brezilya Portekizlilerin elinde kalmasına rağmen, İngiliz tüccarlara belirli imtiyazlar verilmişti. Bunlar, Portekiz limanlarında (petrol, şarap ve morina hariç) mal ticareti yapma ve Brezilya'ya yapılan İngiliz ithalatında avantajlı vergilerden yararlanma hakkını ihtiva ediyordu. Hollandalı ve Fransız tüccarlara daha sonra benzer avantajlar verildi.

Dutch Ship in Recife, Brazil
Recife'de Felemenk Gemisi, Brezilya
Abraham Willaerts (Public Domain)

Bu politikanın neticesi, askeri kuvvet eksikliği sebebiyle Portekizlilere zorlanmış olsa da, giderek daha fazla ticaretin onlar için kaybedilmesiydi. Altın üretimindeki düşüşle Karayipler ve Kuzey Amerika'da rakip müstemleke şeker plantasyonlarının gelişmesiyle vaziyet daha da kötüleşti, bu da Portekiz-Brezilya mahsulleri için müşterileri mühim ölçüde azalttı ve köle fiyatlarını artırdı. Kraliyetin sürekli azalan ticaret muvazenesini denemek ve düzeltmek için Portekiz-Brezilya vatandaşlarının cam eşya, porselen ve tekstil gibi belirli yabancı malları satın almalarına mani olan lüks kanunları çıkarıldı.

İstiklal

Brezilya 18. asırda başlı başına bir ülke gibi davranmaya başlamıştı. Yerli Amerikalılar da dahil olmak üzere Brezilya'dan askerler, Portekiz'in Portekiz Angola gibi daha zahmetli kolonilerinin kontrolünü elinde tutmasına yardımcı olmak için gönderildi. Onlarla birlikte Afrika'da yetiştirilmeye başlanan yerli Amerikan gıda maddeleri de gitti. Portekiz Kraliyetinin doğrudan iştiraki olmadan Brezilya ve Afrika arasında doğrudan ticaret de vardı.

Birçok Brezilyalı, Amerikan İstiklal Savaşı'ndaki (1776-83) hadiselerden ve bu savaşın bazı liderleriyle temastan ilhamla istiklal için ajite etmeye başladı. Yine de, koloni Portekiz mahkemesi için yeterince emin kabul edildi, Fransa 1807'de Portekiz'i işgal ettikten sonra güvenliğinden korktu ve Napolyon Savaşları (1803-1815) sırasında Brezilya'ya transfer edildi. Anlaşıldığı üzere, bu hareket aslında bağımsızlığı hızlandırdı.

Portekiz hükümeti tarafından dayatılan vergilerden ve görevlerden kurtulmak isteyen ve bütün vatandaşlar için eşit haklar arayan Brezilyalılar, 1822'de bağımsızlığa kavuştular. Brezilyalılar garip şekilde Portekiz kralı VI. João'nun (taht. 1816-1826) oğlu Pedro'yu kralları ilan etti. Böylece Brezilya, ananevi Portekiz monarşisiyle açık bir şekilde yakın bağlantıları olsa da, kendi başına bir monarşi oldu. Portekizliler, 1836'da Portekiz hükümeti tarafından resmen yasadışı ilan edilmesine rağmen, Brezilya ile kazançlı köle ticaretine dahil olmaya devam etti. Ticaret nihayet 1853'te Brezilya hükümetinin köle girişini kendi yasağını yürürlüğe koymasıyla sona erdi. 1891'de bir cumhuriyet yapılan, ardından 1930-45 ve 1964-69 arasında iki diktatörlük devri yaşayan Brezilya, 1985'te demokratik bir cumhuriyet oldu.

Çevirmen Hakkında

Batuhan Aksu
Batuhan, Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans tarih öğrencisi. Erasmus programına katılarak Manchester Üniversitesi'nde aynı bölümde okudu. Edebiyat ve felsefe okumalarından da büyük bir keyif alıyor.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2021, Temmuz 08). Portekiz'in Brezilya Kolonisi [Portuguese Brazil]. (B. Aksu, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-19911/portekizin-brezilya-kolonisi/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Portekiz'in Brezilya Kolonisi." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. Son güncelleme Temmuz 08, 2021. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-19911/portekizin-brezilya-kolonisi/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Portekiz'in Brezilya Kolonisi." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 08 Tem 2021. İnternet. 03 Ara 2024.