Kristal Gece

Tanım

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Nizamettin Karaben tarafından çevrildi
27 Eylül 2024 tarihinde yayınlandı 27 Eylül 2024
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Portekizce, İspanyolca
Makaleyi Yazdır
Vandalised Jewish Shop, Berlin (by Unknown Photographer, Public Domain)
Tahrip Edilen Yahudi Dükkânı, Berlin
Unknown Photographer (Public Domain)

Kristal Gece (Reichkristallnacht, “Kırık Camlar Gecesi” veya Kasım Pogromu), 1938 yılında, 09 Kasım gününü 10 Kasım gününe bağlayan gecede, bütün Almanya ve Avusturya’da Yahudilere ve Yahudilere ait mülklerine yönelik bir saldırı operasyonuydu. Bu operasyon; Nazilerin, Yahudilere yönelik sistematik ve artan zulmün bir parçası olarak düzenlenip devletin organize ettiği bir pogrom/kıyım olup Holokost/Yahudi Soykırımı ve Avrupalı 6 milyon Yahudi’nin infazıyla sonuçlanan katı bir ahlaksızlığın başlangıcı olmuştur.

Naziler ve Yahudiler

Nazi Almanya’sı önderi Adolf Hitler (1889-1945), 1918 yılında kurulan Weimar Cumhuriyeti kötülükleri için günah keçisi yaratmaya kararlıydı. Kötü bir ekonomi, zayıf bir ordu ve Almanya’nın yurt dışındaki prestij kaybı, Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) galip devletlerinin Almanya’ya ağır şartları dayattığı Versay Antlaşması’na (1919) bağlanmıştı. Bir diğer günah keçisi de Almanya’da yaşayan Yahudiler olmuştur. Hitler, 1925 yılında yayımlanan Mein Kampf/Kavgam adlı kitabında Yahudileri, Almanya’yı ve saf ırk olan Aryan Halkın (Volk) gerçek potansiyelini bozan bir toplum olarak tanımlamıştı. Hitler ve Naziler, Yahudileri göç ettirmeye kararlıydılar: Önce küçük düzeyde aşağılama yapılarak ve mallarına el konularak, sonra daha doğrudan ve fiziksel zulüm yaparak. Yahudiler, kısıtlama getirici 1935 Nuremberg Yasalarıyla genel olarak üç ya da dört Yahudi büyükanne veya büyükbabası olan kişi olarak tanımlanıyorlardı, ancak Naziler, 1933 yılından beri, sistematik olarak küçük köyler ve kasabalardan uzaklaştırarak şehirlerde toplanmalarına zorluyorlardı. Göçleri aktif olarak teşvik ediliyordu, devlet, sıklıkla varlıklarına el koyuyor ve ayrılanların yalnızca asgari düzeyde eşya almalarına izin veriliyordu. Yahudilerin devlet ve resmi görevlerde bulunmaları yasaklanmıştı ve gündelik yaşamlarında birçok başka ayrımcılığa maruz kalıyorlardı. 1938 yılına gelindiğinde, Almanya’daki 500.000 Yahudi nüfusunun yarısı göç etmiş ve Almanya’daki Yahudi işletmelerin sayısı 50.000’den (1933) 9000’e düşmüştü. Hitler için bu durum daha yeterli değildi. Hitler’in “Yahudi Sorunu” (Judenfrage) olarak tanımladığı konuya yönelik şiddetli bir çözüm yoluna doğru uğursuz adımlar Kristal Gece operasyonuyla atılmaya başlanmıştı.

1000’DEN FAZLA SİNAGOG BİNASINA SALDIRI DÜZENLENDİ, 267’SI YIKILDI VEYA YAKILDI.

Kristal Gece Bahanesi

Nazilerin düşmanlarına karşı yürüttükleri birçok kampanyalarda bir bahane bulunmuştu; Nazi Enformasyon ve Propaganda Bakanı Joseph Goebbels (1897-1945), esas önemine kıyasla orantısız bir şekilde bu bahaneyi daha da büyütmüştü. Polonya hükümeti, 1938 yılı ortalarında, yurtdışında yaşayan Polonyalı bütün Yahudilerin, Polonya vatandaşlıklarını sürdürebilmeleri için zorunlu birkaç bürokratik işlemlerden geçmeleri gerektiğine karar vermişti. O zamanlar, Almanya sınırları içinde yaklaşık olarak 25.000 Polonyalı Yahudi bulunuyordu ve Hitler, bu insanların vatansız kalmalarından ziyade, yaklaşık olarak 17.000’ünü sınır dışı etmeye karar vermişti. Polonya bu insanları kabul etmemişti ve herhangi bir devletin tanıdığı hiçbir hakka sahip olmaksızın sınır kapılarında yaşamak zorunda kalmışlardı. Yahudi ebeveynleri bu şekilde sınır dışı edilen Herschel Grynszpan, yapılan zulme karşı dramatik bir protesto yapmaya karar vermişti. Almanya’da doğup büyüyen ancak o dönemde Paris’te yaşayan Grynszpan, 07 Kasım 1938 tarihinde Almanya Büyükelçiliğine giderek üçüncü sekreter Ernst von Rath’ı vurmuştu. Sekreter von Rath, 09 Kasım günü, aldığı yaralardan dolayı ölmüştü.

Herschel Grynszpan
Herschel Grynszpan
Bundesarchiv, Bild 146-1988-078-07 (CC BY-SA)

Bakan Goebbels, Birahane Darbesi’nin (Hitler’in başarısız darbe girişimi) 15. yıl dönümüne denk gelen Gyrnszpan olayını, Alman Yahudilerine yönelik daha fazla baskı yapılmasını meşrulaştırmak için kullanmıştı. Goebbels için bu zamanlama doğruydu çünkü henüz bir aktrisle olan kişisel skandal olayından kurtulamamış ve yarı askeri teşkilat SA’dan (Sturmabteilungen veya Stormtroopers, giydikleri üniformadan dolayı daha çok Kahverengi Gömlekliler olarak bilinir) geriye kalan askeri gücün, Hitler’in 1938 yılında tasfiye ettiği ilk dönem paramiliter biriminin şiddet içeren bir operasyonu yapması için can atıyordu. Goebbels, kışkırtıcı bir konuşma yapmış ve Grynszpan olayına sokaklarda şiddetli bir tepki verilmesi için gizlice emir göndermişti. Yahudilere yönelik saldırıların fiili organizatörü, Güvenlik Servisi (SD) Başı ve pogromda (kıyım) yer alan diğer Nazi paramiliter birimi SS (Schutzstaffeln) hiyerarşisinde Heinrich Himmler’den (1900-1945) sonra ikinci sırada yer alan Reinhard Heydrich (1904 -1942) olmuştu. Heydrich, yerelde görev yapan SA, SD ve SS birimlerinin yanı sıra yerel Polis gücünü de göreve çağırmıştı. Daha sonra yapılan resmi açıklama; Yahudilerden bıkmış sıradan insanların isyan olaylarını “kendiliğinden” gerçekleştirdikleri şeklinde olmuştu. Ancak, İkinci Dünya Savaşından (1939-1945) sonra, elde edilen gizli Alman belgelerinde asıl gerçek ortaya çıkmıştı. Bu saldırı aslında devlet destekli bir operasyon olup tamamen Adolf Hitler’in bilgisi dâhilinde olmuştu ( o zamanlar, hem Nazi Führeri ve hem de Bakan Goebbels, kamuoyundaki sessizlikleri sayesinde olayların olmasından uzak kalmışlardı) Aşağıda, Heydrich’ın gönderdiği bazı emirlerden bir özet yer almaktadır:

a.Almanların can ve malına tehlike oluşturmayacak şekilde önlemler alınmalıdır (örneğin Sinagog binaları çevreye yangın tehlikesi olmayacak şekilde yakılmalıdır).

b.Yahudilerin iş ve özel daireleri tahrip edilebilir ancak yağmalanmamalıdır

c.Polis, gerçekleşecek gösterileri engellememelidir. Mevcut hapishanelerde barındırılabilecek kadar Yahudi, özellikle zengin olanlar tutuklanmalı. Tutuklanmaları üzerine, uygun toplama kamplarıyla derhal iletişime geçilmeli ve mümkün olan en kısa sürede bu kamplara alınmalı (Shirer, 430-1’den alıntıdır).

Kırık Camlar Gecesi

09 Kasım günü gecesini takip eden gün ve gecelerde bazı bölgelerde faaliyet gösteren Nazi haydutları Almanya ve Avusturya’daki şehir ve kasabaların Yahudi bölgelerini hedef almışlardı. 1000’den fazla Sinagog binalarına saldırı düzenlenmiş, bu binalar arasında 267’si onarılmayacak şekilde yıkılmış veya tamamen yakılmıştı. Yahudilere ait 31 büyük mağaza da dâhil olmak üzere 7.500 dükkânın camları kırılmış (bundan dolayı Kristal Gece/Kristallnacht adını almıştır) ve malları verilen emirlere aykırı olarak yağmalanmıştı. Yahudi evleri yakılmış, okulları, hastaneleri ve mezarlıkları tahrip edilmişti. Çoğunluğu üniforma giymeyen ve kurşun boru parçaları gibi ilkel silahları kullanan Nazilerden oluşan haydut çeteleri, sayısı belirsiz Yahudileri sokaklarda dayaktan geçirmişlerdi. Resmi kayıtlara göre saldırılarda 91 Yahudi öldürülmüş, ancak gerçek rakam muhtemelen çok daha yüksektir. Her şeyini kaybeden önemli sayıda Yahudi de daha sonra intihar etmişti.

Smashed Jewish Shops, Magdeburg
Yıkılan Yahudi Dükkanları, Magdeburg
Bundesarchiv, Bild 146-1970-083-42 (CC BY-SA)

İngiliz gazeteci Hugh Greene, Kristal Gece olayları sırasında gördüklerini şöyle ifade etmiştir:

O sıralarda Berlin’deydim ve oldukça iğrenç görüntülere tanık oldum: Yahudi dükkânlarının yıkılması, Yahudilerin tutuklanıp götürülmesi, çetelerin dükkânları yıkmasını polisin izlemesi ve hatta iyi giyimli kadınların tezahürat etmesi. (Holmes, 42).

Nazi Mimar ve Bakan Albert Speer (1905-1981) pogromdan sonraki gün Berlin’deki sahneyi şöyle anlatır:

10 Kasım günü ofise giderken Berlin sinagoglarının yanmış kalıntıların yanından geçtim. O sırada beni gerçekten rahatsız eden şey Fasanenstrasse’de gördüğüm kargaşa manzarasıydı: kömürleşmiş kirişler, çökmüş cepheler, yanmış duvarlar – savaş sırasında Avrupa’nın çoğuna adeta hâkim olacak bir sahnenin habercisi… Camdan daha fazla kırılanı görmedim, o gece Hitler Rubicon’u geçmişti (sınırı aşmıştı). Ülkesinin kaderini geri dönülmez bir şekilde mühürleyen bir adım attığını… Daha sonra, Goebbels özel olarak, bu hüzünlü ve korkunç gecede meydana gelen olayların düzenleyicisi (impresario) olduğunu ima etmişti. (169-70)

Bu birkaç korkunç günlük sürede, 35.000 Yahudi tutuklanmış ve Alman topraklarından sınır dışı edilmeden önce toplama kamplarına gönderilmişlerdi. Şanslı olanlar, bütün mal varlıklarını kaybedip hayata kalarak kurtulmuşlardı, çünkü ağır iş, sağlıksız koşullar, yetersiz beslenme, dayak ve infazlar nedeniyle “sonraki altı ayda toplama kamplarında 1000 kadar Yahudi daha ölmüştü” (Dear 287). Saldırganların çok azı hakkında dava açılmış ve sözde yargılananların da davaları, mahkemeleri çoğu zaman reddedilmiştir.

Ruined Ohel Yaakov Synagogue, Munich
Tahrip edilmiş Ruined Ohel Yaakov Sinagog’u, Münih
Unknown Photographer (CC BY)

Yahudi olmayanlar, Nazi rejiminin rahatsız edici bir şekilde taktığı saygınlık maskesini sonunda çıkardığının farkına varsalar bile, sessiz kalarak bir anlamda saldırılara ortak olmak zorunda kalmışlardı. Saldırılar hakkında kamuoyunda yorum yapmak bile, Almanya’nın gizli polis teşkilatı Gestapo soruşturmasına ve hatta hapse atılmasına yol açabilirdi. Emmy Bonhoeffer, eniştesinin kaderini şöyle ifade ediyor:

Kız kardeşim Lena’nın kocası olayların olduğu Kristal Gece’den sonraki sabah, trenle şehir merkezindeki ofisine giderken Sinagog binasının yandığını görüp “Bu kültürlü insanlara hakarettir, kültüre hakarettir” diye mırıldandığını hatırlıyorum. Hemen ön koltuğunda bir adam ona döndü ve Parti rozetini göstererek kimliğini çıkardı. Gestapo’dan bir görevliydi, eniştemin de kimliğini göstermek ve adresini vermek zorundaydı. Ertesi gün sabah saat dokuzda Parti ofisine gitmesi emredilmişti. Cezası savaşın sonuna kadar, yıllarca her ayın başında, bölge için erzak kartlarını düzenlemek ve dağıtmak zorunda kalması olmuştu. (Holmes,42).

Yurtdışındaki Tepkiler

Kristal Gece (Kristallnacht) olaylarına karşı Almanya dışında tepkiler dehşet verici olmuştu. ABD Başkanı Franklin D. Rooselvelt (1882-1945) “böylesi olayların 20.yüzyılda olmayacağını” düşündüğünü belirtmişti (McDonough, 78). ABD’nin Almanya Büyükelçisi protesto amacıyla geri çağırılmıştı. Büyüklüğü, tirajı, konumu veya siyasi eğilimi ne olursa olsun, neredeyse hiçbir Amerikan gazetesi Almanya’yı kınamaktan geri kalmamıştı” Friedlander, 299). Britanya’da Avam Kamarası saldırıları kınamış ve yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre nüfusun % 70’inin saldırılardan dolayı şok geçirdiğini ve Nazi Almanya’sı ile diplomatik ilişkileri kesmek gerektiğini açıklamıştı (Anschluss ve Çek Südet Bölgesinin/Sudetenland Alman işgali gibi krizler nedeniyle zaten direniş şüpheler altındaydı). Birçok kişi şimdi, 1938 yılı, Ekim ayında, Münih Anlaşmasında doruk noktasına ulaşan yatıştırma politikasının böyle ilkesiz bir devletle uğraşırken ahlaki olarak geçerli olup olmadığının sorgulamıştı.

Arrested Jews, Baden-Baden
Tutuklanan Yahudiler, Baden-Baden
Bundesarchiv, Bild 183-86686-0008 (CC BY-SA)

Yahudilere Yönelik Daha Fazla Kontrol

Bu arada, Alman devleti, Yahudilerin özgürlüğünü daha da kısıtlamaya başlamıştı. Kristal Gece olaylarından sonra, onarımların büyük maliyetini karşılamak üzere Yahudi topluluklarına çok büyük para cezaları verilmiş ve sigorta ödemeleri devlet tarafından müsadere edilmişti. Yahudi çocuklarının okula dönmelerine izin verilmemiş ve sokağa çıkmalarına yasaklama getirilmişti. Yahudiler sinemaya gidememiş, Yahudi olmayanlarla aynı trende seyahat edememiş, araba sahibi olmalarına, sigara satın almalarına veya halka açık parklara girmelerine izin verilmemiştir. Yahudilere ait mülkler müsadere edilmeye devam edilmişti. Yahudi işletmeleri ve Yahudi basını sistematik olarak kapatılmış ve ardından da yasaklanmıştı. Görünürde rastgele olan tutuklamalar ve çalışma kamplarına nakil işleri giderek daha yaygın hale gelmişti. Bu dönem boyunca, bir Yahudi olan Üniversite Öğretim Görevlisi Victor Klemperer’ın tuttuğu günlüklerin tercümanı M.Chalmers’ın şöyle bir açıklaması olmuştur:

Irkçı bir diktatörlük koşulları altında bir tür normal yaşamın imkânsız hale geldiği nokta, 1938 yılı, Kasım ayı pogromu/kıyımı olmuştur (“Kristallnacht”). Pogrom operasyonu, Yahudilere karşı Nazi çetelerin şiddeti hem zirve yapmış ve hem de sonu olmuştur. Yani; Yahudilerin, onları koruyacak hiç kimselerinin ve hiçbir şeylerinin olmadığını anladıkları nokta (xıv)

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Alman topraklarındaki Yahudiler artık eskisinden çok daha büyük sayıda göç etmişlerdi; sadece Avusturya’dan 100.000 kişi. Almanya’da, “1939 yılına kadar, toplumun genel olarak genç kesimini oluşturan 300.000 Yahudi göç etmişti" (Stone, 89). Almanya’nın bu durumda kaybı; yazarlar, müzisyenler, doktorlar ve bilim insanlarının toplu olarak göç etmeleriyle hayatın her alanında yaşanmıştı. Yahudilerin göç hareketi o kadar yoğun olmuştur ki, birçok devlet göç olgusunu, özellikle de Yahudi göçünü kısıtlayıcı yasalar çıkarmaya başlamıştı. Ancak trajik bir şekilde, güvenlik sağladıklarını düşünen on binlerce Yahudi göçmen, kendilerini ancak İkinci Dünya Savaşı sırasında Batı Avrupa’nın işgalinden sonra Nazi yönetimi altında bulmuşlardı. Gettolarda toplanma olduğunda, Naziler ve müttefikleri, Auschwitz-Birkenau gibi gizli ölüm kamplarında Yahudileri (ve engelli kesimden Romanlar’a kadar) diğer “istenmeyenleri” sistematik olarak öldürmeye başladıkça, çok daha kötüsü sonra olacaktı. Sonuç olarak, Nazilerin buldukları “Nihai Çözüm”; Holokost olmuş; yani 6 milyon Avrupalı Yahudi’nin katledilmesine yol açılmıştı.

Sorular & Cevaplar

Kristal gece ne anlama geliyor?

Kristal gece, “Kırık Camlar Gecesi” anlamına gelir ve 1938 yılı, Kasım ayında Yahudilere karşı düzenlenen Nazi pogromunda (kıyım) kırılan binlerce mağaza vitrini referans için kullanılır.

Kristal Gece operasyonu sırasında neler yaşandı?

1938 yılı, Kasım ayında yapılan Kristallnacht operasyonunda Almanya ve Avusturya’da Nazi haydutları ve Yahudilere, Yahudi dükkânlarına, evlerine ve Sinagoglar gibi Yahudi mülklerine saldırı olmuştu. İsyanşar sırasında en az 100 Yahudi öldürülmüş ve sonrasında muhtemelen 35.000 kişi tutuklanmıştı.

Çevirmen Hakkında

Nizamettin Karaben
Tarih; Dinler Tarihi/Teopolitik; Siyasi Tarih; Sosyal Antropoloji; Mitoloji; Dilbilimi; Ekonomi Politik; Edebiyat konuları ilgi alanlarım.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2024, Eylül 27). Kristal Gece [Kristallnacht]. (N. Karaben, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-23563/kristal-gece/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Kristal Gece." tarafından çevrildi Nizamettin Karaben. World History Encyclopedia. Son güncelleme Eylül 27, 2024. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-23563/kristal-gece/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Kristal Gece." tarafından çevrildi Nizamettin Karaben. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 27 Eyl 2024. İnternet. 21 Şub 2025.