Livy

10 günler kaldı

Tarih Eğitimine Yatırım Yapın

Hayır kurumumuz Dünya Tarih Vakfı'nı destekleyerek tarih eğitiminin geleceğine yatırım yapıyorsunuz. Bağışınız, gelecek nesilleri çevrelerindeki dünyayı anlamak için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerilerle güçlendirmemize yardımcı olur. Yeni yıla daha güvenilir tarihsel bilgileri herkes için ücretsiz olarak yayınlamaya hazır bir şekilde başlamamıza yardımcı olun.
$3086 / $10000

Tanım

Donald L. Wasson
tarafından yazıldı, Batuhan Aksu tarafından çevrildi
17 Mart 2014 tarihinde yayınlandı 17 Mart 2014
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Livy's Roman History, 1664 (by Andy Brill, CC BY-NC-SA)
Livy'nin Roma Tarihi, 1664
Andy Brill (CC BY-NC-SA)

Tarihçilerin kıymetli katkıları olmasaydı, sonraki nesiller maziye dair çok az bilgiye sahip olacaktı - hem iyi hem de kötü. Tarih yazıcılığının babaları olan Herodotus ve Thucydides tarihlerini asla yazmamış olacaklardı. Plutarch olmasaydı, büyük Yunanlıların ve Romalıların çoğunun hayatları ve muvaffakiyetleri hakkında hiçbir şey bilinemezdi. Büyük medeniyetlerin - Sümerler, Mısırlılar ve Persler - katkıları kaybolacaktı. Arrian veya Diodorus olmaksuzun Büyük İskender'in askeri seferlerini kim bilebilirdi? Ve nihayet, daha çok Livy (MÖ 59 - MS 17) olarak bilinen Titus Livius olmasaydı, Roma halkının mücadeleleri ve bir imparatorluğun kurulması uzun zaman önce unutulacaktı.

Yetişkin hayatının çoğunu Roma'da geçirecek olsa da, otuz yaşında oraya gelen Livy, aslında kuzey İtalya'da, günümüz Padua'sında bulunan küçük Patuvium kasabasında, MÖ 59 civarında doğdu ve orası onun MS 17'de altmış yaşında ölmek üzere geri döneceği doğum yeriydi. Erken hayatının çoğu sırlarla örtülse de, resmi tahsilini MÖ 49-30 arasındaki iç savaşlar esnasında bu küçük kasabada aldı. İlk defa gençliğinde kısa tarihi ve felsefi eserler yazdı. Ailesi hakkında çok az şey biliniyor; evliydi ve sonrasında Lucius Magus isminde bir hatiple evlenecek olan en az bir oğlu ve bir kızı vardı. Neden Roma'ya gittiğine dair sadece spekülasyonlar olsa da, Ab Urbe Condita veya Şehrin Kuruluşundan İtibaren adlı 142 ciltlik Roma tarihinin neşrinin peşinden şöhret ve hatta kötü ün elde edeceği yer orasıydı. Bu, Aeneas devrindeki erken kuruluşundan Cumhuriyet'in sonuna ve Roma İmparatorluğu'nun ilk yıllarına ve İmparator Augustus'un saltanatına kadar - yedi yüzyılı aşkın bir devir - olan Roma Cumhuriyeti'nin eksiksiz bir tarihiydi.

LİVY 142 CİLTLİK Şehrİn Kuruluşundan İtİbaren BAŞLIĞIYLA BİR ROMA TARİHİ YAZDI.

Devrin birçok tarihçisinden farklı olarak, Livy hiçbir zaman bir kamu vazifesinde bulunmadı ve hiçbir siyasi veya askeri tecrübesi olmadı (çağdaşları da dahil olmak üzere diğerlerinin kabahat olarak gördüğü bir şeydi) ve mesleğindeki pek çok şahsın aksine, tam zamanlı bir tarihçi rolünü üstlenecekti. Sadece küçük bir kısmı günümüze ulaşan çok ciltli çalışması (1'den 10'a ve 21'den 45'e kadar olan ciltler) onu tüketecektir, ancak hayatta kalan çalışması, hem Roma Cumhuriyeti'nin büyümesi hem de onun karakterinin ölümü olarak gördüğü şey hakkında inanılmaz bir fikir vermektedir. Bu ciltler (son yirmi iki cilt, ölümünden sonrasına kadar neşredilmemiştir) yıldan yıla beşli bir yapıyla yazılmıştı ve bir tarihçinin daha Stoacı bir bakış açısı olarak gördüğü şeyi gösteriyordu, etiğe vurgu yapmayı, klasik Stoacılığın kaderciliği değil. Bir askerin zihnine dair şahsi kavrayıştan mahrum olsa da, çalışmaları Roma zaferlerinde görülen kahramanlığa saygı gösteriyordu. Livy, Roma'yı çevreleyen tarihi çevrenin insanlarını şekillendirdiğine inanıyordu. Ona göre tarih, okuyucuyu sadece bilgilendirmemeli, aynı zamanda onu yüceltmelidir - bazılarının ahlaki eğitim olarak gördüğü şey.

Çalışmalarının ekseriyeti kaybolmuş olsa da, iki kitap dışında bütün kitapların kısa özetleri veya periocha'ları kaldı. En uzun süreyi (200 yıldan fazla) kapsayan ilk cilt, Truva atlarının İtalya'ya gelişiyle başlamış ve MÖ 509 civarında Kral Tarquinus ve Etrüsklerin kovulmasıyla nihayete ermiştir. Bu kitabın önsözünde tarihinin temelini attı. Neredeyse özür dilercesine şunları yazdı:

Varlığının en başından beri Roma halkının eksiksiz bir tarihini yazmak için üstlendiğim vazifenin, bunun için harcanan emek için beni mükafalandırıp mükafatlandırmayacağını kesin olarak bilmiyorum, bilseydim de söylemeye cesaret edemezdim. Bunun kadim ve yaygın bir pratik olduğunu görüyorum; her yeni yazar, ya anlatısının materyallerinde daha fazla kesinlik elde edeceğine yahut üslubunun mükemmelliğiyle antik çağın kabalığını aşacağına daima ikna olmuştur.

"Dünyadaki en önde gelen milletin yıllıkları" dediği şeyin tarihini yazma rolünden gurur duyuyordu. Augustus'un saltanatından önceki yıllarda Roma'yı çevreleyen meseleleri anladı. Gözlerini şuna kapaması gerektiğini söyledi:

kendi devirlerinin tarihçisini hakikatlerden saptırmasa bile rahatsız edebilecek bütün kaygılardan azade, fikirlerimi o bozulmamış kayıtların izini sürmeye adadığım müddetçe neslimizin bunca yıldır şahit olduğu şerlere

Müteakip kitaplar, 45 numaraya kadar olanlar, Oniki Levha'nın yaratıldığı günlerden Pön ve Makedonya Savaşları'na değin Roma'nın izini sürer. Aslında, bu muharebelere dair bilinenlerin çoğu, evvela Livy'nin çalışmalarından kaynaklanır. İkinci kitabın açılış paragrafları, son kralın devrilmesinden bahsediyor ve onun tarihini yazmak için başka bir sebep oluşturuyor:

Bundan böyle hür bir Roma'nın tarihini yazacağım sivil idaresi ve savaşlarının idaresi, her yıl seçilen hakimleri, yasalarının otoritesi bütün vatandaşları üzerinde olan. Son kralın tiranlığı bu hürriyeti daha da hoş karşıladı, zira eski kralların idaresi öyleydi ki, haksız yere, her halükarda, şehrin bazı bölümlerinin kurucuları sayılamazlardı….

Ne yazık ki, onu takip eden tarihçilerin çoğu, onu orijinal bir araştırmacı olmadığı için tenkit etti ve birçok gerçeği doğrulamadığı için onun dikkatsiz olduğunu söyledi. O sırada mevcut olan kaynakların birçoğunu kullanmasına rağmen, gerçek bir bilgin değil, sadece bir yazar olduğu için reddedildi. Coğrafya bilgisi zayıftı (diğer birçok yazarın yaptığı gibi) ve Yunancada zorluk çekiyordu, ama itibarına olarak, bir drama ustasıydı.

Diğerlerine göre, Livy'nin tarihini yazmaktaki ana mantığı, Romalı karakterinin tekamülünü göstermekti - Romalı dostlarını büyük yapan faziletlerini geliştiren veya şekillendiren şartlar; münekkitler, Livy'nin bu dahili değerlerin çoğunu abarttığına inanıyor. Livy, devamlı olarak insan hayatına karışan eski Roma tanrıları hususunda kuşkucu olsa da, Roma dininin ve ananevi ritüellerinin kıymetini kabul etti. Bu mühim müessesenin ihmal edilmesinin Roma ahlakının nihai düşüşüne nasıl yol açtığını gördü. Ne yazık ki Livy, bu değerlerin yalnızca yükselişini değil, aynı zamanda bozulmalarını da münakaşa etmek mecburiyetinde kaldı.

İmparator Augustus'a karşı tavrının çok nazik olduğu düşünülürken, Livy'nin onunla olan münasebeti hâlâ münakaşalıdır. Çoğu şahıs onların arkadaş olarak kabul edilebileceği hususunda hemfikir olsa da, imparatorun saltanatını anlatan kitaplar kaybolduğu için bu sadece spekülatif olabilir. Augustus'un eski Cumhuriyet'e olan hayranlığından dolayı Livy'yi Pompeian olarak isimlendirdiği başka kaynaklardan biliniyor - Livy, Romalı senatör Cicero'nun cumhuriyetçi prensiplerin en iyisini temsil ettiğini düşünüyordu. Bununla beraber, Livy'nin bağımsız tabiatı, onun bir saray tarihçisi olarak görülmesine mani oldu. Augustus onu desteklerken, Caligula ondan hoşlanmadı ve yazılarının itinasız olduğunu telakki etti, ancak sözde, Livy'nin geleceğin İmparator Claudius üzerinde muazzam bir tesiri oldu ve onun kendi tarihlerini yazmasını sağladı.

Yıllar geçtikçe, Livy'yi takip eden tarihçiler, çalışmalarını şu veya bu sebeple tenkit etti. Kayıp kitapların tarihsel bilgimize neler katacağı ancak tahmin edilebilir. Bazıları için geçmişi kafa karıştırıcı, sürekli savaş yürüten bir Roma'yı gösteriyor - mesela Kartaca ve Makedonya - ve devamlı olarak iç çekişmelerle kuşatılmıştı. Bir tarihçinin belirttiği gibi, Livy'ye göre bu, dindarlık ve ahlak yoluyla kazanılan ilahi lütuf tarafından yaratılmış bir Roma idi, lakin bu kaybolduğunda, bu sadece felaket manasına gelebilirdi.

Bibliografya

Dünya Tarihi Ansiklopedisi bir Amazon İştirakidir ve uygun kitap satın alımlarından komisyon kazanır.

Çevirmen Hakkında

Batuhan Aksu
Batuhan, Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans tarih öğrencisi. Erasmus programına katılarak Manchester Üniversitesi'nde aynı bölümde okudu. Edebiyat ve felsefe okumalarından da büyük bir keyif alıyor.

Yazar Hakkında

Donald L. Wasson
Donald, Lincoln College'da (Normal, Illinois) Antik, Ortaçağ ve ABD Tarihi üzerine dersler vermiştir ve Büyük İskender'i öğrendiğinden beri her zaman kendini bir tarih öğrencisi olarak nitelemiştir ve öyle nitelemeye de devam etmektedir. Edindiği bilgileri öğrencilerine aktarmaya hevesli biridir.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Wasson, D. L. (2014, Mart 17). Livy [Livy]. (B. Aksu, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-552/livy/

Chicago Formatı

Wasson, Donald L.. "Livy." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. Son güncelleme Mart 17, 2014. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-552/livy/.

MLA Formatı

Wasson, Donald L.. "Livy." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 17 Mar 2014. İnternet. 21 Ara 2024.