Jüpiter

Tanım

Donald L. Wasson
tarafından yazıldı, Göktuğ Berk Bağcı tarafından çevrildi
06 Mayıs 2014 tarihinde yayınlandı 06 Mayıs 2014
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, İspanyolca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Jupiter (by Mark Cartwright, CC BY-NC-SA)
Jüpiter
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Romalıların pek çok tanrısı arasında Jüpiter, Satürn'ün oğlu, gök gürültüsü, şimşek ve fırtına ile ilişkilendirilen en yüce tanrıydı. Roma olarak adlandırılabilecek şehrin ilk yerleşenleri atalarının ruhları tarafından izlendiklerine inanıyorlardı ve bu ruhların başına tanrılar üçlüsü eklediler. Bu yeni tanrılara Mars, savaş tanrısı; Quirinus, Roma'nın insanlarını seyreden Romulus'un tanrılaştırılmış hali ve son olarak da Jüpiter, en yüce tanrı. O Jüpiter Elicius'tu- ilerlemeyi getirendi. Cumhuriyetin yükselişi ile birlikte Jüpiter'in kimliği tüm tanrıların en üstünü olarak sağlam bir şekilde yerleşmişti, fakat eski üçlünün iki üyesi Juno(Jüpiter'in kız kardeşi ve eşi) ve Minerva (Jüpiter'in kızı) ile değiştirilmişti. Jüpiter'in en önemli unvanı Jüpiter Optimus Maximus idi anlamı da En iyi ve En yücesi demekti ve bu unvan onun tanrıların babası rolünü belirtiyordu.

Jüpiter, Etrüsk krallarının eski ve kişiselleştirilmiş tanrısı, cumhuriyette kendine yeni bir ev bulmuştu. O, ışık tanrısıydı, yenilgiden koruyucuydu ve zaferi bahşedendi. O Jüpiter İmparator'du, en yüce general; Jüpiter Invictus'du, zapt olunamayan ve son olarak Jüpiter Triumphator'du. O savaş zamanlarında Roma'nın koruyucusuydu ve barış zamanlarında da insanların refahını sürdürüyordu. O sıklıkla uzun, beyaz bir sakalla tasvir ediliyordu ve onun sembolü krallık tahtına oturduğu zaman elinde taşıdığı kraliyet asasının üzerine konan bir kartaldı. Zeus'ta olduğu gibi onun şiddet uygulama ünü sıklıkla erkeklerin korkudan titremesine sebep oluyordu çünkü onları çok kolay bir şekilde yıldırımlarından biriyle cezalandırabilirdi. Tabii ki de Jüpiter, son yok edici yıldırımdan önce adil bir uyarı verirdi ve ceza genellikle diğer tanrıların onayı ile birlikte veriliyordu.

Roma Dininde Jüpiter

Din her daim modern olsun antik olsun neredeyse her toplum için önemli bir unsur oldu. Din her şeyi açıklıyordu, mevsimlerden, sabahları Güneş'in doğuşuna ve geceleri Ay'ın çıkışına kadar. Tanrılar insanları düşmanlarından, doğanın kuvvetlerinden koruyorlardı ve savaş zamanlarında da insanların yanında savaşıyorlardı. Tanrılar halklarının ve kendi onurlarına inşa edilmiş tapınakların içinde her daim bulunuyorlardı. Kurbanlar, tanrıların lütfunu kazanmak için yapılıyordu. Yahudi-Hıristiyanlığın tek tanrıcılığının yükselişinden önce, birçok kültür çok sayıda tanrıya tapıyordu. Tapındıkları arasında savaş tanrısı, hasat tanrısı ve hatta doğurganlık tanrıçası bile vardı. Roma imparatorluğu bu açıdan hiç de farklı değildi.

Tanrı'nın en meşhur unvanı JÜpİter Optimus Maximus İdİ, anlamı en İyİ ve en ÜstÜnÜ İdİ.

Erken Roma dini ve inancında, bilhassa da Cumhuriyetin erken yıllarında, tanrılar insanlara teminat ve koruma sağlıyordu. Din, hayatın her yönünde büyük bir etkendi; tanrılara danışmadan neredeyse hiçbir karar verilmiyordu. Fakat Roma dini Hıristiyanlık gibi bireyselci bir din değildi, komünaldi. Hiçbir kutsal metinleri veya akideleri yoktu; sadece pax deorum ya da tanrıların barışı vardı. Ritüeller ve dualar ile tanrıların lütfunu kazanmaya ve böylece tanrının gazabından korunmaya çalışıyorlardı. Romalılar sıklıkla fethettikleri yerlerin halklarının dinine karşı hoşgörülüyse de (sıklıkla buraların dinlerinden bir ya da iki tanrı benimserlerdi.) kendi resmi devlet dinlerinin koruyucusu oldular ve kendi güçlerini sarsacak her şeye karşı da şüphe içinde oldular. İşte bu şüphe İmparator Nero ve sonrasında gelen imparatorlar zamanında hem Yahudi hem de Hıristiyanlara yapılan zulümlerin altında yatan sebepti. Bu korumacılık Jüpiter'in ve akranları Olimposlular'ın hem Cumhuriyet hem de İmparatorluk dönemlerinde ve Hıristiyanlığın yükselişine kadar Etrüskler'den korunmasını sağladı.

Roma'daki tapınak

MÖ 509 civarlarında Juno ve Minerva tarafından paylaşılan muazzam bir tapınak, insanların bir araya gelebileceği ve kurbanlarını sunabileceği bir yer olan Roma'daki Capitol Tepesi'nde yükseliyordu. Jüpiter'in büyük bir heykelinin yanında tapınak, ki Roma'nın en büyük tapınağıydı, Roma'nın kahinleri olan ve sadece kriz zamanlarında başvurulan Sibilin kitaplarına da ev sahipliği yapıyordu. Jüpiter'e birçok isimle tapılıyordu: Invictus, Imperator ve Triumphator-ki bu unvanlar onun savaşta da barışta da devlet hayatının her alanında Roma için taşıdığı yüce önemi temsil ediyordu. Savaştan dönen muzaffer generaller triumph adı verilen Roma tapınağından Jüpiter Tapınağına doğru giden bir geçit törenini yönetiyorlardı. General uzun, mor cübbe giyer vaziyette sağ elinde bir asa taşıyarak dört beyaz atın çektiği bir savaş arabasına(chariot) biniyordu; generalin peşinden ise büyük bir halk kalabalığı, generalin ordusu ve zincirlere vurulmuş şekilde savaş esirleri onu takip ediyordu. Tapınağa vardıktan sonra general, savaşta kazandığı zafer için Jüpiter'e teşekkür etmek ve elde ettiği ganimetin Jüpiter'e ait olan kısmını ona bağışladığından emin olmak için kurban keserdi.

Bu generallere göre Jüpiter Roma ordusunun korkusuzluğunu temsil ediyordu. Ordu tarafından tapınılıyor olsa da Jüpiter sıklıkla şiddet patronu olarak görülüyordu, o aynı zamanda politik tanrıydı, ki bu hem popüler birliğe hem de senatoya meşruiyet sağlıyordu. Senato, Jüpiter'in kutsaması olmadan savaş ilan edilmesine izin vermiyordu. O yeminlerin, anlaşmaların patronuydu ve yalancı şahitlerin cezalandırıcısıydı. Onun hükmü olmadan hiçbir politik hareket başlamaz ya da tamamlanmazdı. Baş oyunlar eylülde kutlanırdı, Ludi Romani onun onuruna düzenlenirdi.

Bust of Jupiter Graius
Bağışlayan Jüpiter'in Büstü
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Jüpiter'in Düşüşü

Fakat Jüpiter'in kötülenmeleri ve yüzleşmesi gereken mücadeleleri oldu. Bir zamanlar flamen dialis ya da Jüpiter'in kişisel resmi rahibi olarak hizmet eden Jül Sezar'ın ölümünün ardından İmparator Augustus'un takipçileri bir imparatorluk kültü başlattı: ki bu imparatora tanrı olarak tapınılmasını içeriyordu. Augustus tanrı olma fikrini reddetse de onun ardından gelen imparatorlar bu fikri pek beğendiler ve seleflerinin tanrılığını onayladılar; İmparator Caligula kendisinin yaşayan tanrı olduğu iddiasında bile bulundu. Ve Zeus'un oğlu olduğuna inanan Büyük İskender gibi, İmparator Galba da Jüpiter'in soyundan geldiğine inandı. İmparator Elagabalus geçici bir süreliğine Suriye tanrısı Elagabal'ı Jüpiter ile değiştirdi. Hatta imparator dininin kült sembolü olarak büyük, siyah, koni şeklinde bir taşı Suriye'den getirtti ve Palatino Tepesi'ne yerleştirtti. Yeni tapınak olan Elagabalium Elagabal'ı onore etmek için yapılmıştı. Şansına, onun sonrasında gelen Alexander Severus Roma halkı ile arasını düzeltmek istiyordu ve Jüpiter'i en yüce tanrı olarak eski yerine koydu ve taşı Suriye'ye geri göndertti. Sonrasında, üçüncü yüzyılda, Jüpiter'in yeri Sol Invictus, fethedilmemiş Güneş, askerlerin efendisi, kültü ile değiştirildi. Yine, bu sefer Jüpiter İmparator Diocletianus tarafından kurtarıldı. Son olarak Tanrı Şehri’nin yazarı Aziz Augustinus hem Roma toplumunu hem de toplumun dinini kınadı. O, Romalıların tanrılarının Roma'yı felaketlerden korumada beceriksiz olduğunu yazmakla kalmayıp Jüpiter'in de bir zinakâr olduğunu ayrıca belirtti.

MS 5.yy'da Hıristiyanlığın yükselişi ve İmparatorluğun çöküşü ile birlikte, Jüpiter ve akranı olan tanrılar mitolojinin konusu oldular. İsimleri bugün gezegen adları olarak yaşamaya devam ediyor: Jüpiter, Neptün, Mars, Merkür ve Venüs. Maalesef, Jüpiter'in hatırası Yunanlılardaki karşılığı olan Zeus tarafından da gölgelendi. Fakat o, Jüpiter, tarihinin büyük kısmında Roma kültürü için önemli bir rol oynadı. O, Romalıları barış ve savaş zamanlarında düşmanlarının gazabından korudu. İmparatorların zafer ve yenilgilerine rağmen Jüpiter, Roma'da günlük yaşamın her daim var olan bir parçasıydı.

Bibliografya

Dünya Tarihi Ansiklopedisi bir Amazon İştirakidir ve uygun kitap satın alımlarından komisyon kazanır.

Çevirmen Hakkında

Göktuğ Berk Bağcı
Türkiye'nin Adana ilinde doğdum. Osmaniye Fen Lisesi'nden 2018 yılında mezun oldum şimdi ise Hacettepe Üniversitesi'nde Tıp okuyorum. Tarih sever birisiyim. Tarihle ilgili elimden geldiği kadar okurum ve Türkiye'nin tarihi mekanlarını ziyaret ettim.

Yazar Hakkında

Donald L. Wasson
Donald, Lincoln College'da (Normal, Illinois) Antik, Ortaçağ ve ABD Tarihi üzerine dersler vermiştir ve Büyük İskender'i öğrendiğinden beri her zaman kendini bir tarih öğrencisi olarak nitelemiştir ve öyle nitelemeye de devam etmektedir. Edindiği bilgileri öğrencilerine aktarmaya hevesli biridir.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Wasson, D. L. (2014, Mayıs 06). Jüpiter [Jupiter]. (G. B. Bağcı, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-653/jupiter/

Chicago Formatı

Wasson, Donald L.. "Jüpiter." tarafından çevrildi Göktuğ Berk Bağcı. World History Encyclopedia. Son güncelleme Mayıs 06, 2014. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-653/jupiter/.

MLA Formatı

Wasson, Donald L.. "Jüpiter." tarafından çevrildi Göktuğ Berk Bağcı. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 06 May 2014. İnternet. 21 Kas 2024.