Malazgirt Muharebesi

10 günler kaldı

Tarih Eğitimine Yatırım Yapın

Hayır kurumumuz Dünya Tarih Vakfı'nı destekleyerek tarih eğitiminin geleceğine yatırım yapıyorsunuz. Bağışınız, gelecek nesilleri çevrelerindeki dünyayı anlamak için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerilerle güçlendirmemize yardımcı olur. Yeni yıla daha güvenilir tarihsel bilgileri herkes için ücretsiz olarak yayınlamaya hazır bir şekilde başlamamıza yardımcı olun.
$3081 / $10000

Makale

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Batuhan Aksu tarafından çevrildi
06 Şubat 2018 tarihinde yayınlandı 06 Şubat 2018
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, İspanyolca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır

1071'de Antik Armeniakon themasındaki Malazgirt (Mantzikert) Muharebesi, Bizans İmparatorluğu'nun uğradığı en büyük mağlubiyetlerden biriydi. Muzaffer Selçuklu ordusu, Bizans imparatoru IV. Romanos Diogenes'i esir aldı ve generaller taht için çekişirken ve imparatorluk kargaşa içindeyken, Selçukluların Küçük Asya'yı süpürmelerini hiçbir şey durduramadı. Malazgirt, kayıplar veya ani toprak kaybı açısından korkunç bir mağlubiyet sayılmazdı, lakin Bizans askeri maharetine ve imparatorun mukaddes şahsiyetine psikolojik bir darbe olarak, yüzyıllar boyunca aksedecek ve Bizans İmparatorluğu'nun uzun, yavaş ve kalıcı bir düşüşe girdiği dönüm noktası olarak anılacaktı.

Battle of Manzikert
Malazgirt Muharebesi
O.Mustafin (Public Domain)

Bizans ve Selçuklular

Kendisi de eski bir general olan IV. Romanos Diogenes (1068-1071), yetersiz silahlara, güvenilmez paralı askerlere ve disiplinsiz askerlere aşırı derecede mahkum bir Bizans ordusunu miras almıştı. Selefi X. Konstantin Doukas (1059-1067) devlet memuriyetini kasten genişletmiş, Konstantinopolis'in restorasyonuna büyük yatırımlar yapmış ve orduyu tamamen ihmal etmişti. Daha da fenası, imparatorluk savunulacak çok fazla sınıra sahip olduğundan aşırı derecede gerilmişti. Bilhassa Selçuklular, Küçük Asya'da mesele çıkarıyordu. Asya bozkırlarından gelen bu göçebe kabile Türk kökenliydi ve defalarca Bizans karakollarına baskın düzenlemişlerdi, bilhassa 1058'de Melitene'yi (Malatya) ve 1067'de Caesarea'yı (Kayseri) istila etmişlerdi. Bu, imparatorun, Ermenistan ve Orta Asya'dan bölgeye giden yolları koruyan Van Gölü çevresindeki kaleleri takviye etmesini gerektirdi. Bizans imparatoru 1070'de bölgede başarılı bir sefer düzenledi, müteakiben Mart 1071'de Ermenistan'ı ve bu sahada başka herhangi bir yeri Selçuklulardan kesin olarak kurtarmak için abidevi bir hamleye karar verdi.

Selçuklu lideri Alp Arslan'dı (1063-1073) ve şu anda İran, Irak ve Yakın Doğu'nun çoğunu kapsayan bir imparatorlukla birlikte, emrinde çok kabiliyetli ve hareketli atlılardan oluşan bir ordu vardı. Romanos'un ordusu büyüktü, bazı kaynaklara göre 300.000 adama sahipti, lakin modern tarihçiler 60-70.000'lik bir rakamı tercih etse de, hala Selçuklu'nun iki katıydı. Büyüklüğü ne olursa olsun, münakaşa edilemeyecek bir gerçek Romanos'un ordusunun, Avrasya Bozkırı'nın Peçeneklerini ve Uzlarını ve hatta Roussel de Bailleul liderliğindeki bir Normanlar birliğini içeren bir dizi gönüllü ve paralı askerden oluşmasıydı. Kötü şöhretli bir maceracı olan De Bailleul'ün davaya olan sadakati son derece şüpheliydi ve hakikaten sadece kendi krallığına bir seçim arıyordu.

Katİ olarak şartlar ne olursa olsun, netİce, Romanos'un sefere başladığı ordusunun yarısı İle baş başa kalmasıydı.

Prolog

Ağustos 1071'de Armeniakon'a vardığında, Romanos gücünü ikiye böldü. Bir yarısı General Joseph Tarchaneiotes kumandasında Van Gölü'nün kuzeyine gönderildi. İmparator ve generali Nicephorus Bryennius liderliğindeki diğer yarısı, fazla uğraşmadan alınan Malazgirt'in küçük kalesine yöneldi. Bu arada, Tarchaneiotes'e ne olduğu muammadır. Bizans kaynakları garip bir şekilde sessizdir ve Müslüman kaynaklar Arslan'ın zaferini anlatır. General tecrübeliydi ve kuvvetinin büyüklüğü göz önüne alındığında, tamamen yenilgiye uğraması pek muhtemel görünmüyordu. Tarchaneiotes, belki de Bizans tahtı üzerinde hak iddia eden rakip bir kişiye sadakatinden dolayı davayı terk etmiş olabilir yahut kendi emperyal hırslarını beslemiş olabilir. Kati olarak şartlar ne olursa olsun, netice, Romanos'un sefere başladığı ordusunun yarısı ile baş başa kalmasıydı.

Muharebe

İki lider ve orduları nihayet 25 Ağustos'ta Malazgirt yakınlarında bir araya geldi ve sonrasında bir çatışma Bizanslıların Selçuklu okçuları tarafından tacizi ve Nicephorus Byrennius'un sathi de olsa üç yara almasıyla neticelendi. Hakiki muharebenin başlangıcından hemen sonra Normanlar geri çekilip kaçtılar. Bazı Uzlu paralı askerler de saf değiştirdi. Sporadik çatışmalar, yine de, ikinci güne kadar devam etti. Bunun üzerine Selçuklu lideri, askerlerine ödeme yapmakta güçlük çekerek ve her halükarda Suriye ile çok daha fazla alakadar olduğundan mütevellit mütareke teklif eden bir heyet gönderdi. Romanos bunu reddetti.

Location Map of the Battle of Manzikert, 1071 CE
Malazgirt Muharebesi'nin Lokasyon Haritası, 1071
Bakayna (CC BY-SA)

Romanos, ordusunu birkaç sıra piyade, kanatlarda süvarileri ve tam merkezde kendisi ile kat'i ve kararlı bir çatışma için sıraya koydu. 11. yüzyıl Bizans tarihçisi Michael Psellos, Romanos biyografisinde, imparatoru sıradan bir asker gibi zırh kuşandığı ve şahsı veya umumi kumandan olarak mesuliyetlerine dair herhangi bir endişe duymadan düşmana saldırdığından tenkit eder. Bu arada Alp Arslan daha ihtiyatlıydı ve kuvvetlerini daimi olarak hilal şeklinde geri çekerek Bizanslıların ilerleyişine müsaade etti ama aynı zamanda düşman kanatlarını at sırtında taciz eden Selçuklu okçularına giderek daha fazla maruz kaldı. Günün sonunda ışık azalmaya başlayınca, Romanos birliklerine kamplarına dönmelerini emretti.

Ardından Selçuklular geri çekilen Bizans süvarilerine karşı hücum ederken felaket gerçekleşti. Kaos esnasında büyük bir Bizans askeri grubu imparatorun öldürüldüğünü tahayyül ettiklerinde paniğe kapıldı. Bu şayia, Romanos'un rakiplerinden biri olan Andronikos Dukas tarafından başlatılmıştı. Netice, Bizans hatlarının nizamsız bir şekilde çökmesi, Bizans arka muhafızlarının ana gövdeden ayrılması ve sonrasında Selçuklu atlı okçuları tarafından kuşatılmasıydı. Ordunun sol kanadı, merkezde ezilen ancak düşman tarafından geri itilen Romanos'un yardımına koşmaya çalıştı. Mağlubiyet kat'iydi: atı öldürülen ve kılıcının elinden yaralanan Romanos yakalandı. Bir görgü şahidi olan Michael Attaleiates, fiyaskonun aşağıdaki canlı tasvirini veriyor:

Bir deprem gibiydi: Haykırışlar, ter, korkunun hızlı kaçışları, toz bulutları ve en azından dört bir yanımızı saran Türk orduları. Herhangi bir matem yahut ağıtın ötesinde trajik bir manzaraydı. İmparatorluk ordusunu tamamen kaçarken, İmparator'u müdafaasızken, bütün Roma Devleti'ni devrilirken ve İmparatorluğun kendisinin çöküşün eşiğinde olduğunu bilerek görmekten daha acınası ne olabilir? (Norwich'te, 240)

Romanos'un Zaptı

Michael Psellos'a göre, esir imparator Alp Arslan tarafından hiç de kötü muamele görmedi, teşhis edildiğinde zincirlerinden serbest bırakıldı. Arslan'ın ayaklarının önünde sembolik olarak çizmesini boynuna koyup toprağı uysal bir şekilde öptükten sonra Romanos bir hafta boyunca iyi beslendi ve hatta tutsak arkadaşlarından herhangi birini azatlık için namzet göstermesine izin verildi. 11. yüzyıl'daki Scylitzes Kroniği ayrıca, Alp Arslan'ın Romanos'a roller tersine çevrilseydi ne yapacağını sorduğu meşhur kısım da dahil olmak üzere, yakalamanın tam kaydını sunar. Buna göre Romanos'un “Seni kamçılayarak öldürürdüm” dediği söylenince Müslüman Alp Arslan, “Seni taklit etmeyeceğim” cevabını verdiği riyavet edilir. "Bana, Mesih'inizin yumuşaklığı ve yanlışları bağışlamayı öğrettiği söylendi. Mesih, kibirlilere direnir ve alçakgönüllülere lütuf verir". (Psellos'tan iktibas, 358). Yakalanmak ve vaaz edilmekten daha kötü bir şey yoktur.

Romanos IV Histamenon
IV. Romanos Histamenon
Classical Numismatic Group, Inc. (CC BY-SA)

Alp Arslan, sözüne sadık kalarak Romanos'u serbest bıraktı ama bunu ancak Selçuklu liderine şahsi bir fidye vereceğine söz verdikten sonra yaptı. Romanos, Ermenistan'ın yanı sıra Edessa (Urfa), Hierapolis (Denizli) ve Antakya gibi büyük şehirleri ona vermeyi kabul etti ve kızlarından birini Selçuklu liderinin bir oğluyla evlendirmeyi teklif etti. Ayrıca bir de haraç meselesi vardı: ilki, bir kereye mahsus 1,5 milyon altın sikke ödemesi ve sonrasında yıllık 360.000 altın sikkelik daha ağır bir haraç.

Sonrası

Ne yazık ki, Romanos için hürriyetin saadeti kısa sürdü, zira Konstantinopolis'e döndüğünde tahttan indirildi ve kör edildi. Taht rakip general VII. Mihail Dukas (1071-1078) tarafından devralındı. Malazgirt'te Bizans ordusunun maddi kayıpları çok büyük olmasa da, iki kalıcı tesiri oldu. Birincisi, imparatorlarını geçici de olsa kaybetmiş olan Bizanslıların ruhundaydı. Diğeri daha pratik ve manalıydı. Romanos'un itibarı fiyaskoyla lekelendiğinde, Küçük Asya eyaletlerindeki birçok kumandan, Konstantinopolis'e dönmek ve tahtta kendileri için hak iddia etmek için çılgınca mücadele etti. Ardından gelen iç savaş ve ordunun VII. Mihail'e tam desteğinin olmaması, imparatorluğun uzun vadede Selçuklulara direnme kabiliyetini ciddi şekilde zayıflattı. Böylece, Alp Arslan'ın halefleri, başkentleri İznik'te olan Rum Sultanlığı'nı (Anadolu Selçukluları) 1078'de kurarak, istedikleri zaman Küçük Asya'yı zaptetmeye devam ettiler ve dahası 1087'de Kudüs'ü ele geçirdiler.

1071, Malazgirt'in yanı sıra Bari'nin Norman kral Robert Guiscard'a kaybı ve böylece Güney İtalya'daki Bizans hakimiyetinin nihayet ortadan kalkmasıyla, Bizans İmparatorluğu için birden fazla yönden feci bir yıl olduğunu ispatlamıştı. VII. Michael'in saltanatı, selefinin saltanatından daha muvaffak olmayacaktı. İmparatorluk içinde, yükselen fiyatlar ve siyasi huzursuzluk, sonunda imparatoru devirecek olan birkaç askeri isyana dönüştü. Bizanslılar sadece Malazgirt'teki mukaddes savaşın gazisi olan I. Aleksios Komnenos'un 1081'deki saltanatı ile eski ihtişamının bir kısmını yeniden kazanacaktı ve istikrara geri dönecekti.

This article was made possible with generous support from the National Association for Armenian Studies and Research and the Knights of Vartan Fund for Armenian Studies.

Çevirmen Hakkında

Batuhan Aksu
Batuhan, Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans tarih öğrencisi. Erasmus programına katılarak Manchester Üniversitesi'nde aynı bölümde okudu. Edebiyat ve felsefe okumalarından da büyük bir keyif alıyor.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2018, Şubat 06). Malazgirt Muharebesi [Battle of Manzikert]. (B. Aksu, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-1189/malazgirt-muharebesi/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Malazgirt Muharebesi." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. Son güncelleme Şubat 06, 2018. https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-1189/malazgirt-muharebesi/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Malazgirt Muharebesi." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 06 Şub 2018. İnternet. 21 Ara 2024.