Roma İmparatorluğu'nda Cermen etkisi MS 4. yüzyılın sonlarından başlayarak 5. yüzyıl boyunca kendini gösterdi. Cermenler devlet kademelerinde ve orduda önemli pozisyonlar aldılar ve Cermen kabileleri, yüzyıllardır Roma'ya ait olan topraklarda daha fazla ilerlediler. Neticede, Roma İmparatorluğu MS 476'da bir çok baskının etkisiyle yıkıldı ancak bu baskıların en başında işgalci Cermen halklarının gücü gelmekteydi. Bununla beraber, Bizans İmparatorluğu da denilen Doğu Roma İmparatorluğu bu yıkılıştan, Anadolu'nun dağlık bölgelerinde yaşayan, İsauryalılar adında bir kabile tarafından kurtarıldı. Roma halkının, İsauryalıların etkinliğini bir dış gücün işgali olarak görmesine ve etkileri sadece yaklaşık 40 yıl sürmesine rağmen, İsauryalılar Batı Roma'yı yıkan Cermen gücünü kırdıkları için aslında Bizans dünyasını sonsuza kadar değiştirmişlerdi.
Batı'da Cermen Etkisi
Cermenler yüzyıllardır Roma'nın sınırları içerisinde yaşıyor olsalar da Roma'nın içlerine doğru hareket edişleri 4. yüzyılın sonlarına doğru yavaş yavaş başlamıştı. Bu göçerler, Hunların da etkisiyle Roma'nın içlerine yerleşmeye başladılar. Vizigotlar İspanya'nın güneyine yerleşti, Vandallar Kuzey Afrika'yı ele geçirdi, ve Burgundiya ile Sueviler gibi diğer halklar da Batı Avrupa'nın farklı bölgelerine yerleştiler. Bundan biraz sonra da Roma imparatorunun gerçekten hakimiyeti altında olan bölgeler İtalya ve Fransa'nın bazı kısımları ile sınırlı kalmış oldu.
Dışardan gelen Cermen etkilerine ek olarak, Batı Roma'nın son imparatorları Cermen asıllı komutanlar tarafından yönetilir olmuştu. I. Theodosius'un (h. 379-395 MS) ölümünden sonra Vandal Stilicho onyıldan uzun bir süre Batı Roma'yı güçlü bir şekilde yönetmişti. Sıklıkla "Romalıların Sonuncusu" olarak zikredilen meşhur Roma generali Flavius Aetius, Atilla'nın işgallerine karşılık verebilmek için neredeyse tamamen Cermen birliklere bağlıydı. Suevi Prensi Ricimer, MS 461 ve 472 yılları arasında Batı Roma İmparatorluğu'nda iktidarları değiştirebilen bir kişiydi, çok hırslı veya güçlü olan bütün imparatorları tahttan uzaklaştırmıştı. Cermen kabilelerinin tamamen hakim olmaları, Batı Roma'nın yıkılmasında önemli bir unsurdur.
Doğu'da Cermen Etkisi
Bizans İmparatorluğu da Batı Roma İmparatorluğu gibi, MS 4. ve 5. yüzyıllarda yükselen Cermen varlığını ve ordudaki etkinliklerini gördü. Bu yükselişle bağlantılı olarak politik sahada da Cermen etkisinde artış vardı. Bizans'ta güçlü bir Alan generali olan Aspar, imparatoru belirleyen kişi olmaktan memnundu, zira nüfusun çoğunun aksine Cermen kanına sahip ve Hıristiyanlığın Arian mezhebine mensup olduğu için kendisinin imparatorluk tahtına geçmesi mümkün değildi. Aspar, imparatorluk için bizzat kendi askerlerinden biri olan Leo'yu destekledi, Leo'nun artan Cermen baskısına karşı durmayacağını düşünüyordu.
İsauryalıların Yükselişi
Bununla beraber, I. Leo'nun boyun eğmeye hiç niyeti yoktu. Devletin içinde Cermen güçlerinin tehlikeli olduğunu görmüş ve onların genişleyen gücünü sınırlandırmaya niyet etmişti. Bu amaçla, Leo baskın şekilde Cermen olan ordu için bir ikameye ihtiyaç duydu. Bunun için doğuya, günümüzde Türkiye'nin güneyinde Toros Dağlarında yerleşmiş olan, İsauryalılar olarak bilinen halka yöneldi. İsauryalılar Bizans İmparatorluğu'na kısmi bir tabiyetle bağlı, sert ve vahşi, Anadolu'nun yabanında dağlarda yaşayan insanlardı. İmparator, İsauryalıları desteklemeye başladı ve hatta kızını İsauryalıların önde gelen kabile reislerinden biriyle, sonradan daha basit ve Bizanslılar için daha az yabancı olan Zeno ismiyle bilinen Tarasicodissa Rousoumbladotes ile evlendirdi.
Bundan sonraki yaklaşık onyıl, Leo'nun hakimiyetinin yarısı boyunca, Isauryalılar ve Cermenler imparatorlukta etkin olabilmek için rekabete girişti. İmparatorlukta Aspar'ın müttefiki olan Basiliscus'un sayıca ve iktisatça üstün olmasına rağmen, Kuzey Afrika'daki harekat esnasında Vandal kralı Gaiserik'e karşı feci mağlubiyeti, Cermen tarafının itibarını çok zedeledi. Bunun yanında, Aspar İstanbul'da hiç rağbet görmemesinden de çok sıkıntı çekiyordu, ve bu nefret Aspar ve oğullarının, Zeno'ya ve İsauryalılara karşı giriştiği entrikaların ortaya çıkmasıyla çok daha kötü bir hal aldı. Leo, MS 471'in sonlarına doğru muhafızlarına Aspar'ı ve diğer önemli Cermen komutanlarını öldürterek Cermenlerin yerine İsauryalıları geçirme emelinde son adımını attı. İsauryalıların kılıcı, menfur Cermen etkisini yok etmiş ve nihayet devlet, içerden yükselen çok güçlü bir dış gücün etkisinden kurtulmuştu.
Bununla beraber Cermen baskısı dışarda devam etmekteydi. Aspar'ın ölümünden sonra adamları, Teoderik Strabo komutasındaki Ostrogotlara katıldı, Cermen askerler Aspar'ı kaybetmelerinin de etkisiyle kolay bir şekilde Trakya'ya ve Makedonya'ya girdiler ve yağmaladılar. Bunlar olurken Gepidler de önemli bir Bizans şehri olan Sirmium'u ele geçirdiler. Bu baskıların altında kalınca Leo, Strabo'ya magister militum, ordular komutanı ünvanını vermek zorunda kaldı, bununla beraber Strabo'nun İstanbul'a gelişine müsaade edilmedi. Neticede içerdeki Cermen etkisinin yok edilmesinin bedeli, hemen ardından Balkanlardaki yağmalar oldu.
Zeno'nun Tahta Çıkışı
3 yıl sonra Leo'nun MS 474'te ölümüyle, Zeno ve Ariadne'nin yarı İsauryalı çocukları II. Leo (h. MS 474) tahta çıktı. I. Leo'nun yetişkin olan damadı yerine, 7 yaşındaki torununu kendinden sonraki imparator yapma sebebine rağmen, Zeno kısa sürede iktidarı ele geçirdi. II. Leo daha çok küçük bir çocuk olduğu için annesi onun, babası Zeno'yu ortak imparator ilan etmesini sağlamıştı. 9 ay sonra da çocuk imparator öldü ve İsauryalı Zeno (h. MS 474-491) tek başına imparator oldu.
Fakat İsauryalılar tıpkı kendilerinden önceki Cermenler gibi İstanbul halkını kendilerinden nefret ettirdiler. İstanbul'un sakinleri ister Cermen ister İsauryalı olsun, imparatorluğun yönetimini çok fazla etkileyen ve giderek büyüyen dışsal güçleri kızgınlıkla karşılıyorlardı. Bizanslılar açısından, bunların ikisi de gayri medeni, haddini bilmez ve liyakatsizce davranan topluluklardı ve onların Bizans iktidarındaki güçlü etkileri utanç vericiydi. İsauryalılar esasen Bizans İmparatorluğu'nun sınırları içerisinde olduğundan, onları Cermenler gibi bir dış güç olarak tanımlamak mantıksız görünmekle beraber, kaba saba davranışlarının yanında hadsiz tutumları ve zaman zaman şiddet kullanmaları, kaçınılmaz şekilde artan bir kızgınlığa sebep oluyordu.
İsauryalılar İsauryalılara Karşı
Bu nefretin merkezinde en çok göze çarpan İsauryalı, imparator Zeno'nun kendisi bulunuyordu. Kayınvalidesi Verina ve kardeşi, Kuzey Afrika'da I. Leo zamanındaki korkunç mağlubiyetin komutanı Basiliscus, imparator Zeno'yu indirmek için, memnuniyetsiz bir general olan İsauryalı İllus ile ittifak yaptı. Zeno karısıyla beraber başkentten son kalesi olarak gördüğü İsaurya'ya kaçtı. Basiliscus, Zeno'yu indirirken bir miktar İsauryalı desteği almış olsa da hemen başkentteki İsauryalıların katledilmesi emrini verdi.
Basiliscus'un dine saygısızlığı ve yönetimdeki yetersizliği onu çok hızlı bir şekilde hiç istenmeyen biri haline getirdi. Ek olarak, Basiliscus, Teoderik Strabo ile ittifak kurarak İstanbul'da Cermen etkisinin tekrar yükselmesini sağladı. Bu durum İllus'un memnuniyetsizliğini artırdı ve Zeno'nun tarafına dönmesini sağladı. İşlerin tersine döndüğünü farkeden Basiliscus'un magister militum'u Zeno'ya desteğini ilan etmeye kolayca ikna oldu ve Zeno hiç bir engelle karşılaşmadan MS 476'nın Ağustos ayında, Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sadece 1 ay önce başkente gelmiş oldu. Kısa bir süre sonra da Zeno Teoderik Strabo'yu görevden uzaklaştırarak Ostrogotların iktidardaki gücünü azalttı.
Zeno & Ostrogotlar
Aspar'ın ölümünden sonra Bizans'ın etrafında Cermenlere liderlik eden kişi, Ostrogotların lideri Teoderik Strabo'ydu. Çok kısa bir süre önce Basiliscus'un isyanını desteklemesinin ötesinde, Balkanlar'da yağmalar yaptığı ve İstanbul'un tehlikeli derecede yakınlarına geldiği için Teoderik Strabo, Zeno açısından bir baş ağrısıydı. Zeno magister militum ünvanı vererek daha sonra "Büyük" ismini alacak olan rakip Ostrogot lider Amal'lı Teoderik'i destekledi. Teoderik'in Ostrogotları Bizans'ın içlerinde, Makedonya'da yaşıyorlardı, fakat daha sonra Zeno onları, sınır şehri olan Mezya'dan verilecek bölgeler karşılığında topraklarını terk etmeye ikna etti. Zeno'nun Teoderik'le ittifakı kısaydı, ama Zeno her iki liderle de farklı noktalarda ittifaklar oluşturarak ikisini birbirlerine karşı kullanmaya çalıştı. Fakat Strabo'nun ata binerken yaşadığı bir kazada ölmesiyle, her iki Ostrogot grubu da Teoderik'i reis ilan ederek birleştiler.
Ostrogotlar hala çetrefilli bir sorundu ancak Zeno onları kendi çıkarları için kullanmayı becerdi. Teoderik'in güçleri Basiliscus'a karşı Zeno'yu desteklediler. I. Leo zamanında Cermenler ve İsauryalılar arasında bir çok çatışma yaşanmasına rağmen, Zeno İsauryalı general İllus'un isyanını Cermen Teoderik'in desteğiyle karşıladı.
Daha sonra Zeno Teoderik'i İtalya'ya göndererek, Odoacer'in tahtını ele geçirmesi ve İtalya'yı imparatorluk valisi olarak yönetmesi için imparatorluk buyruğu verdi. Ostrogotlar'ın İtalya'ya göçleri Bizans'taki son önemli Cermen etkisini de ortadan kaldırmış oldu. Roma'nın bu zamanlardaki tarihinde ırksal ilişkiler önemli olmasına rağmen, Zeno, İllus ve Teoderik'in aralarındaki ilişkilerde de görüldüğü üzere karar verme mekanizmalarında kesinlikle tek önemli unsur veya hatta bir unsur bile değildi. Aspar'dan, I. Leo'dan, Teoderik'e kadar bütün taraflar için imparatarolukla ilgili alınan bütün kararların gerisinde gücü ve otoriteyi sağlamlaştırmak gayesi vardı. Bir Cermen I. Leo'yu tahta çıkarmıştı, bir İsauryalı olmasına rağmen, Zeno zamanın diğer güçlü unsuru olan grubu, imparatorlukta iktidarını sağlamlaştırmak ve elinde tutmak için desteklemekten çekinmemişti.
Zeno Sonrasında İsauryalılar
Zeno sevilmeyen bir imparatordu, geleneksel din politikalarının yerini tutmayan dini yaklaşımı, neredeyse sürekli isyanlar ve Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü de pek yardımcı olmadı. Daha sonra bu dönem tarihiyle ilgilenen Evagrius Scholasticus, iğneleyici bir Zeno yaklaşımıyla onu aşağılık bir barbar olarak değerlendiriyordu. Isauryalılar devlet kademelerinde çok iyi pozisyonlara getirildiler ve çok güçlendiler, fakat güçleri Zeno olmadan çok uzun süre devam edemezdi.
İmparatorun MS 491'de ölümünden sonra Bizanslılar Romalı bir imparator istediler. Zeno'nun kardeşi Longinus ise eskiden bürokrat olan ve sonradan Zeno'nun dulu Ariadne ile evlenen I. Anastasius'un (h. MS 491-518) etkisiyle görmezden gelindi. Kısa bir süre sonra Anastasius'un güçlenmesinden tatmin olmayanlar Longinus'un etrafında toplanmaya başladılar, bu grubun çoğunluğu geçmişte Zeno'nun siyasi görevlendirmelerinden faydalanmış kimselerdi fakat grup içinde İsauryalı baskınlığından söz etmek mümkün değildi. Longinus Mısır'ın İskenderiye şehrine sürüldü, fakat İstanbul sokaklarındaki huzursuzluk İsauryalıların çoğu başkenti terk edene kadar devam etti. Sonrasında Anastasius münferit askeri harekatlar düzenleyerek İsauryalıların gücünü kırarak Bizans İmparatorluğu'nda bir ölçüde iç barışı tesis etmeyi başardı.
İsauryalılar başkentte bir çok soruna yol açmıştı ve tutumları da Bizans halkınca katlanılamazdı ancak huzursuzluğun tek kaynağı da onlar değildi. Yine aynı zamanlarda isimlerini hipodromda destekledikleri takımların renklerinden alan meşhur Maviler ve Yeşiller taraftar grupları tıpkı Anastasius'un geleneksel karşıtı Monofizitlere sempati duyması gibi şehirde ciddi rahatsızlığa yol açtılar. Doğaları gereği ve geçmişteki 3 imparatorla olan bağlarından dolayı İsauryalılar Anastasius'un doğal düşmanı konumundaydılar ve hem siyasette hem de orduda tehlikeliydiler. Yaklaşık 40 yıllık bir altın çağdan sonra İsauryalılar güçlerini ve etkilerini yitirdiler.
İsauryalılardan Kalanlar
İsauryalılar önce Roma sonra Bizans İmparatorluklarında yaşayan halkların en meşhurları değillerdi hiç şüphesiz, ancak 40 yıllık iktidarları Bizans'ın geleceği için önemliydi. İstanbul ahalisi dış güç olarak değerlendirse de İsauryalılar kuzeyden gelen Cermenlerin aksine Bizans'ın kendi tebaasındandı. İsauryalılar, Batı Roma İmparatorluğu'nu yıkılmaya mahkum eden Cermen baskınlığına karşı kullanılmıştı. I. Leo, onları imparatorluk ordusunun yeni gücü yaptı ve onların kuvvetiyle çok güç toplamış olan Aspar'ın hakimiyetindeki Cermen unsurları ezdi.
Bizans'ta Cermen etkisi devam etseydi geleceğinin nasıl olacağı bugün için belirsiz, fakat Cermen unsurları, Zeno'nun Teoderik'i ve yanındaki Ostrogotları İtalya'da görevlendirmesiyle Bizans gündeminden çıktı. Cermen gücünün kırılmasında İsauryalılar önemli bir araçtı, ancak yüzyılın sonunda Bizans'ın politikaları, imparatorları ve insanları bir dış gücün etkisinde kalmaktan kurtulabildirler. İsauryalılar imparatorlarıyla ve insanlarıyla Cermen tehdidini yenmeyi ve uzaklaştırmayı başardılar ve muhtemelen Doğu Roma İmparatorluğu'nu Batı Roma İmparatorluğu'yla aynı kaderi paylaşmaktan kurtardılar.