Elizabeth Dönemi'nde Kıyafetler

Makale

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Burak Yildiz tarafından çevrildi
07 Temmuz 2020 tarihinde yayınlandı 07 Temmuz 2020
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır

Elizabeth Dönemi (M.S. 1558-1603) kıyafetleri önceki dönemlere nispeten çok daha rengarenk, detaylı ve gösterişli olmuştur. İngiltere Kralıçesi I. Elizabeth'in (hükümdarlık dönemi M.S. 1558-1603) kendisi de modayı yakından takip ettiğinden, sarayı ve içindeki soylu sınıfı da bu dönemin izinden gitmiştir. Kıyafet önemli bir prestij göstergesiydi, bu nedenle maddi gücü yerinde olanlar uygun renkte, kullanılan malzemeden ve Kıta Avrupası'ndan getirilen son moda kıyafetleri giymeye büyük özen gösteriyorlardı. Ağır işlemeli brokar kumaşlar, çoraplar, sıkı oturan doubletler (Rönesans devrinde erkeklerin giydiği bir çeşit yelek), incilerle ve mücevherlerle süslenmiş uzun dalgalanan elbiseler, diz boyu pantolonlar, sıkı keten yakalar ya da fırfırlar ve tüylü şapkalar maddi durumu iyi olanların gardıroplarının değişmez parçalarıydı. Bu arada halk, ellerinden geldiğince çok ucuz malzemeler kullanarak kendilerine uygun yeni tasarımları uygulamaya çalışıyordu, ancak, bulundukları konumun dışında kıyafet giymeye çalışanlar, yetkili mercilerin kendilerine ceza kesmemesine ve suç teşkil eden eşyaya el koymamasına karşı tedbirli olmak durumundaydılar.

Tarihe Geçen Kayıtlar

İnsanların tam olarak ne giydiklerini ve ne zaman giydiklerini yeniden belirlemenin kendi çapında sorunları bulunmaktadır. Elbette kumaş, en iyi zamanlarda bile pek sağlam kalabilen bir malzeme değildir. Shetland Adası'nda bir turba bataklığına düşüp hayatını kaybeden bir adama ait yünden yapılmış bir gömlek ve golf pantolon takımı gibi günümüze kadar ulaşan ender örneklerden birkaçı mevcuttur. Öte yandan bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Elizabeth Dönemi'nde yaşamış insanlar, zamanın yarattığı yıpranmaya karşın, kıyafetlerinden en uzun ömrü elde edebilmek amacıyla genellikle bunları onarır, kesip biçer ve yeniden kullanırlardı. En pejmürde kıyafetler o zaman bile eski püskü kıyafet olarak kullanılırdı. Dolayısıyla, günümüzde Elizabeth dönemi modası konusundaki bilgilerimiz çoğunlukla ikinci el kaynaklardan, örneğin yazılı eserlerden, kıyafet yönetmeliklerinden ve sanattaki betimlemelerden elde edilmektedir.

George Clifford, Earl of Cumberland
George Clifford, Cumberland Kontu
Nicholas Hilliard (Public Domain)

Elizabeth dönemine ait resimsel kayıtlar neyse ki portreler bakımından bir hayli zengindir ve bu nedenle üst tabaka mensuplarının en azından belirli günlerde ne tür kıyafetler giydiklerine dair elimizde fazlasıyla bilgi bulunmaktadır. Günümüz eserlerinde yer alan çizimler, bilhassa alt tabaka açısından başka bir kayda değer kaynak teşkil etmektedir. Günümüzde Elizabeth Dönemi kıyafetleri gözümüze bir hayli sert ve ağır görünse de, 16. yüzyıl İngiltere'sinde ve hemen hemen her yerde yeterince iç mekanda ısıtıcı bulunmadığı düşünüldüğünde, soğuktan korunmanın en iyi yönteminin kişinin kıyafet dolabı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.

ELİZABETH DÖNEMİ DEVAM EDERKEN, DOĞU ANGLİA VE KENT GİBİ BÖLGELERE KUMAŞ ÜRETmeSİNİ BECEREN GÖÇMENLER (BİLHASSA HOLLANDALILAR VE İTALYANLAR) AKIN ETMEYE BAŞLADI.

Kumaş Ticareti

M.S. 16. yüzyılda İngiltere'nin giderek artan nüfusu, kumaş ve kıyafet sanayisinde de aynı doğrultuda bir büyümeye vesile olmuştu. Yün temel bir malzeme olup M.S. 1550'lerde İngiltere'de kişi başına düşen koyun sayısı dörttü. Aynı dönemde Kuzey Avrupa ile artan ilişkiler sayesinde yeni düşünceler ve tarz yayılmaya başlamış, bu da çok parlak renklere ve çok hafif malzemelere olan rağbeti artırmıştı. İşlenmemiş ve renklendirilmemiş kumaş İngiltere'nin bilhassa Anvers'e ihraç ettiği en değerli üründü. Ancak, İngiliz-İspanyol Savaşı'nın uluslararası ticarette yarattığı enflasyon ve aksamalar, 16. yüzyılın ilk yarısında bu kumaş ihracatının azalmasına neden olmuştu.

Sürecin bazı aşamalarında destek olmak üzere kullanılan küçük makinelerle beraber iç pazar kıyafet üretimi giderek sofistike bir yapıya bürünmüştü. Bu makineler arasında Felemenk tipi dokuma tezgahı ve dokuma tezgahı tipi örgü örme makinesi de bulunuyordu. Bir zamanların temel yün, keçe ve kamgarn giysileri artık daha hafif kumaşlarla - bilhassa pamuk, keten, pamuklu kadife (fustian) ve kimi zaman ipek ile - tamamlanırken, bu geleneksel malzemeler bile kalite ve doku bakımından giderek ince hale gelmişti. İplikçiler, dokumacılar ve boyacı ustaları kendi başlarına ve çoğu zaman kendi müstakil evlerinde çalışıyorlardı. İşçiler kısmen profesyonel olsalar da, o dönemde henüz fabrikalar yoktu ve birçok farklı haneden insan, kumaş satıcısı olarak bilinen tek bir büyük ölçekli satıcı firma adına üretim yapabiliyordu.

Elizabeth I Armada Portrait
I. Elizabeth Armada Portresi
George Gower (Public Domain)

Galler sınır bölgeleri olan Gloucestershire, Wiltshire ve Hampshire, uzun zamandır İngiliz kumaş üretiminin en iyi yapıldığı şehirler arasında ün salmıştı. Elizabeth Dönemi devam ederken, Doğu Anglia ve Kent gibi bölgelere, yerel üretimin kalitesini büyük ölçüde artıran kumaş üretmesini beceren göçmenler (bilhassa Hollandalılar ve İtalyanlılar) akın etmeye başlamıştı. Bu sayede geleneksel İngiliz kumaşlarından çok daha hafif olan hibrit kumaşlar üretilerek yeni bir pazar oluştu ve bu kumaşlar daha hızlı yıprandıkları nedeniyle uzun vadede satışlarda büyük artış yaşandı. Bu yeni kumaş çeşitleri ya da 'yeni perdelik kumaşlar' bez, serj kumaşa benzer yünlü bir kumaş (says), şayak, dayanıklı, genellikle yün ya da kamgarn kumaş (perpetuanas), astarlık ince yünlü kumaş (shalloon) ve grogren gibi pek çok değişik adla anılıyordu.

Soylular Sınıfı

Erkek Kıyafetleri

Erkekler genellikle işlemeli ve dantel süslemeli keten iç çamaşırları (gömlek ve uzun şortlar) giyerlerdi. Kıyafetlerin dış kısmı yukarıda bahsedilen tüm malzemelerden yapılmıştı. Masraflı oldukları nedeniyle yalnızca soylular sınıfının giydiği diğer opsiyonlar arasında kadife, damasko (farklı malzemelerden oluşan incelikle dokunmuş bir kumaş) ve ipek yer almaktaydı. Pantolonlar ya diz hizasındaydı ('Venedik pantolonu') ya da uyluk hizasındaydı (şoset) ve genellikle uylukların ve kalçaların üst kısmından dışarı taşardı; sonradan üretilen modellerde cepler de bulunmaktaydı. Pantolonlarda genellikle kasık bölgesini kaplayan bir kasıklık (codpiece) bulunurdu. Kimi zaman çarpıcı boyutlara ulaşan (ancak İngiltere Kralı VIII. Henry'nin hükümdarlığı döneminden (M.S. 1509-1547) daha az) kasıklık (codpiece), gerektiği zaman pantolondan ayrı olarak düğmeli ya da düğmesiz olabiliyordu. Yüzyılın sonuna gelindiğinde bunların yerine düğmeli ya da bağcıklı fermuar kullanılmaya başlanmıştı.

Erkekler arasında en yaygın olan üst giysi, yün, deri ya da kalın kumaştan üretilen kısa, sert ve bedene oturan bir ceket olan doublet idi. Tıpkı günümüzde olduğu gibi, küçük değişiklikler modanın bir göstergesi haline gelmiştir; örneğin doubletin düz başlayan alt etek ucu, daha sonra ön tarafta aşağıya doğru uzanan kalın bir V şekline dönüşmüştü. Kimi doubletleri merak uyandıran bir özelliği de peascod (16. yüzyılda erkeklerin giydiği bel bölgesine uzanan dolgulu bir tür karın yastığı) idi, yani zırh gibi görünmesi amacıyla giyenin bir tavus kuşu edasıyla kasıla kasıla yürümesine yol açan fazladan bir dolgu. 'Bombast' (bir dolgu malzemesi) olarak bilinen bu gibi şeyler yün, pamuk ya da at kılından oluşuyordu ve bu dolgu malzemesi diğer alanlarda da kullanılarak dış giyime moda bir görünüm kazandırıyordu. Çıkarılabilir yakalar ve manşetler de son derece revaçta olup bunlar sert keten ya da dantelden üretiliyordu. Yüzyıl devam ederken fırfırlar giderek tuhaf bir hal aldı ve üzerlerinde tel destekler kullanılmaya başlanmıştı.

Robert Dudley, Earl of Leicester
Robert Dudley, Leicester Kontu
Steven van der Meulen (Public Domain)

Doublet, çıkarılabilir kollara sahip olabilir ve kopçalar, danteller ya da düğmeler kullanılarak tutturulurdu. Omuzlarda kanatlar ve belde 'pickadills' (eskiden İngiltere'de giyilen bir kıyafet) adıyla bilinen süslü askılar olabilirdi. Soğuk havalarda bir erkek doublet'in üzerine bir jerkin yelek (16. ve 17. yüzyılda giyilen kolsuz ve yakasız bir ceket türü) ve üstüne de istediği uzunlukta, kesimde ve malzemeden üretilebilen bir kaban giyebilirdi. Pelerinler ve yarım daire biçimli kepler de giyiliyordu. Pantolonlar ve üst giysiler çoğunlukla dikey olarak kesilerek iç giysilerin ya da çok hafif bir astar malzemesinin bu boşluklardan dekoratif bir tarzla kabarması amaçlanırdı.

KIRMIZI VE SİYAH GİBİ KİMİ BOYALARINLARIN ÜRETİMİ PAHALIYDI VE BU YÜZDEN BUNLAR ZENGİNLİK VE PRESTİJİN BAŞKA BİR GÖSTERGESİYDİ.

Deri kimi dış giysiler, kemerler, eldivenler, şapkalar ve ayakkabılar yapımında kullanılırdı. Deri kimi zaman işlenerek çok daha dekoratif bir hale getirilirdi. Erkekler genelde dört köşeli ve belirgin bir topuksuz ayakkabı giyerlerdi. İlk ayakkabı türleri üstüne geçirilerek giyilirdi, ancak Kraliçe I. Elizabeth'in hükümdarlığının sonlarına doğru danteller ve tokalar moda haline gelmişti. Saray mensupları genellikle ipek ya da kadifeden yapılmış terlik benzeri süslü ayakkabılar giyerdi. Ata binerken deri çizmeler giyilirdi.

Aynı kıyafette genellikle kontrast renkler kullanılırdı. Her türlü renk doğal boyalardan elde edilirdi ve bu nedenle soylular arasında en yaygın olanlar kırmızı, mavi, sarı, yeşil, gri ve kahverengiydi. Doğal boyalar nispeten çabucak solmaya meyilli olduğundan (dış giysiler nadiren yıkanır, yalnızca fırçalanırdı), en parlak renkleri giymek insanın en yeni kıyafetlere sahip olduğunu açıkça gösterirdi. Kırmızı ve siyah gibi kimi boyaların üretimi bir hayli pahalıydı ve dolayısıyla bunlar da zenginliğin ve prestijin başka bir göstergesiydi. Genellikle boyutları küçük olmakla beraber sayıca çok olan düğmeler de zenginliğin benzer bir göstergesiydi; en ucuzları tahta, kemik ya da boynuzdan, daha gösterişli olanlar ise altından, gümüşten ya da kalaydan üretilirdi. Aynı şekilde, düğme kullanmak yerine bir kıyafet, birbirine uyan deliklerden bir şerit bağlanarak kapatılabilir ya da başka bir kıyafetle birleştirilebilirdi. Bu şeritler 'uç' olarak bilinirdi ve uç kısımları metal parçalarıyla süslenebilirdi. Ceplerin olmadığı dönemlerde hem erkelerin hem de kadınların taktığı kemer ya da kuşaklardan erkekler için cüzdanlar, hançerler ve mızraklar, kadınlar için de aynalar, bakım setleri ve yelpazeler sarkıtılırdı.

Elizabethan Lady in Farthingale Dress.
Farthingale (çemberli iç etek) Kıyafetli Elizabeth Dönemi Kadını.
Unknown Artist (Public Domain)

Kadın Kıyafetleri

Soylu kadınlar çoğunlukla Orta Çağ'dan bu yana çok fazla değişikliğe uğramamış olan uzun elbiseler giyerlerdi. Fistan biçimindeki elbise giyenin ayaklarının hemen hemen gizli kalmasını sağlayacak şekilde vücuda oturtulmuş ve oldukça uzundu. Bu elbisenin üstüne giyilen başka kıyafetler de bulunuyordu. Etekler, Kraliçe I. Elizabeth'in hükümdarlığının başlarında özgürce dalgalanıyordu, ancak ardından çan ya da silindir şeklinde sıkı sıkıya bağlı eteklere yönelik bir moda ortaya çıktı. Bu modeller, kumaşın ya da kıyafetin içindeki bir dizi halka şeklindeki bir malzemeyle elde ediliyordu. Bu sonraki model çarklı çemberli iç etek (farthingale) olarak bilinirdi ve bel çevresinde dış giysiyi dışarı iterek elbisenin malzemesinin dikey olarak aşağıya sarkmasını sağlayan vatkalı bir silindir bulunuyordu.

Fistanlara göre bir seçenek de bir dizi açık renkli eteğin (kombinezon), genellikle yünden yapılmış sert bir kıyafet olan ve dar bir bel hattını öne çıkaran bir korse ile kombine edilerek giyilmesiydi. Korseler vücudun üst kısmını destekler ve hatta sıkıca sarardı. Balina kemiğinden yapılmış ince şerit (whalebone), ahşaptan ya da metalden yapılmış ince parçalar eklenerek korseye sertlik kazandırılmıştı. Çok ince korseler düğmeyle ya da kopçayla kapatılırdı. Kimi zaman 'busk' (korselerin içine yerleştirilen sert şerit) adı verilen destekleyici bir tahtadan yapılmış bir parça, korsenin ön tarafına takılarak göğüs ortasında (günümüzde de kullanılan kimi iç çamaşırlarında bulunan) bir şeritle tutturulurdu. Korse önden, yandan ya da arkadan tutturulabilirdi. Tıpkı erkek yeleklerinin etek boylarında olduğu gibi, kadın korselerinin yaka kesimleri de farklılık göstermişti. M.S. 16. yüzyılın ortalarından itibaren düşük olan yaka kesimi giderek yükselerek yüzyılın sonuna gelindiğinde yeniden düşük kesimli hale gelmişti. Soylu kadınlar eğer dış giysi niyetine kullanıyorlarsa korse üzerine kolluk takarlardı.

Üçüncü bir seçenek ise aslında etek ve korsenin birbirine tutturulduğu ve iç çamaşırlarının üzerine giyilen bir cübbe giymekti. Bunlar Elizabeth Dönemi kıyafetlerinin en mübalağalı olanları olup genellikle takma kollarla giyilmekte ve incilerle, mücevherlerle ve altın brokarlarla süslenmekteydi.

The Egerton Sisters
Egerton Kardeşler
Unknown Artist (Public Domain)
Zenginlerin çocukları genellikle sanki minyatür yetişkinlermiş gibi giydirilirdi. Bunun yanı sıra, beş ya da altı yaşına kadar olan erkek çocuklar da genellikle kız çocukları gibi bol fırfırlı dantel ve brokarlarla giydirilirdi.

Halk Tabakasından İnsanlar

Halk tabakası soylulara benzer kıyafetler giyerdi, ancak çok daha basit hatlarda ve nispeten çok ucuz malzemelerle üretilmişlerdi. Açıkçası gündelik işlerini yapan işçiler kendilerini kısıtlayan kıyafetler giymiyorlardı. Çok ucuz keten, keten kanvas, kenevir kanvas ve lockram (kaba kenevirden) gibi malzemelerin hepsi gündelik iş kıyafetleri yapımında kullanılırdı ve bu kıyafetlerin aşınmaya ve hava koşullarına dayanıklı olması gerekirdi. Bundan dolayı, etek uçları kimi zaman fazladan yıpranmayı ve aşınmayı kaldırabilecek ve gerektiğinde kolayca değiştirilerek kıyafetin çok uzun ömürlü olmasını sağlayabilecek şekilde çok daha dayanıklı malzemelerden üretilirdi. Kıyafetleri korumak amacıyla kalın kumaştan ya da deriden yapılmış önlükler de giyilirdi. Özel bir kıyafet giyildiğinde, ekonomik açıdan karşılanabilir bir lüks olan saten (damasko kumaştan yaklaşık 10 kat daha ucuz) kullanılıyordu. Kimi boyalar yüksek maliyetli olduğundan, gri ve kahverengi tonları yoksul kesimlerin kıyafetlerinde en yaygın renklerdi.

Gezgin seyyar satıcılar ve yöredeki kumaş tüccarları çorap ve iç çamaşırı benzeri sıradan giysiler satarlardı. Ayrıntı içeren dış giysiler konusunda uzmanlaşmış bir terzi ya da biçki dikişçi, kıyafetleri istenildiği takdirde dikerdi. Her ne kadar moda düşkünü olan soylular kısa bol pantolon tercih etseler de, dar ya da bol kesimli çoraplar erkekler arasında popülerliğini korumuştu. Diz kısmında dizlik ve şeritle tutturulan kısacık çoraplar tüm tabakalarda yaygındı. Alt tabakadan kadınlar kimi zaman kolsuz korseler giyer ve bunları dantellerle tuttururlardı ki bu üst tabakadan kadınların tercih etmediği bir yöntemdi. Yün ya da keten bir şapka ya da yassı bir şapka, iç mekanlarda bile yaygın olarak takılırdı. Zenginlerin şapkaları kimi zaman kürkten (bilhassa kunduz kürkünden) üretilirken, sıradan halk hasır, keçe ya da deri şapka takabilirlerdi. Ayakkabılar yukarıda belirtildiği şekildeydi, ancak işçiler kimi zaman deriden yapılmış bilekten bağlı botlar giyerlerdi.

İpek, şeritler ve danteller birer lüks eşyası olup yine de sade kıyafetlerde ölçülü bir miktar eklenerek cazip hale getirilebilirdi. Bu durum bilhassa İngilizlerin, üst tabakaları daha şatafatlı kıyafetleri tercih eden Fransızlar ve İtalyanlar tarafından belirlenen moda akımlarını takip etmesiyle ortaya çıkmıştı. Ayrıntılı süsleme furyası zamanla tüm tabakalara yayılmaya başlamıştı.

Moda Yönetimi

Kraliçe I. Elizabeth, kıyafetler konusunda yapılan müsrif harcamaları dizginlemek ve en iyi kıyafetlere sahip olanların yalnızca elit tabakadan olmasını sağlamak amacıyla (bilhassa M.S. 1559 ve 1597 yılları arasında) kılık kıyafet kanunları yürürlüğe koyan son hükümdardı. Bilhassa genç erkeklerin, toplumun zengin kesiminin belirlediği modaya ayak uydurmaya çalışırken kendi mal varlıklarından çok daha fazlasını harcadıklarına dair gerçek anlamda endişeleri söz konusuydu. Sonuç itibarıyla, kimlerin belirli türde kıyafetler, belirli malzemeler ve belirli renklerde kıyafetler giyebileceği hususunda katı kurallar mevcuttu. Protestanlığın daha sade kıyafetler gerektiren dini görüşleri ve genellikle daha ince ve göz kamaştırıcı kıyafetlerin yabancı ülkelerden gelmesi ve böylelikle daha gösterişsiz yerli üretimin satışlarına zarar vermesi gibi kıyafeti sınırlandıran farklı gerekçeler de bulunuyordu.

Getirilen sınırlamalara verilebilecek örnekler arasında yalnızca kontların ya da yüksek dereceli rütbelilerin altından yapılmış kumaşlar giyebilmesi yer alıyordu. Ancak soylular mor renkli kıyafetler giyebiliyor ve yalnızca yakınları yabancı ülkelerde üretilen yünden yapılmış kıyafetler giyebiliyorlardı. Herhangi bir beyefendiden daha düşük rütbelilerin hizmetkarları hiç bir şekilde kürk giyemezlerdi ve halk tabakasından olanların metre bazında belirli bir fiyattan yüksek olan malzemelerden üretilmiş çorapları giymeleri yasaklanmıştı. Bu kılık kıyafet kanunlarını çiğnerken yakalanan kişiler çeşitli miktarlarda para cezasına çarptırılıyor ve kıyafetlerine zorla el konuluyordu. Bu tür para cezalarının yürürlükte olması, her tabakadan pek çok Elizabeth Dönemi'nde yaşayan kesiminin o zamanın en iyi modasını takip etmek amacıyla her türlü masrafı göze aldıklarını göstermekteydi..

Çevirmen Hakkında

Burak Yildiz
1994 yılında Türkiye'nin güneydoğusunda, Diyarbakır'da doğdum. İstanbul'da yaşıyorum. Mütercim Tercümanlık (İngilizce) mezunuyum. TEDx platformunda 2021 yılından beri Gönüllü Çevirmenlik yapıyorum. Liseden itibaren tarihe çok ilgim var.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2020, Temmuz 07). Elizabeth Dönemi'nde Kıyafetler [Clothes in the Elizabethan Era]. (B. Yildiz, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-1577/elizabeth-doneminde-kiyafetler/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Elizabeth Dönemi'nde Kıyafetler." tarafından çevrildi Burak Yildiz. World History Encyclopedia. Son güncelleme Temmuz 07, 2020. https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-1577/elizabeth-doneminde-kiyafetler/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Elizabeth Dönemi'nde Kıyafetler." tarafından çevrildi Burak Yildiz. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 07 Tem 2020. İnternet. 20 Kas 2024.