Hitler'e Suikast Teşebbüsü (1944)

Makale

Mark Cartwright
tarafından yazıldı, Batuhan Aksu tarafından çevrildi
06 Aralık 2024 tarihinde yayınlandı 06 Aralık 2024
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır

Bir grup Alman general, 20 Temmuz 1944'te Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler'i (1889-1945) bir bomba kullanarak öldürmeye çalıştı ancak başarısız oldu. Komplocular, Hitler'in İkinci Dünya Savaşı'ndaki (1939-45) ve umumiyetle Nazizm'deki tutumuna karşıydı ve Almanya'yı yıkımdan kurtarma şansı hala varken şerefli bir teslimiyet istiyorlardı.

Hitler, Claus von Stauffenberg'in (1907-1944) bıraktığı bombadan yaralandı lakin komployla uzaktan yakından alakası olan herkese karşı acımasızca misillemelerde bulunmak için hayatta kaldı. Nazi gizli polisi Gestapo tarafından Schwarze Kapelle ('Kara Orkestra') olarak adlandırılan komplocular arasında, Hitler'in ölümünün ardından bir darbe tertiplemeyi uman kıdemli generaller, diplomatlar ve aristokratlar vardı. Komplocular avlanırken binlercesi işkence gördü ve vahşice idam edildi.

Hitler & Stauffenberg at the Wolf's Lair
Hitler ve Stauffenberg Kurt İni'nde
Bundesarchiv, Bild 146-1984-079-02 (CC BY-SA)

Savaş Lideri Hitler

Adolf Hitler, Nazi Almanyası'nın mutlak diktatörü ve bütün Almanya silahlı kuvvetlerinin başkumandanıydı. Ayrıca, bütün silahlı kuvvetler personeli Hitler'e şahsen bağlılık yemini etmeye mecburdu. Almanya, II. Dünya Savaşı'na 1940'ta Fransa'nın Düşüşü de dahil olmak üzere bir dizi zaferle başlamıştı, lakin 1942'den itibaren Müttefikler üstünlük sağlamaya başladı. Bir savaş lideri olarak Hitler, kararlarının stratejik neticelerini takdir edemediğini ispatladı. SSCB'ye taarruz demek olan Barbarossa Harekatı birçok sebepten ötürü başarısızlıkla neticelendi, ama Hitler'in Moskova'ya ilerlemeyi durdurma kararı ve Stalingrad Muharebesi'nde ordunun ölümüne savaşması konusunda ısrar etmesi gibi generallerini geçersiz kılma hususundaki ısrarı yardımcı olmadı. Mütehassıslarına güvenmeyen Hitler, generallerinin çok kötümser olduğuna inanıyordu ve bu yüzden kendisini sahadaki Alman ordularının Feldherr​​​​​​'i veya kumandanı yaptı. Kuzey Afrika Harekatı, İkinci El Alamein Muharebesi'ndeki (Ekim-Kasım 1942) mağlubiyetin ardından 1942'de ciddi şekilde kötüleşti. Buna rağmen Hitler, generalleri keyfine göre vazifeden alarak askeri müdahalesine devam etti. Stratejik olarak beceriksiz olmasa bile, vazifelendirmeyi reddederek kendisine verdiği iş hacmi, Hitler'in kararlarının herhangi bir askeri vaziyetin detaylı analizine dayanmadığı anlamına geliyordu.

Haziran 1944'teki D-Day Normandiya çıkarmaları sonunda ikinci bir cephe açtı ve Almanya, kendisini Müttefiklerin iki ordusu arasında sıkışmış buldu. Almanya'nın en üst seviye generallerinin çoğuna göre savaş çoktan kaybedilmişti ve Almanya işgal edilmeden önce şerefli bir şekilde teslim olmak daha iyi olacaktı. Bu Hitler için bir seçenek değildi ve bu yüzden bir grup general meseleyi kendi ellerine almaya karar verdi.

Hitler the War Leader
Savaş Lideri Hitler
Bundesarchiv, Bild 183-B24543 (CC BY-SA)

Komplocular

Komplocular, aristokratlar, diplomatlar ve kıdemli generallerden oluşan karma bir gruptu ve hepsi de savaşı uzatmanın sadece çok daha fazla cana ve muhtemelen Almanya'nın tamamen yok olmasına mal olacağına inanmaktaydı. Bu adamların neredeyse hepsi Nazizmden nefret eden dindar Protestanlardı. Birçoğu, 1938 Çekoslovakya krizi esnasında Hitler'i devirmek için ordunun tertiplediği komploda yer almıştı ama Münih Anlaşması Hitler'in blöfünü Çek Sudetenland'ın barışçı bir şekilde ele geçirilmesiyle mükafatlandırıldığında generaller geri adım attı. Hitler'i atlatmak ve dört sene sonra savaşı sona erdirmek için müzakere etmek için yeniden hamleler yapıldı. Teolog Dietrich Bonhoeffer (1906-1945), Mayıs 1942'de Stockholm'deki Müttefiklere bir sulh planıyla yaklaştı. Komplocular, mesela Avusturya ile birliğin (Anschluss) devam etmesine izin verilmesi ve Almanya'nın bu bölgeleri Polonya'nın bir parçası olarak tutması gerektiğini düşünerek, şartlarında saftı. Müttefikler, böyle bir hareketin bir Nazi hilesi olabileceğinden şüphelenerek Bonhoeffer'in şartlarını reddetti. Buna rağmen komplocular, Almanya'nın kendisini komünizme karşı bir siper olarak sunarak haksız yere elde ettiği toprak kazançlarının bir kısmını elinde tutabileceği fikrini eğlendirmeye devam ettiler.

Davaya destek veren çok sayıda potanSİYel taraftar vardı, ancak bazıları HİTLER'İn öldürülmeSİ FİKRİne karşıydı.

1944 komplocuları, suikast planını gerçekleştirme hususunda Albay Claus von Stauffenberg tarafından idare ediliyordu, lakin onun arkasında çok daha kıdemli figürlerden oluşan büyük bir grup vardı. Suikasttan sonra Hitler'in yerine geçecek kişi, 1938'de Hitler'in Çekoslovakya'yı işgal etme planlarını açıklaması üzerine istifa eden bir Nazi aleyhtarı olan General Ludwig Beck (1880-1944) idi. Bir diğer mühim figür ise 1932 ile 1938 yılları arasında İtalya'daki Alman büyükelçisi olan Ulrich von Hassell'di (1881-1944). Hem Hassell hem de Hitler'in ölümünden sonra şansölye olması beklenen eski Leipzig belediye başkanı Carl Goerdeler (1884-1945), komploya yeni mensuplar toplamada etkili oldular, potansiyel sempatizanlarla şahsen görüşmek ve darbe ile müzakereli teslim olma konusundaki iddialı planlarını açıklamak için Avrupa'nın dört bir yanına yolculuk yaptılar. Mareşal Erwin von Witzleben (1881-1944) uzun süredir Nazi aleyhtarı bir komplocuydu ve Hitler'in ölümünden sonra Alman silahlı kuvvetlerinin başına geçecekti.

Komplonun lehinde olan diğer önde gelen isimler arasında Amiral Wilhelm Canaris (1887-1945) ve Alman askeri istihbarat teşkilatı Abwehr'in sırasıyla reisi ve yardımcısı olan Tümgeneral Hans Oster (1888-1945) vardı. Oster, Nazi rejimine karşı diğer yıkıcı faaliyetlerinin yanı sıra Yahudi halkının Holokost'tan kaçmasına yardım etti ve bu sebeple Nisan 1943'te vazifesinden uzaklaştırıldı. General Henning von Tresckow (1901-1944) 1939'dan beri Hitler'i havaya uçurmayı planladığı için planın içindeydi.

General Ludwig Beck
General Ludwig Beck
Bundesarchiv, Bild 146-1980-033-04 (CC BY-SA)

Davaya destek veren birçok potansiyel kişi vardı, lakin bazıları Hitler'i öldürme fikrine karşıydı ve sadece onu tevkif etmek istiyordu. Komplocular bunun kâfi olmadığına inanıyorlardı çünkü diğer Naziler katiyen Führer'i serbest bırakmaya çalışacaktı. Diğerleri ise sempati duyuyorlardı ama kendileri dahil olmak istemiyorlardı, aynı adlı Prusya mareşalinin soyundan gelen Helmuth von Moltke (1907-1945) gibileri. Moltke ihtiyatlı davranmakta haklıydı zira komplocularla olan geçici irtibatı bile Gestapo tarafından keşfedildi ve bu yüzden asıldı. Son olarak, birçok muvazzaf general komplocuların yaklaşımlarını tamamen reddetti, mareşaller Gerd von Rundstedt (1875-1953) ve Erich von Manstein (1887-1973) gibi adamlar, ordu subayları olarak hepsinin Hitler'e bağlılık yemini ettiğini hatırlattı.

Plan: Valkyrie

Stauffenberg, bütün bu asil hislerin nihayet bir tür pratik plana dönüşmesinin katalizörüydü. Kont, Kuzey Afrika Seferi'ndeki Kasserine Geçidi Muharebesi'nin (1943) ardından aldığı yaraların ardından dikkat çekici bir figür oldu: sağ elini ve ön kolunu, sol elinin iki parmağını kaybetmişti ve kör olan sol gözünün üzerine bir yama takıyordu. Silahlanma bakanı Albert Speer'in (1905-1981) belirttiği gibi, genç subay Hitler'in gözdesi oldu: "Hitler'in kendisi bile ara sıra Stauffenberg ile yakın ve gizli bir şekilde çalışmam için beni teşvik ederdi... Savaş yaralarına rağmen... Stauffenberg gençlere mahsus bir cazibeyi korumuştu; tuhaf bir şekilde poetikti..." (Speer, 509).

Stauffenberg'in planı, hedef bölgeye kendisi götürdüğü bir bombayı kullanarak Hitler'i öldürmekti; diğer yerlerde ise SS (Nazilerin orduya rakip teşkilatı) ve Gestapo nizami ordu tarafından tesirsiz hale getirilecek ve Berlin'de yeni bir hükümet kurulacaktı. Darbenin üst seviyedeki Nazilerce bir cevap başlatabilmeden önce maksatlarına ulaşması gerektiğinden zamanlama her şey olacaktı. Operasyona bir kod adı verildi: Valkyrie, İskandinav mitolojisinde savaşçıların kaderini muharebede belirleyen mızrak taşıyan kadın savaşçı. Ordu liderleri Berlin'den bu kod kelimenin işaret edildiğini duyarsa ne yapacaklarını bilirlerdi. İzlerini örtmek için komplocular, Valkyrie'ye devleti tehdit eden bir vaziyet hasıl olursa standart acil durum tedbirleriyle bağlantılandırarak bir saygınlık örtüsü verdiler.

Carl Goerdeler
Carl Goerdeler
Goerdeler family and the Carl and Anneliese Goerdeler Foundation (CC BY-SA)

Bütün komplonun özü, zaten oldukça şüpheli, hatta paranoyak bir diktatör olan Hitler'in yanına patlayıcı bir cihaz yerleştirmekti. Stauffenberg'in şahsi cesaretinin yanı sıra iki avantajı daha vardı. Birincisi, ciddi yaraları sebebiyle Hitler'in korumalarınca aranması pek muhtemel değildi. İkincisi, Yedek Ordu'nun kurmay başkanı olarak Hitler'e doğrudan erişimi vardı. Stauffenberg suikastı gerçekleştireceği yeri seçti: Hitler'in Doğu Prusya ormanlarının derinliklerindeki, Kurt İni (Wolfsschanze) olarak bilinen izole kumanda karargahı.

Stauffenberg DAKİkaların geçmeSİNİ enDİşeyle dışarıda bekleDİ; saat öğleden sonra Bİre çeyrek vardı.

Stauffenberg bir evrak çantasını bir kilogram (2,2 libre) plastik patlayıcıyla doldurdu ve bombayı aktive ettikten on dakika sonra çalıştıracak bir kalem zamanlayıcısı taktı. Bomba, uygun bir şekilde, ele geçirilmiş İngiliz yapımı bir cihazdı. Stauffenberg planını üç sefer iptal etmek zorunda kaldı, ancak 20 Temmuz'da dördüncü seferinde şanslıydı. O gün tam bir güneş tutulması yaşandı, ancak bu gelecek şeylerin bir işaretiyse, kim kimi tutmak üzereydi? Hitler o sabah her zamanki konferansını, haritaların yayılıp danışılacağı tek büyük bir masanın olduğu bir odada yürütüyordu. Konferans bir kulübede yapıldı zira her zamanki yer olan yeraltı odası yenileniyordu (her ne kadar tarihçi W. L. Shirer bu sığınak odasının sadece hava taarruzları sırasında kullanıldığını iddia etse de). Stauffenberg, Hitler tarafından erkenden odaya çağrıldı ve bu sebeple hedeflediği gibi kasaya ikinci bir kilogram patlayıcı eklemek için zamanı olmadı. Stauffenberg zamanlayıcıyı ayarladı ve öldürücü evrak çantasını Hitler'in aşağı yukarı dolaştığı konferans masasının ortasına koydu. Stauffenberg daha sonra telefon görüşmesi yapma bahanesiyle kendini oradan uzaklaştırdı. Kaderin bir cilvesi olarak, dolu odadaki bir adam, Albay Brandt, çizmesini çantaya çarptı ve çantayı masanın daha aşağısına doğru itti.

Stauffenberg dakikaların geçmesini endişeyle dışarıda bekledi; öğleden sonra bire çeyrek vardı. Müthiş bir patlama sessiz orman havasını yırttı. Alevler yükseldi ve birkaç adam kulübenin pencerelerinden içeri uçtu. Hitler kesinlikle ölmüştü. Planlandığı gibi, hadise yerindeki bir diğer komplocu, General Erich von Fellgiebel (1886-1944), Wolf's Lair'e giden ve oradan gelen bütün iletişim hatlarını kesmek için harekete geçti. Stauffenberg mahalden ayrıldı ve Valkyrie'nin bir sonraki merhalesine nezaret etmek için bekleyen bir uçakla Berlin'e uçtu.

Stauffenberg & Quirnheim
Stauffenberg ve Quirnheim
Unknown Photographer (Public Domain)

Darbe Başarısız Oluyor

Kulübe parçalanmıştı, ancak enkazın içinden Hitler de dahil olmak üzere birkaç kurtulan çıktı. Bunlar arasında o, saçları alev alev ve pantolonu paramparça olmuş haldeydi. Diktatör sağ kolunda geçici bir felç ve işitme kaybı yaşadı. Bunun kalıcı neticesi olarak hayatının geri kalanında denge kaybı yaşadı. Bombanın bir kulübede patlamış olması ve yer altında olmaması ile ağır bir meşe masanın altına yerleştirilmiş olması tesirini büyük ölçüde azalttı. Yine de Hitler'in dört personeli anında öldürüldü veya daha sonra yaralarından öldü: Brandt, General Schmundt, General Korten ve bir stenograf. Diğer birkaç kişi de ciddi şekilde yaralandı.

Valkyrie ana hedefinde başarısız olmuştu, ancak diğer şeyler hızla ters gitmeye başladı. Fellgiebel, Kurt İni'nden gelen bütün irtibatları kesmeyi başaramadı; bu, Hitler'in destekçilerinin Führer'in hala hayatta olduğunu bilmesini sağlayan mühim bir hataydı. Berlin'deki irtibatlar veya radyo istasyonları da ele geçirilmedi. Başkentte, komplocular Fellgiebel'in mesajı çarpıtıldığı ve bombanın Hitler'i öldürdüğünden emin olmadıkları için nasıl ilerleyecekleri konusunda bölünmüşlerdi. Harp bakanlığındaki bir toplantıya Stauffenberg katıldı ve sonunda Valkyrie'nin devam etmesi gerektiği yönünde diğer şehirlere emirler gönderildi. Ancak Hitler'in öldüğüne dair kesin bir haber olmadan, Paris'te kıdemli SS mensuplarının General Carl-Heinrich von Stülpnagel (1886-1945) tarafından kısa süreliğine tutuklanması dışında kimse planı ciddi bir şekilde tatbik etmedi. Kriz noktasına gelindiğinde, komplocular darbeleri için düşündükleri kadar yaygın bir destek elde edememişlerdi.

Berlin'de, komplocu Binbaşı Otto-Ernst Remer'in (1912-1997) kumandasındaki Grossdeutschland muhafız taburu, başkentte harekete geçip darbeye biraz askeri güç kazandırmak ve Yedek Ordu'nun başka yerlerde seferber olmasını sağlamak için dizayn edilmişti. Remer, komplocularca propaganda bakanı Joseph Goebbels'i (1897-1945) tevkif etmesi için emir aldı, lakin Goebbels, Hitler'in hayatta kaldığı bilindiği için Remer'i fiillerinin aptallığı konusunda ikna etti. Goebbels, şüpheci Remer'in Führer ile telefonda konuşması hususunda ısrar etti, bu görüşme Remer'in derhal albay rütbesine terfi etmesiyle neticelendi. Bu kısa birkaç dakika içinde darbe başarısız olmuştu.

Exploded Hut after the Assassination Attempt on Hitler
Hitler'e Suikast Teşebbüsü sonrası Patlayan Kulübe
Bundesarchiv, Bild 146-1972-025-12 (CC BY-SA)

Hitler tarafından Berlin'deki bütün askeri meselelerden mesul tutulan Remer, savaş bakanlığına geri döndü ve hala orada bulunan komplocuları tutukladı. General Friedrich Fromm (1888-1945) gibi bazı kurnaz komplocular, darbeyle hiçbir alakaları olmadığını iddia ederek blöf yapmaya çalıştı. Fromm, iddiasını daha inandırıcı kılmak için birkaç komplocunun idamını bile emretti. Bu arada, 20'sinin akşamı Goebbels, radyoda Hitler'in hayatına karşı bir teşebbüste bulunulduğunu duyurdu, ancak Führer çoktan işe dönmüştü ve hadiseye karışan hainler tutuklanmıştı. Hitler, 21 Temmuz'da saat 01:00'de radyo yayını aracılığıyla millete seslendi. Hitler, Alman halkına iyi olduğunu ve komplocuların suçlarının bedelini ödeyeceklerini söyledi.

Halk bu hadiseler karşısında şok oldu, çünkü General Heinz Guderian'ın (1888-1954) belirttiği gibi, "Alman halkının büyük bir kısmı hâlâ Adolf Hitler'e inanıyordu ve onun ölümüyle, suikastçının savaşı müspet bir neticeye ulaştırabilecek tek adamı ortadan kaldırdığına ikna olmuş olmalıydı" (Shirer, 1082).

Hitler'in İntikamı

Hitler'in mucizevi bir şekilde hayatta kalması, onu her zamankinden daha fazla, takdirin onun yanında olduğuna inandırdı. Ayrıca, ordudaki ihanetin, Almanya'nın savaştaki mağlubiyetlerinin gerçek sebebi olduğuna da inandırdı. Hitler, komploculardan intikam almaya kararlıydı. Stauffenberg, Fromm'un emriyle, suikast teşebbüsünün olduğu gece bir kurşuna dizildi. Ölmesinden hemen önce, kont "Çok Yaşa Hür Almanya" diye bağırdı (Boatner, 536). Diğerleri, SS'in başı Heinrich Himmler (1900-1945) coşkuyla harekete geçerken daha metodik bir şekilde ele alındı.

Gestapo, komplodan mesul tuttukları gruba Schwarze Kapelle ('Kara Orkestra') adını verdi. Hitler, komployla irtibatı olan herkesin tutuklanması, sorgulanması ve birçok durumda idam edilmesi hususunda ısrar etti. Komplocular, iç güvenliklerinin açıkça kifayetsiz olması sebebiyle kesinlikle hayal kırıklığına uğradı. Black Orchestra'nın çoğu akılsızca güvenli olmayan telefon hatları kullanmış, günlüklere konuşmaları kaydetmiş ve grupla alakalı ad ve adreslerin kayıtlarını tutmuş, hatta gelecekteki hükümette kimin hangi pozisyonları alacağına dair bir liste bile tutmuştu. Çoğu kolayca toplanıyordu, bilhassa da Gestapo muhtelif komplocu gruplarına Valkyrie denenmeden çok önce sızmış olduğundan. Komplocuların çocukları bile tevkif edilmişti. Müteakip yıl, Gestapo ve SS binlerce kişiyi daha tevkif etti, hem komployla uzaktan yakından alakası olan herkesin ihanetlerinin bedelini ödemesini sağlamak hem de aynı zamanda eski düşmanlarından kurtulmak için.

Rommel & Hitler
Rommel ve Hitler
Bundesarchiv, Bild 146-1977-119-08 (CC BY-SA)

General Beck intihar teşebbüsünde bulundu ancak başarısız oldu, bunun üzerine bir arkadaşı onu boynundan öldürücü şekilde vurdu. General Stülpnagel de intihar etmeye çalıştı ve başarısız oldu; daha sonra asıldı. Tresckow hiçbir risk almadı ve kendini bir el bombası kullanarak havaya uçurdu. Tutuklanan komplocular umumen bilgi almak veya sadist esir alanlarının zevki için işkence gördü. Sözde Halk Mahkemesi'nde, uzlaşmaz Roland Friesler'in (1893-1945) reislik ettiği bir müessesede göstermelik davalar vardı. Kısa davaları sırasında, sanıkların şerefli bir müdafaa yapmalarına veya münasip şekilde giyinmelerine izin verilmedi - Witzleben'in takma dişlerine bile el konuldu.

Witzleben ve sekiz önemli komplocu daha Ağustos 1944'te asıldı. Goerdeler Şubat 1945'te asıldı. Bonhoeffer, Canaris (ilk önce vahşice dövüldü) ve Oster bir sonraki Nisan ayında idam edildi. Daha sonra bir SS subayı Canaris'in ölümünün 30 dakika sürdüğünü bildirdi. General von Fellgiebel, üç hafta işkenceye katlandıktan sonra Eylül ayında idam edildi. Hassell aynı ay asıldı. En sonunda ceketini değiştiren General Fromm bile tutuklandı, işkence gördü ve idam edildi. Çoğu asılma en katı anlamda gerçek asılma değildi, bunun yerine kurbanlar piyano teli kullanılarak tavandaki et kancalarına asıldı. Hitler, komplocuların korkunç ölümlerinin filme alınması ve ses kaydının alınması hususunda ısrar etti, böylece daha sonra korkunç intikamının neticelerini izleyebilecekti. Filmler o kadar korkunçtu ki Hitler bunları kamuoyuna açıklama fikrinden vazgeçmek mecburiyetinde kaldı.

Valkyrie'nin neticeleri aylarca sürdü. Yüksek profilli kurbanlardan biri, komployla yalnızca uzaktan bağlantıları olan ancak çılgın Stülpnagel tarafından bahsedildiğinde suçlanan Almanya'nın en meşhur kumandanı Mareşal Erwin Rommel'di (1891-1944). Rommel, ailesini korumak ve itibarını zedeleyecek bir göstermelik davadan kaçınmak için kendi canına kıymaya mecbur kaldı, bu dava her halükarda onu suçlu bulup ölüme mahkûm edecekti.

Hitler bir daha asla generallerinden hiçbirine güvenmedi ve etrafında her zaman bir SS koruması bulundurduğundan emin oldu. 1944 komplosuyla ilgili tutuklamalar, davalar, infazlar ve toplama kamplarına sürgünler, Müttefikler 1945'te Berlin'e yaklaşırken hala devam ediyordu. Şubat ayında bir ABD hava saldırısı esnasında Halk Mahkemesi'nin bir bomba tarafından vurulması ve bunun bir kirişin düşüp Hakim Friesler'i öldürmesiyle poetik bir adalet vardı. Nisan 1945'te Hitler artık kaderinden kaçamadı ve SSCB'nin Kızıl Ordusu'nun Berlin'deki sığınağına yaklaşması üzerine intihar etti.

Çevirmen Hakkında

Batuhan Aksu
Batuhan, Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisans tarih öğrencisi. Erasmus programına katılarak Manchester Üniversitesi'nde aynı bölümde okudu. Edebiyat ve felsefe okumalarından da büyük bir keyif alıyor.

Yazar Hakkında

Mark Cartwright
Mark, tam zamanlı yazar, araştırmacı, tarihçi ve editördür. Özel ilgi alanları arasında sanat, mimari ve tüm medeniyetlerin paylaştığı fikirleri keşfetmek yer almaktadır. Siyaset Felsefesi alanında yüksek lisans derecesine sahiptir ve WHE Yayın Direktörüdür.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Cartwright, M. (2024, Aralık 06). Hitler'e Suikast Teşebbüsü (1944) [The 1944 Plot to Assassinate Hitler]. (B. Aksu, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-2584/hitlere-suikast-tesebbusu-1944/

Chicago Formatı

Cartwright, Mark. "Hitler'e Suikast Teşebbüsü (1944)." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. Son güncelleme Aralık 06, 2024. https://www.worldhistory.org/trans/tr/2-2584/hitlere-suikast-tesebbusu-1944/.

MLA Formatı

Cartwright, Mark. "Hitler'e Suikast Teşebbüsü (1944)." tarafından çevrildi Batuhan Aksu. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 06 Ara 2024. İnternet. 15 Oca 2025.