Japon Çay Seremonisi (chanoyu veya chado), yeşil çay içmek için çok özel yerler, prosedürler ve ekipman içeren kültürel bir gelenektir. Çinli Budist rahiplerin meditasyonlarına yardımcı olmak için bir alışkanlığı olarak ortaya çıkarak, Japonya'da ve Doğu Asya'nın diğer bölgelerinde çay içmek öyle rafine bir faaliyet haline geldi ki, MS 13. yüzyıldan itibaren, aristokratlar bunu kültürlerini sergilemek için bir araç olarak benimsediler. Özel olarak tasarlanmış bir oda, peyzajlı bir bahçe ve ince porselen, seremoninin temel bileşenleri haline gelirken, çay içmek bir sanat biçiminden başka bir şey değildi.
Kökenler & Gelişmeler
Çay içme Çin'de başladı ve keşfi, Zen Budizminin kurucusu olan Hintli bilge Bodhidharma'ya (diğer adıyla Daruma) dayanıyor. M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren Budist keşişler, meditasyon yaparken kendilerini desteklemek ve uykuyu uzak tutmak için çay içmeye başladılar. Ta ki, Tang Hanedanlığı (MS 618 -907) bu kadar pahalı bir içeceği karşılayabilecek tek kişi olan aristokrasiye çay içmeyi yayana, bu durum böyleydi. Çin'den, bu alışkanlık tüccarlar, diplomatlar ve ziyaretçi keşişler aracılığıyla diğer fikirlerle birlikte yayıldı, böylelikle en sonunda MS 8. yüzyılda Japonya'ya ulaştı ve MS 13. yüzyıldan itibaren bütün bir kültürel deneyime dönüştü.
Japonca'da, çay seremonisine chanoyu denir, 'çay için sıcak su' anlamına gelir veya chado veya sado, 'çayın yolu' anlamına gelir, cha Japonca'da çay anlamına gelir. 'Seremoni' kelimesi, İngilizce'de kötü bir çeviridir, çünkü çay uzmanlarının kaçınmak istediği belirli bir formaliteyi ima eder. Aslında, en azından başlangıçta, seküler çay partileri Budist manastırlarındaki sakin başlangıçlarından çok uzaktı ve genellikle tam olarak hangi çayın içildiğini tahmin etme oyununun popüler bir unsur olduğu oldukça gürültülü işlerdi. Tüm bunlar, MS 15. yüzyıl Şogun Ashikaga Yoshimasa (MS 1449 -1473) her şeyi çok daha ayık ve uysal bir olay haline getirdiğinde değişti.
Bugüne kadar sürecek olan trend belirlendi - çay töreni, kişinin ilgili prosedürlerin incelikleri hakkındaki bilgisini ve törende yer alan porselen ve diğer dekoratif nesneler konusundaki uzmanlığını göstermek için bir an olarak ayrı ayrı sergilemek için nihai ortam haline gelmişti. Ayrıca hassas konularda belirli bir konuşma biçimi için nazik bir ortam sağladı. Tüm deneyim, katılımcıları için manevi bir unsur, paylaşılan bir sakinlik ve yenilenme ânı içermeyi amaçlıyordu. Eski Japonların dediği gibi, cha-Zen ichimi veya "Zen ve çay aynı tada sahiptir."
Çay seremonisinin evrimi üzerinde en etkili figürlerden biri MS 16. yüzyıl keşişi ve çay ustası Sen no Rikyu (1522 -1591 MS) olmuştur. Rikyu her şeyi daha da nazik hale getirdi, daha samimi hale getirmek için çay odasını küçülttü ve mükemmel düzenlenmiş çiçekler gibi temel ek unsurlar ekledi. Rikyu, hükümdarlara - sadece törensel görgü kurallarında değil aynı zamanda politikada da - önemli danışmanlar olarak hizmet eden ve genellikle resmi büyükelçiler, diplomatlar ve müzakereciler olarak hareket eden ortaçağ Japonya'sının çay ustalarının tipik bir örneğiydi. Hükümdarlar ve savaş lordları çay seremonisini kendi siyasi karşılaşmaları için kullandılar ve astlarına Çin ve Kore porselen çay kaseleri gibi paha biçilmez hediyeler verdiler.
MS 17. yüzyıla gelindiğinde, çay töreni o kadar popüler hale gelmişti ki, sadece üst sınıflar değil, herkes dahil oluyordu. Seremoni şu anda Japon kültüründe sağlam temeller attı ve tarihçi W. E. Deal tarafından özetlendiği gibi, Japonya'daki günlük yaşamın dört temel niteliğini özetlemeye başladı:
- wa (harmoni) - hem çay toplanmasında hem de dış dünyada karşılıklılık arzusu
- kei (saygı) - kişinin bireysel rolünün ve sorumluluklarının ve uygun edep anlayışının farkındalığı
- sei (saflık) - sosyal ve ruhsal bütünlüğü koruma taahhüdü
- jaku (zarafet ve huzur) - yenilenmek için geçici anın tadını çıkarma (305)
Çay Odaları ve Bahçeler
Ortaçağ çay seremonisi için ilk ve en önemli unsur, evde bunu geçekleştirmek için ayrılmış bir alandı. Bu alan, yapının orijinal basit mimarisine ve temel malzemelerine atıfta bulunan, sukiya veya 'kusurluların evi' olarak da bilinen çay odası veya chashitsu. Çatıları bambu veya sazdan yapılmış, üzerinde çalışılmamış ahşap sütunlar ve toprak duvarları olan bu kırsal binalar, ana konuttan ayrıydı; tüm seremoninin aristokrasinin münhasır eğlencesi haline gelmesinin bir nedeni de, sadece kendilerinin böyle bir yeri karşılayabilmeleriydi. Özel bir odaya sahip olan çay sevdalıları, günlük tasalarından kendilerini daha kolay uzaklaştırabilirler.
Çay evi büyük değildi, belki de sadece üç metrekareydi ve neredeyse tamamen boştu. Ayrı bir odada tuvalet olabilir ve ışık pencerelerden ve kağıt kapılardan gelirdi. Döşeme, tatami minderinden oluşuyordu. Kişi, sadece 90 cm (3 ft) yüksekliğindeki küçük bir kapıdan girdiğinde, eğilmesi gerekmekteydi ve böylece çay seremonisi söz konusu olduğunda tüm girenlerin eşit olduğu gözler önüne sürülmekteydi. Kişi odaya girmeden önce, bu amaçla sağlanan taş kapta (chozu-bachi) ellerini yıkamak zorundaydı. Bir diğer tipik özellik ise, yine dışarıda bulunan, taştan yapılma bir fenerdi.
Ortaçağ minimalist çay odasının/evinin içi, bugüne kadar özel evlerde kopyalanırdı. İçirisinde çiçekler bulundurulabilir ve bunlar, bir sanat formu olan ve ikebana olarak bilinen Japon çiçek düzenlemesinde geçerli olan estetik ilkelere göre sergilenir. Çiçekler veya otlar mevsime göre seçilir ve bronz, bakır, porselen veya bambudan yapılmış bir vazoya (hanaire) yerleştirilir. İpekten asma parşömende de bir resim (jiku) olmalıdır. Yine, uygun bir konunun seçimi, tercih edilen manzaralar veya güzel bir kaligrafi örneği ile çay evi sahibinin uzmanlığına yansıyacaktır. Son bir dokunuş tütsülük ile yapılabilir. Tüm bu dekoratif unsurlar bir arada uyumlu ve sakin bir atmosfer sağlamalıdır.
Çay odasının doğru manzaraya sahip olmasını sağlamak, istenilen sakinlik atmosferine ulaşmada önemli bir unsurdur. Tercih edilen panorama, tertemiz bir peyzaj bahçesidir. Minimalist kurak peyzaj bahçesi (karesansui) olan ve sadece tertemiz tırmıklanmış kum veya çakıl ve birkaç seçilmiş taştan oluşan Zen kaya bahçesi, alternatif bir türdür. Son olarak üçüncü bir bahçe türü, ortaçağ çay evine (veya dış mekana sahip modern eşdeğerlerine) giden misafirlere bakmaları için değil, onları sakinleştirmek için tasarlanmıştır. Bu küçük bahçe veya cha-niwa, tipik olarak ana evden çıkan basamaklı bir taş yola (tobi-ishi) sahiptir. Arzu edilen yeşillik, çiçeklerden ziyade daha çok yeşillik içerir ve daha başlamadan önce seremoninin sakinleştirici etkisini vermek için ayak altında yosun veya yumuşak ot vardır.
Porselen & Araçlar
Bahçe ve çay odasına sahip olmak ve idame ettirmek zor olabilir, ancak çay içmek için gerekli tüm doğru aletleri bir araya getirmek de hiç kolay değildi. Ortaçağ Japonya'sında çay genellikle, yaprakları ezilerek ve amazura (üzümlerden yapılan bir tatlandırıcı) veya zencefil ile bir top yapılarak hazırlanırdı, daha sonra sıcak suda demlenmeye bırakılır ve genellikle kömür üzerinde demir bir su ısıtıcısında kaynatılırdı. Çay güçlü, yeşil ve acıydı, ancak içenlere küçük tatlılar verilerek bir tat dengesi sağlanabilirdi. Günümüzde kullanılan yeşil çay matçadır ve en kaliteli çaydır. Yapraklar genellikle kurutulur, çok ince bir toz halinde öğütülür ve ardından serpilir ve sıcak suya çırpılır. Bununla birlikte, özel çay okulları açıldığından ve her bir okulun bugün hala takip edilen kendi tercih ettikleri yaklaşımlara sahip olduğundan, çayların miktarları ve hazırlık yöntemleri değişmektedir. Çoğu içicinin hemfikir olduğu bir şey, ev sahibinin çayı kendisinin yapması gerektiğidir, bu da daha büyük bir samimiyet atmosferini teşvik etmeye yardımcı olur.
Çay seremonisinde kullanılan tüm ekipmanlar en yüksek kalitede olmalıdır. Sadece ince porselen değil, çayın içildiği kap veya chawan için antika koleksiyoncu parçaları bile kullanılmış ve hala kullanılmaktadır. Güzelce oyulmuş bambudan bir alet veya zarif bir şekilde işlenmiş metalden bir su ısıtıcısı kullanılabilir - tüm bu ayrıntılar misafirlerin gözüne çarpmaktadır. Nesneler güzel ama aynı zamanda basit olmalı ve böylece wabi'nin önemli Japon estetik ilkesini sergilemelidir. Teşvik edilmek istenilen başka bir nitelik ise sabi'dir, yani çok sevilen ve çok kullanılan nesnelerde görülen ve sadece zamanın verebileceği benzersiz bir patina kazanan solmuş güzelliktir.
Çay seremonisinde kullanılan temel gereçler (chadogu):
- Portatif Maltız (furo) - daha küçük su ısıtıcıları için ve kış aylarında olduğu gibi ateş kullanımının kısıtlı olduğu zamanlarda kullanılır. Maltız her şeyden yapılabilir ve zemindeki özel bir demir karoya, bir shikigawara üzerine yerleştirilebilir.
- Su Isıtıcısı (kama) - sadece su kaynatmak amaçlı kullanılır ve içine çay konulmaz. Demir en yaygın malzemedir, ancak bazıları altın veya gümüş kullanılarak yapılır. Şekli, daha önce bahsedilen estetik ilkelere uyması dışında pek de önemli değildir.
- Su Isıtıcısı Kapağı ve Su Kepçesi (futaoki) için Altlık - birçok şekilde gelir, ancak genellikle basit bir bambudan altlıktır.
- Tatlı Su Kavanozu (mizusashi) - ahşap, porselen veya metalden yapılır, su ısıtıcısında suyu soğutmak veya kapları yıkamak için kullanılır.
- Çay Bezi (chakin) - durulanmış kaseleri ve kapları silmek için kullanılan bir parça keten veya ipek.
- Su Kepçesi (hishaku) - kulplarının kesimine bağlı olarak çeşitli türlerdedir.
- Atıksu Kabı (kensui) - kase ve kapları temizledikten sonra atıksuyu koymak için kullanılır.
- Çay Kutusu (chaire / natsume) - iki tür çay kutusu vardır; genellikle küçük ipek torbalarda (shifuku) tutulan kalın veya daha güçlü çaylar (chaire) için bir tane ve ince veya daha zayıf çaylar (natsume) için bir tane. Fildişi kapaklı porselen tercih edilen malzemelerdir.
- Çay Kepçesi (chashaku) - Kutudan çay almak için kullanılır, herhangi bir malzemeden yapılabilir.
- Bambu Çırpıcı (chasen) - çay ve su karışımını çırpmak için.
- Çay Kasesi (chawan) - tüm şekillerde, boyutlarda, dekorasyonda ve malzemelerde gelir, bunlar ev sahibinin kişisel zevkini gösterir, ancak mevsimi veya misafirin tercihlerini veyahut ev sahibinin elde etmek istediği formalite düzeyini yansıtabilir.
Prosedür
Yukarıda belirtildiği gibi, her şey ortam ve ekipman açısından doğru olduğunda, geriye sadece tek bir şey kalıyor: çay yapmak. Ev sahibinin hareketleri aşırı derecede önemlidir, ancak hangi çay okulunu tercih ettiğine bağlıdır. Önemli olan, yalnızca hassas, zarif ve kısıtlı olması gereken minimum hareketleri yapmaktır. Ayrıca, çay hazırlanırken gerçekten sessiz olunmalıdır. Gerekli tüm ekipmanlar misafirlerin önüne çoktan serilmiş olmalı ve yalnızca su ısıtıcısı onların görüş alanından gizlenmelidir. Çay kutusu ve bambu kepçe önce bezle temizlenir. Hazır olduğunda, sıcak su çay kaselerine ancak onları ısıtmaya yetecek kadar dökülür. Daha sonra, sıcak su ile doldurulan kaselere toz çay eklenir ve karışım köpüklü bir içecek yapmak için çırpılır. Çay küçük yudumlarla içilmelidir. Herkes işini bitirdiğinde, aletler ve kaseler temizlenir ve görüş alanından çıkarılır, sadece su ısıtıcısı artık memnun oldukları umulan misafirlerin önünde kalır. Son olarak, misafirlerin kendilerini takdir etmelerini tartışmak için daha ince aletlerden bazıları yerlerinden geri çıkarılabilir.
This content was made possible with generous support from the Great Britain Sasakawa Foundation.