Ishtar (Sümerce kaynaklarda Inanna olarak geçer) aşk ve savaşla bağdaştırılmış başlıca Mezopotamya tanrılarından biridir. Bu yüce Mezopotamyalı tanrıça, kendisine ait yazılı kaynak bulunan ilk ilahi güçtür. Modern dünyada ismi unutulmuş olsa da, Antik Yakın Doğu'da hem karmaşık hem de etkili bir role sahip olmuştur.
Antik dünyada Inanna/Ishtar'ın etkisi kesinlikle gözardı edilemez. En ünlü Mezopotamyalı tanrıça olarak takipçilerinin hayatında her yönden etkiliydi, ve Antik Yakın Doğu'nun tarihinde binlerce yıl da etkisi hüküm sürmeye devam etmişti. Karmaşık yapılara sahip medeniyetlere baktığımızda Ishtar'ın çok erken bir zamanda ortaya çıktığını söyleyebiliriz, kendisine adledilen Uruk merkezli kültün M.Ö. 4.yy'da dahi aktif olduğu bilinmektedir.
Önemi
Ishtar'ın varlığına dair mevcut kanıtlarımız Tigris ve Euphrates nehirleri arasında bulunan Antik Yakın Doğu'daki Mezopotamya bölgesine dayanmaktadır. Mezopotamya'nın kesin konumu hakkında detaylı bilgiye sahip olmasak da varsayılan mevcut konumu modern çağdaki Irak'ı, Kuveyt'i ve Suriye, İran ve Türkiye'nin bazı bölgelerini kapsamaktadır. Mezopotamya aynı zamanda dünyanın ilk büyük imparatorluklarının da yuvası olmuştur: Akadlılar, Babiller ve Asurlar bunlara örnektir.
Ishtar'ın etkisinin büyüklüğü, gelecekte ortaya çıkacak olan yeni tanrıçaların imajlarında da görülebilmektedir, ünlü Astarte ve Yunan aşk tanrıçası Afrodit gibi. Klasik dönem tanrıçalarından Afrodit, Artemis ve Athena oldukça önemli kültürel semboller olmuşlardır. Karşılaştırıldıklarında Ishtar'ın etkisinin bu tanrıçalardan daha kısa sürdüğü söylenebilir. Mezopotamya tanrılarının en çok iman edilenlerinden biriyken, neredeyse tamamen unutulmuş bir duruma düşmüştür.
Ishtar'ın modern günde bilinmemesinin sebebine dair birçok neden öne sürülebilir ancak çok muhtemel olarak çivi yazısı kullanımının ortadan kalkmasıyla beraber gerçekleşmiştir. Yaklaşık 3 bin yıl boyunca "cuneiform" yani çivi yazısı Antik Yakın Doğu'da ve bazı Mezopotamya bölgelerinde ana iletişim dili olarak kullanılmaktaydı. M.S.400 civarında kullanımının azaldığı bilinmektedir ancak sebebi net değildir. Ishtar'ın etkisi, mitlerin ve kehanetlerin yazımında kullanılan çivi yazısının kullanımdan düşüşüyle beraber gücünü yitirmiştir.
Kaynaklar
Inanna/Ishtar mitlerde sıklıkla antropomorfik olarak gösterilmiştir. Sümer aşk şiirlerinde annesi Ningal ve babası Nanna (Mezopotamyalı ay tanrısı, Sin) ile birlikte yaşayan genç bir kadın olarak resmedilir. İkiz kardeşi ve güneş tanrısı olan Utu (Sümer kültüründe Shamash) adaletle de bağdaştırılmıştır. Ishtar'ın kendisi de gündüz ve gece yıldızı olan Venüs ile özdeşleştirilmiştir. Tanrıçanın aşığı ise Dumuzi (Sümer kültüründe Tammuz) olarak geçer ve bir çoban kraldır. Dumuzi'nin annesi Duttur, kız kardeşi ise Geshtinanna'dır.
Ishtar'dan söz edilen antik kaynaklar kapsamlı olsa bile parça parça olarak bize ulaşmıştır ve net bir anlama oturtmak mümkün değildir. Bu kadar az kanıt olması esasında şaşırtıcıdır, çünkü Ishtar'ın antik dünyada ne kadar etkili olduğu bilinmektedir. Kanıt eksikliğinin sebebi olarak (ancak tek sebep değildir) sıklıkla tanrıçanın eskiliği gösterilmektedir. Antik edebiyata baktığımızda, tanrıçanın ön planda olduğu iki ünlü Mezopotamya mitinden söz edilebilir: Gılgamış Destanı ve Ishtar'ın Ölüler Diyarı'na İnişi.
Gılgamış Destanı
Gılgamış Destanı, şuanda bildiğimiz ilk epik destan olarak geçmektedir ve çeşitli versiyonları günümüze ulaşmıştır. Hikaye, genç bir kahraman olan Gılgamış'a odaklanır, Uruk şehrinin yarı-tanrı kralıdır. Gılgamış Destanı'nın Standart Babil versiyonunun altıncı tabletinde karşımıza Ishtar sıklıkla çıkar. Bu kısımda Orman Koruyucusu Humbaba ile savaşının ardından Gılgamış yıkanmakta ve silahlarını temizlemektedir. Ishtar genç kralı gördüğünde beğenir ve evlenme teklifiyle beraber çeşitli hediyeler sunar. Gılgamış işe karşılığında pek de hoş karşılanmayacak sözlerle Ishtar ile evlenmek istemediğini belirtir.
Gılgamış reddederken yüce tanrıçaya "cereyan yapan arka kapı", "kusurlu bir koçbaşı" ve "sahibinin ayağını ısıran bir ayakkabı" olarak hitap eder. Son hakaretin özellikle kötü niyet içerdiği söylenebilir, çünkü geçmişte ayağa oturmayan bir sandalın potansiyel ölüme bile sebep olabileceği düşünülmektedir.
Ishtar açıkça Gılgamış'a kırılır ve bunun üstüne gök tanrısı Anu'nun yanına cennete yükselir. Tehditlerle ve duygusal santaj uygulayarak tanrıça, yüce tanrı Anu'yu kendisine Cennet Boğası'nı vermeye ikna eder. Planı, boğayı kullanarak Gılgamış'tan intikam almaktır. Anu'nun izin vermesiyle beraber Ishtar boğayı alarak tekrardan yeryüzüne döner. Bu kozmik boğa (Koç burcuyla da ilişkilendirilir) Gılgamış ve dostu Enkidu ile dövüşür. İki kahraman boğayı öldürmeyi başarırlar ve Ishtar şehrin diğer kadınlarıyla beraber boğanın yasını tutar.
Ishtar'ın Ölüler Diyarı'na İnişi
Ishtar ve çoban kocası Tammuz (Sümerce'de Inanna ve Dumuzi) dünyanın bilinen en eski aşk hikayesinin baş kahramanlarıdır. Sümer şiirlerinde sıcak ve sevgi dolu bir ilişkiye sahip oldukları söylenmekle beraber, hikayeleri herhangi bir mutlulukla sona ermez. Ishtar ve Tammuz'un birleşimi kısa sürer ve ikilinin ayrılığında sadakatsizlik, ölüm ve yeraltı dünyasının iblisleri yer alır.
Ishtar'ın Ölüler Diyarı'na İnişi mitinde Ishtar, diyarı yöneten kız kardeşi Ereshkigal'ı ziyaret etmeye gitmektedir. Ishtar'ın bu ziyaretiyle alakalı sebep net bilinmemekle beraber, kendi gücünü arttırmak için gerçekleştirdiğine inanılmaktadır. Tanrıça, diyarın yedi kapısından sırayla geçerken her kapıda bir kıyafetini çıkarır. Kız kardeşi Ereshkigal'ın karşısına çıplak çıkan Ishtar, Ölüler Diyarı'nın Kraliçesi tarafından öldürülür.
Ölmesiyle beraber aşk tanrıçası Ölüler Diyarı'nda hapsolur ve kurtarılması gerekmektedir. Sadık dostu Ninshibur'un yardımı ve bilgelik tanrısı Ea'nın (Sümer kültüründe Enki) detaylı planıyla Ishtar yeniden canlandırılır, ancak Ishtar'ın Ölüler Diyarı'ndaki yeri boş bırakılmamalıdır. Bu sebeple Ishtar yanına birkaç yeraltı iblisi alır ve yerine geçecek birini aramaya başlar. Uzun bir aramanın ardından sevgilisi Tammuz, Ishtar'ın yerine Ölüler Diyarı'na gönderilir.
Başka mitler
Bu iki mit dışında tanrıçadan söz edilen çeşitli başka metinler bulunmaktadır. Inanna/Ishtar ismi ilahilerde, birkaç mitte, kehanetlerde, büyülerde ve deyimlerde de geçmektedir. Inanna/Ishtar'a yazılmış en erken şiirler Enheduanna tarafından yazılmıştır. Enheduanna (M.Ö. 2300 civarında yaşamıştır) eski bir metropol olarak tanımlanabilecek Ur'a ait tarihi bir figürdür. Ay tanrısının rahibesi ve Akadlı Sargon'un (Büyük Sargon, M.Ö. 2334-2279) kızıdır. Ishtar'dan söz edilen daha kısa mitler son 50 yılda basılmıştır. Akademik çevrelerin dışında tanrıçanın tanınması ise 1983 yılından sonra gerçekleşmiştir, bunu sağlayan kitap Inanna, Cennetin ve Dünyanın Tanrıçası olarak geçer.
Sanatta resmedilişi
Sanat eserlerinde tanrıça mezar taşlarının motiflerinde ve kraliyet resimlerinde kralların yanında görülebilir. Barrett ikna edici bir şekilde Burney Rölyef'indeki kanatlı, çıplak tanrıçanın Ishtar'ın "yeraltı dünyası" versiyonu olduğunu savunmuştur. Rölyefteki bazı detaylar da tanrıçanın Ölüler Diyarı ziyaretine gönderme yapmaktadır. Tanrıça elinde liderliğin asasını ve yüzüğünü tutmaktadır, türban ve kolye takmaktadır ve çok yüksek ihtimal başına peruk geçirmiştir. Aşağıdaki oval şekilli tümsekler ve baykuşlar ölüm ile bağdaştırılan dağları temsil etmektedir. Mitle bağlantısı olmamasına rağmen arkada sıraya geçmiş iki aslanın konumu ve tanrıçanın ortada bulunması, yapıttaki kişinin Ishtar olduğu ihtimalini arttırmaktadır. Tanrıçanın çıplaklığı, mitteki öldürülmeden önceki en son halini anımsatır- belki de Ölüler Diyarı'ndan geri dönmektedir. Figüre ait pençeler ve kanatlar, intikam peşindeki dönüşüne bir gönderme olabilir- bilindiği üzere sonucu aşığı Tammuz'un ölümü olacaktır. Birçok mitte tanrıça intikam, adalet ve kozmik sistemin muhafaza edilmesiyle bağdaştırılmaktadır.
Sanatta Ishtar amblemi olan aslanla beraber resmedilir ve elinde genellikle silahlar olur. Sümerler'in Inanna'sı özellikle ya yanında aslanla ya da bir aslanın üstünde resmedilir. Rozetlerde de görülebileceği üzere ikonografi olarak Ishtar'ı sekiz köşeli bir yıldız temsil eder ve evrenle olan bağlantısına da bir göndermedir. Ishtar'ın yıldızı sıklıkla bir güneş-diskinin ve hilal şeklindeki bir ay sembolünün yanında bulunur, bunlardan ilki güneş tanrısı abisi Shamash'ı (Sümercede Utu) diğeri de bababası Sin'i (Sümerce'de Nanna) temsil etmektedir. Ishtar'ın sekiz köşeli bir yıldızla ilişkilendirilmesi, Erken Hanedan Dönemi'nden (M.Ö. 2900-2300) kalma silindirlerle beraber gerçekleşmiştir ve Mezopotamya tarihinden Neo-Babil dönemine kadar bu ilişkinin geçerliliği devam etmiştir.
Tanrıça bazı zamanlarda da akrep sembolleriyle beraber resmedilmiştir, buna örnek olarak Babil silindirleri gösterilebilir. Akreplerle olan bu sanatsal bağ edebiyatta da görülebilir, örneğin bir Sümer mitinde An (Sümerce Anu), Ishtar tarafından tahtından indirilmeye çalışırken tanrıçanın dev bir akreple dövüşmesi gerekmiştir. Ishtar Mezopotamyalı kralların yanında da resmedilir, bunlarda özellikle ya dini ritüellerde ya da seremonilerde yer almaktadır. Bu tarz bir sahne en net olarak kaymaktaşından oyulmuş Warka Vazosu'nda görlmüştür, bu vazo Inanna'nın Uruk'taki tapınağında bulunmuştur. Vazoda tanrıça bir tapınağın girişinde durmaktadır ve bir alayı karşılamaktadır. Vazo aynı zamanda M.Ö. 3000'e dayanır ve anlatım içeren rölyeflerin ilk örneklerinden biridir.
Krallar ve mirasları
Ishtar'ın Mezopotamya'nın insan hükümdarlarıyla özel bir ilişkisi olduğu söylenebilir. Mezopotamya krallarıyla bağı incelenirken tanrıça hem bir eş, aşık, kız kardeş veya anne olarak gösterilir- bazen de bunların hepsi bir aradadır. Rolünün esnekliği böyleyken kanıtlar genelde tanrıçanın özellikle feminen görünüşüne vurguda bulunulduğunu göstermektedir. Tanrıça'nın bir krala gösterdiği sevgi, politik hiyerarşinin belki de ilk örneği olacak olan "Inanna'nın sevgisiyle kral" konseptine sebep olmuştur.
Ishtar günümüzde pek de tanınmamaktadır ve imajı genelde tarihçilerin önyargılarıyla şekillenmiştir. Özellikle 20.yüzyıl akademik çalışmalarında Ishtar'ın modern imajı bozulmuş, tanrıçanın cinselliğine vurguda bulunulmuştur. Cinselliği Ishtar'ın önemli bir özelliği olmakla beraber, sadece buna odaklanılması Ishtar'ın asıl özelliklerinin geri plana itilmesine sebep olmuştur, örneğin savaşla, adalet dağıtımıyla ilgilenişi, müzik, eğlenceyle olan bağlantısı ve ölüm ile intikamla olan ilahi bağı geri planda kalmıştır.
Ishtar'a ait mitlerin günümüzde aşırı net olmamasından ötürü, genelleme yapılırsa eğer, mitlere odaklanmış bilim kurgu ve fantezi türlerinde ondan kolayca esinlenilmesine sebep olmuştur. Antik tanrıçadan Stargate, SG-1, Legendary Journeys ve Buffy eserlerinde parçalar bulunabilir. Ishtar'ın mitlerinden Neil Gaiman, Richard Adams ve Robert A. Heinlein'ın eserlerinde de söz edilir.
Günümüzde belki de antik dünyanın en önemli tanrıçası modern çizgi romanlarda da boy göstermektedir. Inanna ilk defa 1974'teki Barbar Conan #40 sayısında ortaya çıkmıştır, "Unutulmuş Şehrin Canavarı" bölümünde. Çizgi romanda barbar kahraman Conan, tanrıçadan yardım alarak antik "unutulmuş şehirde" yağmacılara karşı mücadele eder. Marvel'ın Inanna'sı da mitlerdeki şifacı gücüne sahiptir. Ishtar DC Çizgi Romanları'nda kocası Tammuz ile birlikte de yer almıştır. Madam Xanadu Özel Sayı #1.1 (1981)'de antik aşıklar geçici olarak yeniden canlanırlar.
Aşk ve sosyal bağlar
Dünyanın ilk bilinen aşk tanrıçası olan Ishtar, duygusal bağların birçok boyutuyla bağlantılı görülür. Cinsel bağ bunun içinde olmakla beraber çeşitli sevgi bağları da Ishtar ile ilişkilidir. Tanrıçanın ailesiyle ve hizmetçisi Ninshibur ile olan bağı sevgi doludur. Aşk ise tanrıçayı tarihi Mezopotamya kralıyla biraraya getirmiştir ve bu rolde hem anne, hem eş, hem de kız kardeş olmuştur. Ishtar'ın sevgisinin umursadığı kişileri koruduğuna, aileleri, toplumları ve imparatorlukları biraraya getirdiğine ve bu bağın gücünün ölümden sonra dahi kaybolmadığına inanılırdı.
Mitlerde Ishtar aşk tanrıçası statüsünü ve sosyal ilişkilerdeki yeteneğini kullanarak gücünü arttırır. Mezopotamya tanrılarının en güçlülerinden genelde sayılmamakla beraber (sayılacak olsaydı bunlar muhtemelen Enlil, Ea, Marduk, Assur veya Anu olurdu), Ishtar'ın sosyal yeteneklerinden kaynaklanan ilişkiler tanrılar meclisinde ona farklı bir güç katmıştı. Belki de imajında en öne çıkan da bu sosyal gücü olmuştur. Ishtar'ın güçlü bir tanrıça olması ve yanında sosyal yeteneklerinin gücü, bu antik tanrıçayı modern dünyada özellikle ilgi çekici kılmıştır.