Makedonya

10 günler kaldı

Tarih Eğitimine Yatırım Yapın

Hayır kurumumuz Dünya Tarih Vakfı'nı destekleyerek tarih eğitiminin geleceğine yatırım yapıyorsunuz. Bağışınız, gelecek nesilleri çevrelerindeki dünyayı anlamak için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerilerle güçlendirmemize yardımcı olur. Yeni yıla daha güvenilir tarihsel bilgileri herkes için ücretsiz olarak yayınlamaya hazır bir şekilde başlamamıza yardımcı olun.
$3086 / $10000

Tanım

Joshua J. Mark
tarafından yazıldı, Tuğba Köse tarafından çevrildi
05 Kasım 2018 tarihinde yayınlandı 05 Kasım 2018
Diğer dillerde mevcut: İngilizce, Fransızca, Farsça, İspanyolca
Bu makaleyi sesli dinle
X
Makaleyi Yazdır
Apollo, Macedonian Gold Stater (by Mark Cartwright, CC BY-NC-SA)
Apollo, Makedonya Altın Stateri
Mark Cartwright (CC BY-NC-SA)

Makedonya, Yunan yarımadasının kuzeyinde bulunan ve Herodot'a göre ilk olarak kendilerine 'Hellen' (daha sonra bütün Yunanlıları tanımlamak için kullanılmıştır) diyen ve topraklarına kendi adlarını veren Makedon kabilesi tarafından iskan edilen eski bir krallıktı.

Krallık, M.Ö. 7. yüzyılda yarı efsanevi görünen ve adını Zeus'un oğlu olan Makedon tanrısından (Makednos, Macedon olarak da bilinir) alan Caranus tarafından kurulmuştur. Yüzyıllar boyunca, Makedonya güney Yunanistan ile pek ilgilenmemiştir. Yunanlılar, Makedonları yalnızca bölgelerinin sağladığı hammaddeleri, özellikle gemi yapımı için kereste üretiminde işe yarayan barbarlar olarak görüyorlardı. Makedonlar da Yunanlıları aynı şekilde küçümsüyordu.

Milattan önce 480 yılındaki Pers işgali sırasında Makedonya, Pers yönetimi altındaydı ve işgal güçlerine askeri kuvvet sağlamak mecburiyetindeydi. Onların Pers tarafına katılımları Makedonya ile güney Yunanistan arasındaki zayıf ilişkiyi daha kötüleştirdiği söylenemez. Yunan zaferi ile Perslerin kovulmasının ardından, Makedonya, Yunanistan'ın geri kalanından uzak kalmayı tercih etti. Bununla birlikte, Yunan şehir devletlerinin arasında başlayan çatışma ve savaşlar, onlarında Makedonya ile ilgilenmemesini sağlamıştır.

Bilginler genel olarak Makedonların hangi milletten olursa olsun güney şehir devletleri tarafından Yunan olarak kabul edilmedikleri sonucuna varmışlardır.

Bunların hepsi, Kral II. Filip (M.Ö. 359-336)'in iktidarı sırasında güney Yunan şehir devletlerini sistematik olarak kontrolü altına alması ile değişti. Milattan önce 336'da Filip'in süikaste uğraması ile taht, Yunan kültürünü ve medeniyetini bilinen antik çağ dünyasına yayacak olan oğlu Büyük İskender'e geçmiştir (M.Ö. 336-323). Makedonya, milattan önce 323'te İskender'in ölümünden sonra güney Yunanistan'ın gözünden düştü; birçok Yunanlı Makedonya yönetimine ve Makedonya ile alakalı olan her şeye kin ve düşmanlık gösterdi. Makedonya, milattan önce 146 civarında Yunanistan'ın geri kalanıyla birlikte Roma tarafından ilhak edilene kadar özerk ve güçlü bir krallık olarak varlığını sürdürdü.

Erken Tarih & Yunanistan ile İlişkiler

Milattan önce 7. yüzyılın başlarında kralları Caranus'un komutasındaki Makedonyalılar, bölgenin merkez kısmına yerleştiler ve zamanla kuzeyi ve güneyi kolonileştirerek orada yaşayan Teselyalılar ile İliryalıları yerlerinden ettiler. Onların gelmesinden önce bölge Emathia (Homeros'a göre, M.Ö. 8. yüzyılda ve daha sonra Strabon'a göre, M.Ö. 63- M.S. 23) olarak biliniyordu ancak yeni gelenler bölgede hak iddi etti ve bölgeye kendi koruyucu tanrılarının adını koydular. Makedon, M.Ö. 8. yüzyılda Hesiodos'un Kadınlar Katoloğu'nda Yunan panteonuna ait olarak anılır. Akademisyen Winthrop Lindsay Adams şöyle yazar:

"Kuruluş efsaneleri, onların Zeus'un oğlu Makedon'dan geldikleri ve onun da Pieros ve Amathos adında (bunlar halihazırda var olan coğrafi ve etnik terimlere dini bir tarih sağlamıştır) iki oğlu olduğunu belirtmektedir. Onlar, Makednic adı verilen, belli belirsiz Aeolik yada kuzeybatısı Yunancası ile ilişkili ama güneydeki İyon ve Dor dilini konuşan Yunanlılar için pratik olarak anlaşılamaz olacak kadar farklı bir lehçe konuşuyorlardı.(3)"

Map of Archaic Greece
Arkaik Yunanistan Haritası
Megistias (CC BY-SA)

Dil, kuzey ve güney bölgesi arasındaki tek engel değildi, zira Herodot (M.Ö. 484- 425/413) Makedonların Yunan olduğunu ileri sürsede ve aynı zamanda onların Yunan tanrılarına tapan ama Yunan olmayanlar olarak ta açıklar. Heredot, ilk krallarının Yunan kahramanı Herakles'in soyundan gelen Temenus'un soyundan gelen Periccas olduğunu belirtir. Heredot, Makedonları Herakles aracılığıyla Yunanlılarla ilişkilendirilsede, bunun bir Yunan iddiası değil, bir Makedon iddiası olduğunu ve Yunanlılar tarafından yalnızca Makedon kralı I. İskender'in kabul edildiğini de açıkça belirtiyor. Bu iddia, Heredot'ta İskender'in Yunan olmayanlara uygulanan bir sıfat olan Philhellene ("Yunanlıların dostu") olarak bilinmesiyle daha da karmaşık hale gelir. Akademisyenler çoğunlukla, Makedonların hangi milletten olursa olsun, güneydeki şehir devletleri tarafından Yunan olarak kabul edilmedikleri sonucunda ortak görüştedirler. Akademisyen Peter Green'in yorumu:

Yunan şehir devletlerinin bu alt-Homeros yerleşim bölgesine karşı tutumu, cana yakın ve sofistike bir küçümsemeydi. Makedonyalıları genel olarak yarı vahşi, kaba konuşan ve lehçeli, siyasi kurumlarda geri kalmış, savaşçı olarak önemsiz ve yemin bozmayı alışkanlık edinmiş; ayı postları giymiş, koyu ve iğrenç içkilere kendini kaptırmış, suikast ve ensest olaylarıyla yoğrulmuş kişiler olarak görürler. (6)

Makedonlar kendilerini ne kadar uzak tutmuş gibi görünsede, güney şehir devletlerinin onayını ve kabulünü aradıklarına dair pek çok kanıt vardır. Örneğin I. İskender (M.Ö. 498-454, Makedonya'nın ilk tarihi kralı) kökenini geçmişteki Agrive krallarına (Agros şehrinin ünlü Yunan yöneticileri) dayandırarak Yunan kökenli bir soy ileri sürmesi gibi. İskender'in böyle bir soy ağacına sahip olup olmadığı akademisyenler arasında hâlâ bir tartışma konusudur ancak iddiası, M.Ö. 504'te gerçekleşen Olimpiyatlara katılmasına izin veren Yunan yetkililer tarafından kabul edilmiş görünüyor. İskender, sarayını Atina modelini örnek alarak şekillendirdi ve kendisini eğlendirmeleri için Yunan şairlerini oraya davet etti.

Ancient Macedon & Modern Political Map Overlay
Antik Makedonya & Modern Siyasi Harita Kaplaması
Future Perfect at Sunrise (Public Domain)

Buna rağmen, Yunanlılar Makedonya'yı sürekli olarak barbar bir ülke olarak addetmiş ve yalnızca önemli kaynakları nedeniyle dikkate değer bulmuşlardır. Makedonya, yüksek kesimleri yoğun ormanlarla kaplı olup, alçak kesimleri ise üç nehirin suladığı düz, verimli bir ova olmak üzere dağlık ve alçak kesimler arasında bölünmüştü. Ovalardan gelen mahsuller ile yaylalardan gelen kereste, ilk yerleşimcilerin başlıca ihracatı olmuş ve Makedonya tarihi boyunca bu durum devamlılığını korumuştur.

Küçük, bağımsız topluluklar, tek bir yönetim altına getirilmiş ve ilk olarak Aigai (Vergina) sonrasında Pella şehirlerinden yönetilmiştir.

Bu bölünmeler, başlangıçta Aigai (Vergina) şehrinden ve daha sonra Pella'dan yönetilen tek bir monarşi altında birleştirilen küçük, bağımsız topluluklar yarattı. Kral, diyarın idaresini bir bütün olarak denetliyordu ancak ticaretin ayrıntılarını çözmek bireysel astların sorumluluğundaydı; bu, ayrı kabilelerin kendi krallarına sahip olduğu zamandan kalma bir politika gibi görünüyor. Makedonlar, milattan önce 5. yüzyıla kadar madeni para kullanmak yerine takas yapıyorlardı. Özellikle ovalarda yapılan tarıma oldukça güveniyorlardı. Güneydeki komşularının aksine, toprağı kendileri işlediler ve köleleri yoktu; ki bu politika ve yaşam tarzı, Güney Yunanlıların aşağılanmasını daha da teşvik ediyordu.

İlk Krallar ve Kültür

I. İskender'den önceki krallar yarı tarihi ve saltanatları hakkında çok az bilgi vardır. I. İskender'in babası, I. Amyntas (M.Ö. 547-498), diğer uluslarla anlaşmalar ve ittifaklar yaptığı kayıtlara geçen ilk Makedonyalı kral olarak gözükür. Milattan önce 511'de Makedonya, kral I. Amyntas'ın idaresi altındayken Pers İmparatorluğunun vasalı olmuştur. I. İskender, babasının politikalarını devam ettirdi, daha sonra varisi II. Perdikkas (M.Ö. 454-413), bunları genişletti ve tam avantaj elde etmek için yaptığı her anlaşmayı kullandı. Green şöyle yazıyor:

(Perdikkas) Sparta ve Atina'yı birbirlerine karşı soğukkanlı bir alayclıkla oynadı. Her iki tarafa da kereste sattı, tekel anlaşmaları bir sürü konfetş gibi yapıp yırttı. Ayrıca Makedonya'nın Peloponnesos Savaşı'na ciddi bir şekilde dahil olmasını engellemeyi başardı, böylece her iki ana muhalif tarafı zayıflatan yıkıcı insan gücü kaybını önledi.(8)

Buna rağmen, Perdikkas yönetimi altındaki Makedonya, bölünmüşlük ve ekonomik sorunlarla boğuşuyordu. Yunanlılar ve özellikle Atinalılar tarafından hâlâ geri kalmış ve barbar bir ülke olarak görülüyordu. Makedonya'yı, güneydeki şehir devletleri ile eşit statüye yükselten Perdikkas'ın halefi Arkhelaos'tur (M.Ö. 413-399). Orduyu kuvvetlendirdi ve düzenledi, bölgenin ayrı kantonlarını tahtın gücü altında daha güvenli bir şekilde bir araya getirdi, sarayın ve başkentinin artan Helenizasyonu için kültürel bir program başlattı.

Pella, Macedonia
Pella, Makedonya
Carole Raddato (CC BY-NC-ND)

Arkhelaos'un başarısı kısmen koşullara bağlıydı: Atina, Peloponnesos Savaşı'ndan Sparta'na yenilmişti ve yeni gemiler için keresteye ihtiyaç duyuyordu. Ancak bunların yanında, Arkhelaos Makedonya'nın bir bütün olarak ve özellikle Makedonya Krallığı'nın yükseltilmesi için ne yapılması gerektiğini görebildi ve bunu yapmaya koyuldu. Arkhelaos, ünlü Yunan ozanlarını ve sanatçılarını sarayına davet etti. Aralarında onları, yüksek seviyede bir kültür için teşvik edecek olan Euripides (M.Ö. 480-406) vardı.

Milattan önce 399'da Arkhelaos bir av sırasında yoldaşlarından (ihtimalle eski sevgilisi) Crateuas tarafından öldürüldü. Ardından Crateuas tahta çıktı ancak Arkhelaos'un oğlu Orestes (M.Ö. 399-398) tarafından saltanatının dördüncü gününde katledildi. Taht, Orestes'in ardından II. Aeropus'a geçti. Sonraki birkaç kral tahta çıksada kısa süre sonra süikaste uğramalarıyla taht sürekli el değiştirdi ancak bu durum III. Amyntas'ın (M.Ö. 392-370) kral olması ile durdu.

III. Amyntas, işgal ihtimaline karşı ülke sınırlarını emniyete aldı, Yunan şehir devletleri ile ticareti arttırdı ve I. Arkhelaos'un başlattığı Makedonya'nın mevki yükselişini devam ettirdi. Sparta ve Atina devletleri ile ittifaklar yaptı ve bunun yanı sıra onlarla Makedonya kerestesi üzerine daha kazançlı anlaşmalar için görüşmelerde bulundu. III. Amyntas, I. Arkhelaos'un hiçbir doğrudan halefinin yapamadığı şekilde ülkeyi birleştirdiği ve güçlendiği için, onun gerçek varisi olarak addedilir. III. Amyntas, yaşlılıktan öldü ve krallığını oğlu II. İskender'e (M.Ö. 370-368) bıraktı ancak ne kendisi ne de varisleri babasının vizyonuna ulaşamadı. Amyntas'ın gerçek varisi M.Ö. 359'da iktidara gelecek ve Yunanistan'ı Makedon yönetimi altında birleştirecek olan en küçük oğlu II. Philip olacaktı.

II. Philip

II. İskender M.Ö. 368'de suikaste uğradı ve taht, meşrutiyetini III. Amyntas'ın dul eşi Eurydice ile evlilik -ya da en azından bir ilişki- yoluyla iddia eden suikastçısı Aloroslu Ptolemaios'a (M.Ö. 368-365) geçti. Makedonya aristokrasisi, onun yöntemlerini ve hükmünü onaylamadı ve kimsenin itirazı olmadan III. Perdikkas (M.Ö. 365-360) tarafından öldürüldü. III. Perdikkas'ın küçük kardeşi Philip, milattan önce 367'den beri önce İliryalılar, sonra da Yunanistan'ın en güçlü şehirlerinden biri olan İstefe/Tebai tarafından rehin tutuluyordu. İstefe'de askeri ve diplomatik konularda resmi bir eğitim aldı, İstefe ordusunun askeri kama oluşumunu ve Kutsal Birlik olarak bilinen seçkin savaş gücünün etkinliğini ilk elden gördü.

Philip II of Macedon
Makedon Hükümdarı II. Philip
Fotogeniss (CC BY-SA)

III. Perdikkas, milattan önce 364'te Philip'in İstefe'den salınmasını ve onun Makedonya'ya dönmesini sağladı. III. Perdikkas, İliryalıları kuzey bölgesinden sürmek için onlara karşı bir sefer düzenledi ancak milattan önce 360 civarında gerçekleşen savaşta öldürüldü. Taht henüz bebek olan oğlu IV. Amyntas ve vekili olarak Philip'e geçsede kısa bir süre sonra Philip yeğenini tahtan indirmiş ve kendi hükümdarlığını başlatmıştır. II. Philip, yeğenini bir tehdit olarak addetmemiş ve onu öldürtmek yerine iyi davranmıştır (ancak, III. İskender tahta geçtiğinde IV. Amyntas'ı idam ettirecektir).

II. Philip, ilk önce krallığının eğitim uygulamalarını ve ordusunu gözden geçirmeyi bitirmiştir. Askeri birlikleri çoğalttı ve onlara İstefe'de öğrendiği taktik ve uygulamaları öğretti. Aynı zamanda, Arkhelaos'un siyasetini doğrultusunda bölgede Helenizasyonu yaymış ve genç oğlu İskender ve arkadaşları için alim Aristoteles'i (M.Ö. 384-322) Yunanistan'dan getirmiştir.

M.Ö. 338'de II. Philip & III. İskender, birleşik Atina & İstefe güçlerini Chaeronea Muharebesinde yenmiştir.

Milattan önce 356-348 yılları arasında, II. Philip güney komşularının işlerine karışarak bazılarıyla ittifaklık kurarak diğerler şehir-devletlerini fethetti. Daha sonra, ittifak içinde olduğu şehirleri de kendi yönetimi altında birleştirdi. Atinalı hâtip Demosthenes (M.Ö. 384-322 civarı) Makedonya kralına karşı bir dizi konuşma yaptı (Filipinler olarak bilinir) ve vatandaşlarını Philip'e güvenmenin tehlikesi konusunda uyardı ancak bunlar büyük ölçüde dikkate alınmadı. M.Ö. 338'de II. Philip ve III. İskender, Chaerona Muharebesi'nde Atina ve İstefe'nin birleşik güçlerini yendi ve daha sonra kendisinin başkanı olduğu Pan-Helenistik Kongre'yi kurdu. Yunan şehir devletlerini etkili bir şekilde fethetti ve onları Makedonya'nın kontrolü altına aldı.

Makedonya artık, güneyden gelen ticaret anlaşmaları ve haraçlar sayesinde serveti artan, güçlü, birlikeşik bir krallıktı. II. Philip, milattan önce 336'da- eski çağda bile belirsiz olan nedenlerden dolayı- suikaste uğradığında, taht miras aldığı kaynakları en iyi şekilde değerlendirecek olan III. İskender'e geçti.

Büyük İskender

II. Philip, döneminin en güçlü imparatorluğu olan Perslere karşı askeri bir sefer düzenliyordu. İskender bu planları hemen devraldı. M.Ö. 334'te Küçük Asya'ya Yunanistan üzerinden 32,000 piyade ve 5,100 süvariden oluşan bir kuvvetle geçerek Baalbek şehrini ele geçirdi. Milattan önce 333'de Issus Muharebesinde, III. Darius'un ordularını ustalıkla yendi ancak onu ele geçiremedi. İskender, M.Ö. 332 yılında Suriye'yi ve M.Ö. 331'de Mısır'ı fethetti.

The Alexander Mosaic
İskender Mozaiği
Carole Raddato (CC BY-SA)

Güçlü bir ordu ve dolu bir hazine miras aldığı için İskender'in hiçbir güçle ittifak yapmasına ihtiyacı yoktu ve arzu ettiği zaman ve münasip bulduğu şekilde istediğini yapmakta özgürdü. Fetihteki hedefleri arasında, ana hedefi olmasa bile, kültürlerin birleştirilmesi ve harmanlanması vardı. Bu nedenle gittiği her yerde Helenistik düşünceyi, dili ve kültürü yayarken fethettiği toprakların kültürlerini ve bölgelerini kayıt altına aldı

331'de İskender, Darius'u Gaugamela Muharebesinde yendi ve kısa bir süre sonra Darius kendi koruması tarafından suikaste uğradı. İskender artık Perslerin elinde olan bütün toprakların hükümdarıydı ancak M.Ö. 327'de Hindistan'ı fethetme girişiminde bulundu. Bundan elde ettiği başarı, adamları geri dönmezse isyanla tehdit ettiğinde yarıda kaldı ve sefer iptal edildi. Muhtemelen M.Ö. 323'te on gün süren yüksek ateşten sonra öldüğünde seferi yenilemeyi düşünüyordu.

Helenistik Makedonya & Roma

İskender bir halef belirtmediği için imparatorluğu dört generali arasında bölündü: Lysimachus Trakya ve Küçük Asya'yı; I. Ptolemy Mısır, Filistin, Kilikya, Nabati ve Kıbrıs'ı; Seleukos Mezopotamya, Levant, Pers ve Hindistan'ı; ve Cassander Makedonya ve Yunanistan'ı yönetecekti. Bu dördü Diadohoi yani halefler olarak biliniyordu ve her biri herkesi tatmin edecek kadar toprak ve zenginliğe sahip olsa da, I. Ptolemy hariç hepsi daha fazlasını istedi ve Diadohoi savaşları (M.Ö. 322-275) başladı.

Bu savaşlar sadece dört generali değil, İskender'in imparatorluğundan daha büyük bir pay almaları gerektiğine inanan diğerlerini de içeriyordu. Örneğin, İskender'in üvey kız kardeşi Cynane (M.Ö. 357-323 civarı), kızı Adea'yı (Kraliçe Eurydice olarak bilinir) İskender'in halefi olarak seçilen adamla -zayıf üvey kardeşi Arrhidaeus'la (sonradan III. Philip olarak bilinir, M.Ö. 323-317) evlendirmeyi başardı. İskender'in annesi Olympias'da anlaşmazlıklara dahil oldu ve sonunda Eurydice ve III. Philip'i öldürttü. Büyük İskender'in oğlu IV. İskender, halef olarak bariz seçimdi ancak İskender'in ölümünden kısa bir süre sonra doğdu. Sonunda Cassander'in emriyle yaklaşık M.Ö. 309'da suikaste uğradı.

Coin of Philip V of Macedon
Makedonya Kralı V. Philip’in Sikkesi
PHGCOM (Public Domain)

İskender'in yokluğunda Makedonya'yı kral naibi olarak Cassander'in babası General Antipater yönetmiştir (M.Ö. 334-323) ancak milattan önce 320'de imparatorluğun tamamının vekili olduğu ilan etmiştir. Cassander, eski yoldaşlarına karşı çeşitli savaşlar verdikten sonra Makedonya'ya döndü ve babasının halefi olarak kendisinin adlandırılacağına inandı. Antipater, arkadaşı ve yoldaşı Polyperchon'u seçti. Cassander, tahtı ele geçirmek için General Antigonus ile ittifak kurdu. Antigonus ile Cassander galip geldi ve M.Ö. 305 civarında Cassander Makedonya kralı ilan edildi. Sadece Diadohoi Savaşları boyunca sürecek olan Antipatrid Hanedanlığını kurdu.

Makedonya'nın M.Ö. 275 ile M.Ö. 205 arasındaki tarihi, krallarının çeşitli başarı seviyelerine sahip bir dizi askeri seferi, bu kralların ve aristokrasisinin diğer üyelerinin suikastları ile karakterize edilir. Bu kralların en başarılısı -en azından ilk başta- sınırlarını istilacı kabîlelere karşı güvence altına alan ve Makedonya'nın gücünü Yunanistan'a ve Akdeniz'in üzerinden Küçük Asya ve Mısır'a kadar genişleten V. Philip'ti (M.Ö. 221-179).

Makedonya, M.Ö. 215'te bir Kartacalı diplomatla birlikte bir gemide bulunan Makedonyalı bir elçinin yakalanıp Makedonya ile Kartaca General Hannibal Barca arasında bir antlaşmayı taşıdığının anlaşılması üzerine İkinci Pön Savaşı (M.Ö. 218- 201) sırasında Roma'nın işlerine karıştı. Roma, Kartaca ile Makedonya arasında bir ittifakı göze alamazdı ve böylece Birinci Makedonya Savaşı (M.Ö. 214- 205) başladı. Roma, İkinci Pön Savaşı'nda olduğu gibi zafer kazandı ve Akdeniz bölgesindeki en büyük güç olarak kendini kanıtladı.

Roman Forum, Philippi
Roma Forumu, Philippi
Carole Raddato (CC BY-SA)

Makedonya, Roma giderek daha da güçlenirken sonraki birkaç on yıl boyunca bağımsızlığını ve otoritesini iddia etmeye devam etti. Romalılar, daha önce Kartaca ile olan ilişkisinden dolayı V. Philip'i unutmamış veya affetmemişti böylece ondan fahiş bir tazminat talep ettiler. V. Philip bu talebi reddetti, bu şekilde Roma'nın tekrar galip geleceği ve Makedonya'nın Yunanistan'daki mülklerini teslim etmeye zorladığı İkinici Makedonya Savaşı (M.Ö. 200-197) başladı. Üçüncü Makedonya Savaşı (M.Ö. 171-168) ve Dördüncü Makedonya Savaşı (M.Ö. 150-148) aynı şekilde sona erdi ve her seferinde Makedonya biraz daha fazla kaybetti. Romalılar milattan önce 146'da Kartaca'ya karşı Üçüncü Pön Savaşı'nı kazandığında, Makedonya kısa süre sonra bir Roma eyaleti olarak özümsendi.

Sonuç

Bölgenin Slav istilaları M.S. 5. yüzyıl civarında Roma düşerken başladı ve M.S. 7. yüzyıla kadar devam etti. M.S. 681'de Bulgar kabîleleri tarafından bölge Birinci Bulgar İmparatorluğu kuruldu ve M.S. 1018'de bölge Bizans İmparatorluğu tarafından ele geçirilene kadar varlığını sürdürdü. Bizanslılar M.S. 1453'e kadar bölgeyi ellerinde tuttular ve daha sonra Osmanlılar kendilerini bölgeye imparatorluklarının bir parçası olarak yerleştirdiler. MS. 20. yüzyıla kadar bölgeyi ellerinde tutacaklardı.

Zamanla ve çok sayıda çatımadan sonra bölge, şu anda Yunanistan, Arnavutluk, Bulgaristan, Kosova, Sırbistan ve Yugoslavya'yı içeren ayrı siyasi ve etnik varlıklara bölündü. 1991 yılında, bir zamanlar Büyük İskender'in Makedonya İmparatorluğu olan bir alanda Makedonya Cumhuriyeti kuruldu. Bölgenin mirası, kendisine verileni en iyi şekilde kullanarak nesiller boyunca başkalarını önemli ölçüde etkileyen ve yönlendiren İskender komutasındaki ordular tarafından antik dünyanın Helenleştirilmesiydi; bu paradigmanın günümüze kadar bölge halkına örnek teşkil ettiği söylenebilir.

Sorular & Cevaplar

Makedonya nedir?

Makedonya, M.Ö. 7. yüzyılda Yunanistan’ın kuzeyinde kurulan bir krallıktı.

“Makedonya” isminin anlamı nedir?

Makedonya ismini, krallığı kuran Makedon kabilesinin taptığı Zeus’un oğlu tanrı Makedon’dan almaktadır.

Makedonya neyle ünlüdür?

Makedonya’nın tarihi çok eskilere dayanır ancak en çok Büyük İskender’in doğum yeri olarak bilinir.

Makedonya Roma tarafından fethedildi mi?

Makedonya, Roma’ya karşı verdiği dört Makedonya Savaşı’nın (M.Ö. 214-148) hepsini kaybetti ve milattan önce 146’dan sonra Roma Cumhuriyeti’nin bir eyaleti oldu.

Çevirmen Hakkında

Tuğba Köse
Merhaba, ben Tuğba. Fen-Edebiyat fakültesi, Tarih bölümü mezunuyum. Dünya Tarihi Ansiklopedisi’nde gönüllü çevirmenlik yapıyorum.

Yazar Hakkında

Joshua J. Mark
Yazar Biyografisi Joshua J. Mark, Dünya Tarihi Ansiklopedisi'nin kurucu ortağı ve İçerik Direktörü'dür. Daha önce Marist College (NY) üniversitesinde tarih, felsefe, edebiyat ve yazı dersleri vermiştir. Yunanistan ve Almanya'da yaşamış ve geniş çapta seyahat etmiştir.

Bu Çalışmayı Alıntıla

APA Style

Mark, J. J. (2018, Kasım 05). Makedonya [Macedon]. (T. Köse, Çevirmen). World History Encyclopedia. alınmıştır https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-386/makedonya/

Chicago Formatı

Mark, Joshua J.. "Makedonya." tarafından çevrildi Tuğba Köse. World History Encyclopedia. Son güncelleme Kasım 05, 2018. https://www.worldhistory.org/trans/tr/1-386/makedonya/.

MLA Formatı

Mark, Joshua J.. "Makedonya." tarafından çevrildi Tuğba Köse. World History Encyclopedia. World History Encyclopedia, 05 Kas 2018. İnternet. 21 Ara 2024.