Türkiye'nin güneydoğusundaki Toros sıradağlarında, Adıyaman sınırlarının ötesinde yer alan, Nemrut Dağı bir arkeoloji harikasıdır. Asırlardır unutulan Nemrut Dağı'nın efsunlu zirvesi, o zamandan beri, her yıl şafakta ve alacakaranlıkta, güçlü taş başların altın renginde parıldadığı manzarasının saf büyüsüne şahit olmak için gelen binlerce ziyaretçinin muhayyilesini yakalamayı başardı.
Nemrut Dağı, tarihte yerini canlı kayadan oymuş küçük bir Helenistik Ermeni krallığı olan Kommagene Krallığı'nın kalbinde yer alır. MÖ 62'de, bu küçük mahalli hanedanın megaloman hükümdarlarından biri olan Kral I. Antiochus (MÖ 70 - c. 38), kalıcı bir abide bırakmaya karar verdi ve Nemrut Dağı'nın zirvesinde bir mezar ve mabetin inşa edilmesini emretti.
Umumiyetle "Tanrıların Tahtı" olarak anılan bu dağın tepesindeki devasa taş başların fotoğraflarını birçok insan görmüş olabilir, ancak çok azı bu olağanüstü yerin tarihini veya fonksiyonunu bilir. Şüphesiz, Nemrut Dağı'na yapılacak bir gezi, Kommagene'ye yapılacak herhangi bir yolculuğun en mühim noktası, ancak keşfedilecek daha çok şeyin var olduğunu gösterir. Nemrut Dağı Milli Parkı - Karakuş'taki kraliyet hanımlarının mezar sahası, güzelce muhafaza edilmiş Cendere Köprüsü ve Arsameia şehri ve diğer ilgi çekici yerlerle birleştirilmiştir. Bütün bu yerler birbirine yakındır.
Oraya Gitmek
Temmuz 2017'de Kilikya'da Türkiye'nin tarihi yerlerinden bazılarını gezerken, uzun yıllardır yapılacaklar listemin başında yer alan Nemrut Dağı'nı keşfetmek için yola çıktım. Adana'daki üssümden Milli Park'a güneyden yaklaşırken ilk durak olan Karakuş Tümülüsü'ne beş saatlik bir seyahtti.
Kommagene'de seyahat etmek, son derece uzak ve erişilemez lokasyonu sebebiyle oldukça zordu. 1960'larda yolun inşasından önce, zirveye yalnızca eşekle veya yürüyerek ulaşılabiliyordu, bu da saatlerce eşeği sürmeyi veya yürümeyi gerektiriyordu. Bugün pek çok insan, ayarlanmış bir tur rehberi ile zirveye yolculuk yapıyor, ancak müstakil gezginler, mekiklerin ziyaretçileri küçük bir ücret karşılığında tepenin eteğine götürdüğü zirveye ulaşmak için kendi ulaşım vasıtalarının kullanabilirler. Ardından, dağın tepesindeki mukaddes sahaya giden tören yolu boyunca 600 metrelik (1.960 fit) bir tırmanış yapılır.
Antiochus, mozolesi için krallığının en yüksek dağ zirvesini seçti. Zirvesinde, 2.150 metre (7.000 fit) yükseklikte, bugün hala 100 kilometreden (62 mil) her istikametten görülebilen yüksek bir tümülüs (suni höyük) inşa etti. Ölmeden önce geride bıraktığı kitabelere göre Antiochus, tanrılar arasında yüksek ve mukaddes bir yere gömülmek istemişti. Kral sonsuza kadar korunmayı arzulamış ve her bakımdan muvaffak olmuştu.
Mamafih, bir Alman yol mühendisinin mezarın keşfini bildirmesi 1881'de gerçekleşti. O zamandan beri, site birçok yerli ve yabancı araştırmacı tarafından kazılmıştır. Dünyanın en yüksek açık hava müzesi oldu ve 1987'de prestijli UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi.
Kommagene Krallığı
Kadim Kommagene Krallığı, Fırat Nehri'nin sağ kıyısında, eskiden Seleukos toprakları olan sahayı işgal etti. Kuzey Suriye Ovaları ile Doğu Toros Dağları arasındaki arazi, Güneydoğu Anadolu'nun bugün aşağı yukarı Adıyaman ve Gaziantep illerinin kuzeyine tekabül eden kısmıydı.
Kommangene'nin tarihi, MÖ 162 civarında kral olan ve kendisini müstakil bir hükümdar olarak ilan eden Orontid Ermeni asıllı bir Seleukos subayı olan Kommageneli Ptolemaeus'un (MÖ 201-130) saltanatı ile başlar. Krallığı, Fırat Nehri'nin Mezopotamya'dan geçişlerini ve Toros Dağları üzerindeki muhtelif yolları kontrol etti. Neticede garpta Seleukos İmparatorluğu ile şarkta Parthia arasında tampon devlet olarak mühim bir rol oynadı. Ptolemaios'un yerine, Samosata'daki kaleyi kuran oğlu II. Sames (MÖ 130-109) geçti.
Antik Yunan tarihçi Strabon'a göre (MÖ 64 - MS 24), krallık ticaret ve tarımdan, bilhassa başkentin etrafındaki verimli topraklar sayesinde zengin oldu. Kommagene Krallığı ile Seleukos İmparatorluğu arasındaki barış ittifakının bir parçası olarak, II. Sames'in oğlu ve halefi olan I. Mithridates Callinicus (MÖ 109-70), Seleukos prensesi VII. Laodike Thea ile evlendi. Yavaş yavaş, krallık Helenleşti ve Yunanca resmi lisan olarak kabul edildi.
Kommagene, MÖ 1. yüzyılda I. Antiochus idaresinde zirveye ulaştı. Uzun hükümdarlığı sırasında, Romalılar Partlara karşı savaştı ve Antiochus, kızı Laodike'nin Orodes ile evliliğini ayarlayarak Partlarla ittifak kurmadan önce Romalılarla ittifak kurdu (MÖ 57-37). Kommagene, MS 17'de Roma İmparatorluğu tarafından ilhak edilene kadar istiklalini muhafaza etmiştir. Kommagene, MS 38'den itibaren müstakil bir krallık olarak yeniden ortaya çıktı, ancak MS 72'de İmparator Vespasian'ın (MS 69-79), IV. Antiochus'u (MS 38-72) Romalılara karşı Mısır'la komplo kurduğu iddiasıyla tahttan indirmesiyle kalıcı olarak Roma'nın Suriye eyaletine dahil edildi.
I. Antiochus'un Nemrut Dağı'ndaki Mezar-Mabeti
I. Antiochus - "adil, mümtaz bir ilah, Romalıların ve Yunanlıların arkadaşı" (tam unvanına göre) - Kral Mithridates Calinicus'un (MÖ 109-70) ve Kommagene Kraliçesi Laodike VII Thea'nın (d. MÖ 122) evladıydı. Yarı Ermeni ve yarı Yunan olan Antiochus, kendini baba tarafından Ahamenişlerin ve anne tarafından Seleukosların soyundan sayıyordu -ki bunlar kadim dünyanın en büyük iki hanedanıydı.
Kendine takıntılı hükümdar, bir kraliyet kültü kurdu ve vefatından sonra bir tanrı olarak tapınılması için Nemrut Dağı'nda bir mezar-mabetin (hierothesion) inşa edilmesini emretti. Bu olağanüstü mezar kompleksi, 50 metre yüksekliğinde (164 fit) ezilmiş kireçtaşından suni bir höyükten (tümülüs), üç kült terasından (doğu, batı ve kuzey) ve basamaklı bir platforma sahip büyük bir sunaktan oluşur. Kral Antiochus'un cesedinin, insan yapımı dağın altındaki bir odaya gömüldüğü düşünülüyor, lakin defalarca tekrarlanan teşebbüslere rağmen mezarı henüz bulunamadı.
Mabeti Ziyaret Etmek
Ziyaretçiler, tümülüsün tabanındaki dar bir geçit yoluyla farklı teraslara erişirler. Doğu ve batı terasları her iki tarafta yer alır ve her ikisine de beş devasa heykelden oluşan bir sıra hakimdir. Tümülüse sırtları dönük olarak ihtişamlı bir şekilde oturan, 8 ila 10 metre (26-32 fit) uzunluğundaki figürler, I. Antiochus ve Antiochus'un karışık atalarını aksettiren bir Yunan, Ermeni ve Pers tanrıları panteonu olarak tanımlanmıştır: Zeus-Orosmasdes-Ahura Mazda, Artagnes-Bahram-Herkül-Ares, Apollo-Mithras-Helios-Hermes ve Kommagene-Atargatis-Juno Dolichena.
Depremlerle yere savrulan taş kafaları, ziyaretçilerin kim olduklarını anlamalarına yardımcı olmak için yeniden düzenlenmiştir. Kral Antiochus sol tarafta oturur, Pers kıyafeti giymiş ve bir Ermeni tacı takmıştır, tanrılar ise çeşitli Yunan ve Pers kıyafetleriyle temsil ediliyor. Mesela, Apollo-Mithras-Helios-Hermes Pers kıyafetleri giyer. Tanrıça Kommagene Yunan tarzında giyinmiştir ve meyve ve çiçeklerle dolu (krallığın doğurganlığını sembolize eden) bir bereket taşır.
Doğu ve batı kültürlerinin harmanlanması, Büyük İskender (MÖ 356-323) ve halefleri tarafından eski Pers Ahameniş İmparatorluğu'nun topluluklarını Yunan fatihleriyle birleştirmeye yardımcı olmak için öne sürülen senkretizm olarak bilinen prensibi takip eder. Tahtına oturtulmuş tanrıların her iki yanında koruyucu mahlukların, bir aslan ve bir kartalın hayattan daha büyük heykelleri ve kralın farklı tanrılarla el sıkışması (dexiosis) sahnelerini temsil eden bir grup kumtaşı levhası vardı. İki sıra stel, abideyi Antiochus'un Ahameniş ve Helenistik atalarının portreleriyle tamamlamıştı.
Doğu, Batı ve Kuzey Terasları
Doğu Terası en iyi muhafaze edilmiş olanıdır. Tahtına oturtulmuş devasa heykeller, terasın yaklaşık 7 metre (22 fit) üzerinde, gün doğumuna doğru bakan katmanlı bir podyum üzerinde durur. Bu heykellerin arkasında, mukaddes sahaya ve yeni kültün kuruluşuna ilişkin tarihi ve hukuki hususlara dair Yunanca oyulmuş uzun bir kitabe yer almaktadır. Oturan heykellerin karşısında bir kurban sunağı olduğuna inanılan şeyin temelleri vardır.
Batı Terası, Doğu Terası'nda sergilenenlerle aynı hususiyetlere sahipti ancak doğudakine göre oldukça dardı ve ana sunağı yoktu. Devasa başları daha iyi korunmuş olmasına rağmen, şimdi daha fazla hasar gördü. Bu defa batan güneşe bakan ve terasın sadece 2 metre (6,5 fit) üzerinde duran tahta heykellerin nizamı, Doğu Teras'takilerle aynıdır. Büyük heykellerin yanı sıra beş muhteşem kült kabartması hayatta kalmıştır.
Üç tanesi, Antiochus'un Apollon, Zeus ve Herkül ile el sıkıştığını gösteren deksiosis sahnelerini temsil ederken, beşincisinin, en güzelinin, dünyada bilinen en eski burçlardan biri olan bir tür astrolojik manayı temsil ettiği düşünülür. Aslan takımyıldızını, üç gezegeni (Yunanca kitabelerde Mars, Jüpiter ve Merkür olarak tanımlanır) ve bir hilal ayı (Commagene'yi temsil eder) gösteren 19 yıldızlı bir aslanı tasvir eder. Yakın tarihli araştırmalar, aslan kabartmasının, MÖ 109'da I. Mithridates'in ve MÖ 62'de oğlu Antiochus'un taç giyme töreni gibi belirli hadiselerde gökyüzünün vaziyetini aksettirebileceğini göstermiştir. Bütün kabartmalar bu sahadan kaldırılmış ve Adıyaman Arkeoloji Müzesi'nde muhafaza edilmiştir. Terasın uzak tarafında, Antiochus'un onu Ahameniş kraliyet hanesine bağlayan baba tarafından atalarının kabartmaları vardır.
Doğu ve Batı terasları arasında 86 metre uzunluğunda (282 fit) Kuzey Terası bulunur. Kuzey Terası oldukça dardır ve yakındaki stellerin tamamı işlenmemiş olduğundan ve üzerinde herhangi bir yazı veya figür bulunmadığından muhtemelen hiç bitmemiştir. Ayrıca heykeli yoktır. Bazı bilginler, bu terasın Antiochus'tan sonra tahta geçecek olan kralların kullanımına tahsis edilmiş olma ihtimalini ileri sürmüşlerdir. Mamafih Antiochus'un oğlu II. Mithridates (MÖ 38-20), muhtemelen Nemrut Dağı'ndaki inşaat projelerini durdurmaya karar verdi ve bunun yerine Karakuş'taki mezar abidesinin inşası gibi kendi teşebbüslerine döndü.
Karakuş, Cendere Köprüsü ve Arsameia
Nemrut Dağı Milli Parkı'na güneyden giren ziyaretçi, yolun solunda devasa bir tümülüsten geçer. Nemrut Dağı gibi Karakuş Tümülüsü de daha mütevazı bir ölçüde de olsa suni bir höyüktür. Antiochus'un oğlu Kommagene Kralı II. Mithridates tarafından annesi İsias, kız kardeşi Antiochis ve yeğeni I. Aka'nın nihai istirahat yeri olarak yaptırılmış olup Kommagene Krallığı'nın kadınlara verdiği ehemmiyetin delilidir.
Yaklaşık 25 metre (82 fit) yüksekliğindeki tümülüs, başlangıçta üç Dor sütunundan oluşan üç grup tarafından çevrelenmiştir. Bir kartal, bir aslan ve Kral II. Mithridates ile kız kardeşi Laodike'nin el sıkıştığı bir deksiosis kabartması bulunan sadece üç sütun kalmıştır. Açık bir günde Nemrut Dağı'nın zirvesindeki tümülüs, kuzeydoğudaki en yüksek nokta olarak görülür.
Yaklaşık on kilometre (6,2 mil) uzaklıkta, Nemrut'a giden yol, yolcuyu en iyi muhafaza edilmiş Roma taş köprülerinden birine götürür. Bugün Cendere veya Severan Köprüsü olarak bilinen bu köprü, kadim çağda Chabinas olarak adlandırılan Fırat'ın bir kolu olan Cendere Nehri'ni kaplar. Korkuluklarından birinin içine yerleştirilmiş bir kitabe, MS 2. yüzyılın son yıllarında Onaltıncı Roma lejyonu (Legio XVI Flavia Firma) tarafından yaptırıldığını ve Roma imparatoru Septimius Severus'a (MS 193-211) adandığını ortaya koymaktadır..
Köprünün her iki ucunda bulunan dört sütunda, köprünün finansmanının dört Kommagene şehrinin (Samasata, Perre, Doliche ve Germaniceia) üstlendiğini bildiren ithaflar vardı. İki sütun Septimius Severus ve karısı Julia Domna'ya, diğerleri iki oğulları Geta ve Marcus Aurelius Severus Antoninus'a ithaf edilmiştir. İkincisi sonunda Caracalla (MS 198-217) olarak hüküm sürdü, kardeşi Geta'yı (MS 209-211) katletti ve onu tarihten sildi. Geta'nınki suikasttan sonra köprüden kaldırıldığından sadece üç sütun hayatta kaldı.
Roma köprüsünden yaklaşık 10 kilometre (6,2 mil) sonra, bir tabela ziyaretçiyi, Antiochus'un babası Mithridates Callinicus için bir hierothesion (cenaze abidesi) inşa ettiği Kadim Kommagene başkenti Arsameia'ya götürür. Bir yol, birkaç bağımsız heykelin yanından geçerek Akropolis'e yokuş yukarı çıkar. İlki, güneş tanrısı Mithras'ın, aslında tanrıyı Kral Antiochus ile el sıkışırken gösteren bir stelidir. Daha ilerideyse, aidiyeti belirsiz bir kralın Mithras ile el sıkıştığı ve Mithridates ve Antiochus'u tasvir eden iki hasarlı kabartmanın olduğu bir başka parçalanmış deksiosis vardır.
Buradan, patika Arsameia'nın şaheserine tırmanır: Kral Antiochus'u Pers kıyafetleri giymiş ve Ermeni tacı takmış olarak tasvir eden muhteşem ve mükemmel korunmuş üç buçuk metre yüksekliğinde (11.4 fit) bir deksiosis kabartması. Şahsına münhasır Antiochus, bu kabartmada aslan derisi ve sol elindeki sopasıyla tanınan Yunan yarı tanrısı Herkül ile el sıkışır. Rölyefin altındaki kaya duvarına oyulmuş bir kitabe ve bunun altında 158 metre uzunluğunda (518 fit) bir tünelin girişi mevcuttur. Yunan dilinde beş sütun halinde yazılan kitabe, Antiochus'un Arsameia'daki inşaat faaliyetlerini anlatmakta ve babası I. Mithridates Callinicus'un şerefine yapılacak merasimli kutlamaları belirtmektedir.
Tünelden patika, bir zamanlar Arsameia'nın en heybetli binalarının bulunduğu Akropolis platosuna biraz daha tırmanır. Kalıntılar, zemine dağılmış birkaç sütun kaidesi ve beyaz kireçtaşından bir merdivenin kalıntıları ile yetersizdir, ancak mekan güzeldir ve aşağısındaki vadiye tabii manzaralar sunar.
Nemrut'u Gezmek İçin İpuçları
NE ZAMAN ZİYARET EDİLİR: Mayıs-Ekim arası en iyisidir, lakin ilkbahar ve sonbahar aylarında gün doğumu ve gün batımı soğuk olacaktır. Dağ, ekim ortasından nisan sonuna kadar karla kaplıdır ve kış havası, zirveye yakın rotayı geçilmez hale getirebilir. Mahalli konaklama yerlerinin ekserisi de kış aylarında kapanır. Ziyaret etmek için en iyi vakit, zirvedeki sıcaklığın hoş bir şekilde serin olduğu Haziran, Temmuz ve Ağustos'tur. Site, zirvenin en kalabalık olduğu gün doğumunda veya gün batımında çok sayıda ziyaretçi çekiyor. İşin püf noktası, oraya erken gelen kalabalık ayrılırken veya gün batımı için gelmeden önce varmaktır. O zaman kendinize ait bir yeriniz olabilir.
NEMRUT'A GİDİŞ: Nemrut Dağı Milli Parkı'na güneyde Adıyaman'dan (86 km/53 mil) veya kuzeyde Malatya'dan (96 km/60 mil) iyi asfalt bir yolla ulaşılabilir. İstanbul ve Ankara'dan her iki şehre de Türk Hava Yolları veya AnadoluJet tarafından gerçekleştirilen günlük uçuşlar bulunur. Adıyaman ve Kahta, her ikisi de münasip konaklama imkanlarına sahip olduğu için iyi bir temel oluşturur. Nemrut Dağı'na ulaşımı olmayanlar için organize turların ana merkezleri Kahta ve Malatya'dır, lakin geceleme ile Kapadokya'dan bir tur rezervasyonu yapmak da mümkündür.
NELER GETİRİLİR: Zirveye otuz dakikalık yürüyüş için iyi ayakkabılar, gün doğumu veya gün batımı ziyaretleri için gitseniz de sıcak ve rüzgar geçirmez giysiler, günün sıcağında geliyorsanız su ve güneş kremi getirilebilir.
NEREDE KALINIR: Zirveden en yakın konaklama seçenekleri, 10 km (6,2 mil) güneyde bulunan Karadut köyündedir. Sade ama temiz küçük odaları olan ve güzel yemekler sunan Karadut Pansiyon'u tavsiye edebilirim.
Bu makale ilk defa Ancient History Magazine'in 21. sayısında neşredilmiştir.